Bilinmeyen tarihimiz: cehennem adası Nargin
Cemiyet, ilk olarak Nargin Adası'nda giyecek ve yiyecek sıkıntısı çeken Türk esirlerin yararına olmak üzere halktan yardım toplamaya başladı.
Ayrıca Cemiyet, esirlerin resmi korumacılığını üzerine aldığından, haftada bir gün (Pazar günleri) Nargin'deki Türk esirlerinin Bakû'ye çıkarılarak gezdirilebilmesi için de izin alabilmişti. Böylece Türk esirlerin haftada bir gün de olsa o çok kötü şartlardan kurtulup rahat etmeleri, dinlenmeleri sağlanıyordu. Bu tarihlerde Bakû'de bulunan Fahrettin Erdoğan hatıralarında şunları aktarıyor:
"... Erzurum'un düşmesinden sonra Rus cephesi Erzincan'a kadar ilerlemiş, burada esir edilen subay ve erleri Sibirya'ya değil, Bakû'nün karşısında Hazar Denizi'nin ortasındaki Nargin adasında esirler kampında topluyorlardı. Her Pazar bu kampta bulunan esir subaylar muhafızlarla şehri ziyarete geliyorlardı. Biz de onları görmek için iskeleye gittik. Halk yığılmış , otomobiller sıralanmış, içinde genç kızlar yolcuların gelmesini bekliyorlardı. Bu otomobildekilerin kimler oldu ğ unu sordum. Bakû milyonerlerinin kızları olduklarını öğ rendim. Mesela Topçubaşı Ali Merdan Bey'in, Nagiyov, Tagiyov ve Kuluyovların hususi taksilerindeki kızları en başta duruyordu. Motörler yanaştı. Esir Türk subayları kıyıya çıktılar. Taksiden çıkan kızlar birer ikişer mevcuduna göre subayları kollarından tutup taksilere oturttular. Şehrin her tarafını gezdirdikleri gibi subayların ve kamptaki arkadaşlarının ihtiyaçlarını mağazalardan alıyorlar ve paraları Cemiyet-i Hayriye tarafından ödeniyordu. Bunları evlerine götürerek öğle yemeklerini aileleri arasında yedirttikten sonra tekrar taksilerle aldıkları kıyıya getirip teslim ediyorlardı..."
Azerbaycan Türkleri, Nargin'deki Türk esirlerin durumlarını iyileştirmek, ihtiyaçlarını karşılama gibi faaliyetlerin dışında, onların adadan kaçmalarına yardımcı olmak için çok çaba sarfetti; mesela 1915 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında "Türk Bayramı Günü"nde sekiz Türk esir subay şehre bırakıldı ve bir daha geri dönmedi. Büyük ihtimalle bu esirlere Cemiyet üyeleri tarafından yardım edilerek, İran'a kaçmaları sağlanmıştı.
Yine aynı dönemlerde Nargin Adası'ndan Türk esirlerinin kaçırılması amacıyla birçok girişimler olmuştu; Kafkasyalı Türk gençleri tarafından kurulan "Kafkasya Müslüman Talebeleri Komitesi" bizzat Türk esirlerin kaçırılması faaliyetlerine katılmıştı.
Azerbaycan milli burjuvazisinin önde gelenlerinden birisi olan Murtaza Muhtarov, adadan Türk esirlerinin kaçırılmasında önemli rol oynadığı biliniyor.
Yine ihtilâl sonrası açılan ve esirlere yardım eden cemiyetlerden birisi de "Muhtaçlara Kömek (Yardım) Cemiyeti" idi.
Bakû Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından açılan bu cemiyetin görünürdeki amacı bütün muhtaç Müslümanlara yardımcı olmakla beraber, asıl amacı Azerbaycan'da, özellikle Nargin Adası'nda bulunan Türk esirlerinin ihtiyaçlarını karşılamaktı.
Muhtaçlara Kömek Cemiyeti yardım toplama faaliyetlerine başlarken bir taraftan da gazetelere vermiş olduğu yazılarla Azerbaycan Türklerini yardıma çağırıyordu.