Çanakkale'de şehit düşmüş öğretmen ve öğrenciler
Masmavi denizin rengi de kokusu da başkaydı 1915'te. Düşmanın karşısına iman dolu yüreğinden başka hiçbir şeyi olmayan adeta etten duvarlar yükselmişti. Öyle ki Çanakkale, toprağının her bir zerresi kan ile sulanmış tabirinin tam karşılığıydı. 1915 Anadolu'sunda her üç evden bir şehit çıkmıştı. Bu kayıpların çok ciddi bir boyutu da, eğitim hayatımızdaki kayıplardı. Bunlar, Çanakkale Savaşı'nda toprağa verdiğimiz, öğretmenler ve öğrencileriydi. Okullarından öğretmenleriyle büyüyen gencecik fidanlar, şimdi o kanlı topraklarda yeşerecek, bugünlerde dualarda yer alacaklardı.
I. Dünya ve Çanakkale Savaşı'nda, İstanbul ve Anadolu'daki medreselerin çoğu kapanmış ve çok sayıda talebe askere alındı. Ekim 1914'te "Daru'l-Hilâfeti'l-Aliye Medresesi" adıyla birleştirilen İstanbul medreselerine, 1914-1915'de 2.880 talebe kaydedilmiş; ancak aynı yıl başlayan Birinci Dünya Savaşı nedeniyle pek çok talebe Çanakkale ve diğer cephelere gönderilmişti. Bu yüzden sonraki öğretim yılında ancak bin 354 talebe okuma imkânı bulabildi.
Aralık 1912'de açılan "Medresetü'l-Vâizîn" 150'den fazla öğrenci kaydetmesine karşın; Birinci Dünya Savaşı dolayısıyla askere alınmaları yüzünden öğrencilerin çoğu okulu bitiremedi. Çünkü gidenlerin ekseriyeti şehit ve gazi oldu.
On dokuz civarında taşra medreselerinde ise, 1916 - 1917'de bin 680 talebe eğitim görürken, sene sonunda bu rakam bin 52'ye düşer ve yaklaşık 600 talebe askerlik nedeniyle medreseden ayrılır. Savaşlardaki ağır kayıplar neticesinde durum öyle vahimleşir ki, köylerde mevtaların gasl, tekfin ve defin işlemlerini yapacak hoca bulunamaz olur ve çekilen sıkıntı had safhaya ulaşır. Çanakkale'de yükseköğrenim kurumlarından verilen şehitler sebebiyle Mustafa Kemal "Biz Çanakkale'ye bir Darülfünun gömdük" diyerek olayın topluma ve ülkeye etkisini ifade eder.
13 Mayıs 1915'te Arıburnu'na sevk edilen 2'nci tümenin çoğunu, aralarında İstanbul Lisesi öğrencilerinin de bulunduğu Darülfünunlu gönüllüler oluşturuyordu. Lise öğrencilerinin kolunda sarı, tıbbiyelilerin kolunda da beyaz kurdele bağlıydı. 19 Mayıs Taarruzu'nda, "hedef olmamaları" için kurdeleleri çıkarmaları emredilmişti.
Kanlı 19 Mayıs Taarruzu'nda, çoğu öğrenci olan 2'nci tümen, tamamen öldürülmüştü. . Siperlerde sadece sarı kurdelelerine yazdıkları şu mukaddes ibare kalmıştı: "İstanbul Lisesi Vatan Sağ Olsun!"
Çanakkale savaşları sırasında Mekteb-i Sultani yani Galatasaray Lisesi'nde eğitime ara verilir. Ancak bazı Galatasaraylı öğrenciler, gönüllü olarak askere yazılırlar. Mekteb-i Sultani öğrencileri, 1911'den 1917'ye kadar olan dönemde Trablusgarp, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'nın üç yılında hiçbir mecburiyetleri olmadığı halde gönüllü olarak savaşlara katılmışlar ve ülkeleri adına fedakârca savaşmışlardır.
Kayıtlara göre, 1912'de 60 mezun veren okuldan 1913'de 34, 1914'te 21, 1915'te 18, 1916'da 4, 1917'de 5 öğrenci ancak mezun olabilmiştir.
Çanakkale Savaşı'na gönüllü olarak katılan 50 İstanbul Sultanisi (İstanbul Lisesi) öğrencisinin şehit düştüğü haberi okula ulaşınca, geride kalan öğrenciler ağabeylerinin anısına okulun kapılarını ve pervazlarını matem rengi siyaha boyadılar. Okuldaki öğrencilerin Çanakkale zaferinden sonra okulda yaptığı yoklamada şehitlerin ismi okununca, ismi söylenen her gencin arkasından, merasime gelenler, özellikle de aileleri "Şehit, Cennet-i Âlâ'da!.." diye bağırdılar.