Avrupa'nın en utanç verici sırrı: İnsanat bahçeleri
Günümüzde Türkiye'ye ve Doğu'ya bakıp parmak sallayan Batılı ülkelerin tarihi, yüz kızartıcı olaylarla dolu. Bunların en başında ise 'insanat bahçeleri' geliyor. Avrupa'nın en utanç verici sırlarından biri olan bu yerlerde dünyanın dört bir yanından getirilen siyahi insanlar, hayvanlarla beraber kafeslere kapatılıp sergileniyordu ve üstüne üstlük ziyaretçi sayıları da oldukça fazlaydı.
Burada maymun ve orangutanlarla aynı kafese kapatıldı. Kafesinin önündeki tabelaya bir hayvanı tanıtır gibi şunlar yazılmıştı:
"Afrika Pigmesi, 'Ota Benga'
Yaş: 23 Yıl
Boy: 1.49 metre
Ağırlık: 46 kg
Kasai Nehri, Kongo Özgür Devleti, Güney Orta Afrika'dan
Dr. Samuel P. Verner tarafından getirildi.
Eylül boyunca her öğleden sonra sergilenecektir."
Benga, daha sonra medenileştirme adı altında çeşitli uygulamalara maruz bırakıldı. Dişleri doldurulup Amerikan tarzı kıyafetler giydirildi. İngilizce öğretilerek bir iş verildi.
Maruz kaldığı bu uygulamaların etkisinden kurtulamadı ve 20 Mart 1916 yılında 32 yaşında iken çaldığı bir tabancayla kendisini kalbinden vurarak intihar etti.
1800'lerin sonları 1900'lerin başlarında sadece ABD'de değil, Avrupa'nın Paris, Amsterdam, Hamburg, Londra, Brüksel gibi önemli merkezleri Avustralya Aborjinleri, Afrika köylüleri, Filipin Igorotları ve Amerikan yerlilerinin sergilendiği çok sayıda 'insanat bahçesi'ne ev sahipliği yaptı.
1889'da Paris'teki Dünya Fuarı'nda 400 Aborjin ve Afrikalı yarı çıplak şekilde kafeslere kapatılarak sergilendi. Bu sergiyi tam 18 milyon insan ziyaret etti.
1931'de yine Paris'te düzenlenen ve sadece 6 ay açık kalan 'sergi' 28 milyon kişi tarafından gezildi. Üstelik bunların 9 milyonunu başka ülkelerden gelen insanlar oluşturuyordu.