Anadolu'yu İslam yurdu yapan 7 beylik
Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından bazı Türk beyleri ve kumandanlarından Anadolu'ya akınlar yapmasını emretti. Bu emir neticesinde birkaç yıl içinde Anadolu'nun büyük bir kısmı fethedildi. Anadolu Selçukluları devrinde ve onların yıkılmasından sonra birçok beylik kuruldu. Kurulan bu beylikler Türk-İslâm medeniyetini Anadolu'da yaymaya hizmet etti. İşte Anadolu'yu İslam yurdu haline getiren 7 beylik...
🔸 Selçuklu'nun Ermenek merkezli bir uç beyi olan Karaman Bey, uç bölgelerdeki faaliyetlerine devam etmişti. Kilikya bölgesinde tehlikeli bir sınıra yerleşmiş olan Karamanlılar, yaklaşık 2 asır bu bölgede hüküm sürmüşlerdi.
🔸 Beylik, 13. yüzyılda Anadolu'daki en güçlü Türk beyliği kabul ediliyordu. Bu yüzden Osmanlı Beyliği onlardan ilk başlarda uzak durmuş, iyice büyüyüp güçlendikten sonra Karamanoğullarını kendisine bağlamıştı.
🔸 Sosyal eserlerin inşası bakımından Anadolu beylikleri arasında Karamanoğulları'nın önemli bir yeri vardır. Mahmud Bey'den itibaren Tâceddin İbrâhim'e kadar olan dönemde cami, medrese, köprü, han, zâviye, türbe ve hamam gibi pek çok eser inşa edilmiştir.
🔸 Bunların çoğu sanat değeri olan yapılardır. Niğde'de Ali Bey tarafından 812'de (1409-10) yaptırılan Akmedrese, Alâeddin Bey'in hanımının (I. Murad'ın kızı) Karaman'da 783'te (1381) yaptırdığı Hatuniye (Nefîse Sultan) Medresesi, Alâeddin Bey'in yaptırdığı dört tekke, yirmi bir han ile Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin kabrinin bulunduğu Yeşil Türbe, yoksullara ve yolculara yemek verdirdiği zâviyeler, Karaman'da hisar içinde yaptırdığı bir cami ile bir türbe, inşası 1432'de tamamlanan mescid, dârülkurrâ, imaret, çeşme gibi tesislerden oluşan İbrâhim Bey Külliyesi, Ürgüp'ün Damsa köyündeki Taşkınbaba Camii bu eserlerden bazılarıdır.
🔸 Bunlardan İbrâhim Bey Külliyesi'ndeki medresenin pencere kanatlarıyla Taşkınbaba Camii'nin mihrabı ağaç oymacılığının en güzel örnekleridir. İbrâhim Bey Mescidi'nin çini mihrabı ise çini sanatının bir şaheseri kabul edilmektedir. Yine Tâceddin İbrâhim Bey ile oğulları Alâeddin ve Kasım'ın türbelerindeki alçı işleri bu sanatın en güzel örneği olarak nitelendirilmiştir.
🔸 Kendilerini Selçuklular'ın mirasçısı olarak gören Karamanoğulları, Anadolu'da Türk kültürünün yayılmasında büyük hizmetleri bulunmuştur. Karamanoğlu Mehmed Bey'in, 13 Mayıs 1277 tarihinde Konya'da ünlü dil fermanını yayınlayarak, Türkçenin yeniden devlet dili olmasını sağlaması önemli bir anekdot ve Anadolu'nun Türkleşmesi için atılmış bir büyük bir adımdır.
🔸 Karamanoğulları, Türk tarihi kadar, Türk diline ve kültürüne sahip çıkan beylik olması açısından tarih sahnesinde önemli bir yere sahiptir.
🔍 Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus kimdir? Şifaiye Medresesi hakkında bilgi...
🔸 Karesioğulları, Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesinden sonra uç beyleri tarafından kurulan küçük devletlerden biri olan ve adını kurucusu Karesi Bey'den alan Anadolu beyliklerinden biriydi.
Karesi Beyliği'nin kurucusu Melik Dânişmend Gazi'nin soyundan gelen Karesi Bey'di. Selçuklular tarafından Bizans ucuna yerleştirilen Karesioğulları, Germiyanlarla beraber fetihlerde bulunmuşlardı.
🔸 Karesi Beyliği, komşusu olan Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesiyle bu beyliğe katılmıştı. Böylece Osmanlı hakimiyetine katılan ilk beylik olmuştu. Balıkesir ve çevresinde hüküm süren beylik, Orhan Gazi zamanında Osmanlılar idaresine geçen beyliğin ileri gelenlerinden Hacı İlbey, Evrenos Bey Osmanlılar'a büyük hizmetler vermişti.
🔸 İlerleyen dönemlerde Osmanlı Devleti içinde bu bölgede Karesi Sancağı kurulmuştu. Karesi beylerinin ve ileri gelen şahıslarının, Osmanoğullarının egemenliği altına girmelerini takiben, Osmanlı Devleti'nin Rumeli topraklarında yayılmasında büyük katkıları olmuştu.
🔸 Süleyman Paşa, Rumeli'ye geçişinin gerek hazırlık döneminde gerekse gerçekleşmesi sırasında Karesioğulları'dan büyük yardım ve destek görmüştü.
🔸 Yeni fethedilen Rumeli topraklarını Türkleştirmek maksadıyla Anadolu'dan getirilen Türk nüfusu arasında Karesi ilinden gelenler, Süleyman Paşa zamanında Gelibolu yarımadası ile kuzeyine yerleştirildiler. Hasköy'deki Balıkesirli, Karasili, Gönenli, Dânişmendli ve Dimetoka'daki Karesiyurdu gibi yer adları o tarihten kalmadır.
🔸 Kısa süren hâkimiyetine rağmen Karesi Beyliği, bulunduğu mevki açısından hem kara hem de deniz devleti olma özelliğinden dolayı önem taşımaktaydı. Beylik, 40.000 atlı askerden oluşan bir kara ordusuna ve etkili bir donanmaya sahipti.
🔸 Karesi Beyliği'nin denizcilikteki ileri seviyesi Osmanlı bahriye teşkilâtı için bir kaynak ve örnek teşkil etmiştir denilebilir. Balıkesir'de bol miktarda ipek ve ladin reçinesi üretilmekte ve Avrupa pazarlarına gönderilmekteydi. İstanbul kumaşları da çoğunlukla Balıkesir ipeğinden dokunuyordu.
🔸 Günümüzde Karesi Beyliği'nden kalan herhangi bir mimari eser yoktur; sadece Bergama'daki Güdük Minare'nin XIV. yüzyıl başlarında Karesi Beyliği zamanında yapıldığı ileri sürülmektedir. Karesioğulları'ndan Yahşi Bey ile oğlu Beylerbeyi'ne ait gümüş ve bakır sikkeler mevcuttur.
🔸 Antalya'dan gemilerle Muğla kıyılarına çıkan Türkmenler, Menteşe Bey reisliğinde Denizli'ye kadar olan bölgeyi fethetmişlerdi.
🔸 Beyliği, bu yöreye deniz yoluyla gelen ve içeri doğru girerek sahille Denizli dağları arasındaki bölgeye yerleşen Türkmenler'in tesis ettiği belirtilir. Ayrıca karadan sahile doğru akın yapan Türkler tarafından bir siyasî birlik haline getirildiği üzerinde de durulur.
🔸 Anadolu'nun güneybatısında 200 yıla yakın hakim olan Menteşeoğullarına ait kültür ve sanat eserleri, hala mevcuttur. Bölgede cami, medrese, türbe ve diğer sosyal müesseseler inşa eden Menteşe Beyliğinin Milas, Muğla, Beçin ve Balat şehirlerinde, zamanına göre fakülte derecesinde, yüksek vasıflı medreseleri vardı.
🔸 Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'ndaki yenilgisinin ardından Timur'un Menteşe Beyliği'ne topraklarını iade etmesi üzerine Balat merkez olmuş, idareyi tekrar İlyas Bey ele almıştı. İlyas Bey'in bu dönemde Balat'ı önemli bir merkez haline getirdiği görülmektedir.
🔸 İlyas Beyin, 1404 yılında Balat'ta (Milet) yaptırdığı İlyas Bey Camii, Türk sanat eserleri arasında orijinal ve nadide bir örnek olarak göze çarpmaktadır. Balat'taki caminin Anadolu Türk mimarisinin gelişiminde özel bir yeri vardır.