Elmalılı Hamdi Yazır'ın Abdülhamid pişmanlığı
Elmalılı Hamdi Yazır, hem Osmanlı Devleti'nin yıkılışına, hem de Cumhuriyet'in kuruluşuna şahit olan bir isim. Hak Dini Kur'an Dili adlı meşhur tefsiriyle bilinen Elmalılı Hamdi Yazır, II. Meşrutiyet döneminde siyasete girmişti. Daha sonra Sultan İkinci Abdülhamid'in tahttan indirilmesinde hal fetvasını kaleme almış ve meclis kürsüsünde bu fetvayı okuyarak söz konusu hal olayında etkili olmuştu. Elmalılı Hamdi, ilerleyen yıllarda yaşadığı pişmanlığı şu sözlerle anlatacaktı: "Hayatımda yaptığım en büyük hata, Sultan Abdülhamid'in haline karışmamdır."
31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne, iktidara tam hâkim olmak ve Sultan II. Abdülhamid'i etkisiz hale getirmek için bir bahane olmuştu.
🔸 İttihatçılar, kendilerinin sebep olduğu bu isyanın faturasını padişaha keserek hal' edilmesine; yani Abdülhamid'in tahttan indirilmesine karar vermişlerdi.
27 Nisan 1909 günü Meclis-i Umumi-i Milli, Sultanahmet'teki Meclis dairesinde 240 mebus, 36 ayandan oluşan bir heyetle, Sultan II. Abdülhamid'in hâl'ine karar verdi.
🔸 Heyet, Veliahd Mehmed Reşad Efendi'nin tahta çıkmasına oy birliğiyle hükmetmişti.
🔸 Fakat bu kararın gerçekleşmesi için, fetva alınması şarttı ve fetvanın şeriat hükümlerine uygunluğunu denetleyen "Fetva Eminliği"nce tasdiki gerekti.
Hal' fetvasının ilk metnini Elmalılı Hamdi Yazır kaleme almıştı. Fetva Emini Hacı Nuri Efendi, Meclis'e davet edilmiş ve onayı istenmişti.
🔸 Fetvada hal' gerekçeleri olarak şunlar sıralanmıştı:
"İmamü'l- Müslimin olan Zeyd, bazı mesail-i mühime-i şer'iyyeyi, kütüb-i şer'iyyeden tayy ü ihrac ve kütüb-i mazkureyi men' ü hark ü ihrak ve beytü'l-mal'de tebrir ü israfla müsevvek-i şer'i hilafında tasarruf ve bila-sebeb-i şer'i katl ü habs tağrib-i raiyye ve sair guna mezalimi itiyad eyledikten sonra salaha rücu' etmek üzere ahd ü kasem etmişken yemininde hanis olarak ahval ü umur-u müslimini bi'l-külliye buhtel kılacak fitne-i azime ihdasında ısrar ve mukatele ika etmekle men'a-i Müslimin Zeyd-i mezburun tagallübünü izale ettiklerinde bilad-ı İslamiye'nin cevanib-i kesiresinden mezburu mahlu' tanıdıklarına dair ahbar-ı mütevaliye vürud edüb mezburun bekasında zarar-ı muhakkak ve zevalinde salah melhuz olmağın Zeyd-i mezbure imamet ve saltanattan feragat teklif etmek veya hal' etmek suretlerinden hangisi erbab-ı hall ü akd ve evliya-yı umur tarafından ercah görülür ise icrası vacip olur mu? El-Cevap: Olur. Ketebehu el-fakir es-Seyyid Muhammed Ziyaeddin ufiye anhu"
🔸 Verilen fetva, günümüz Türkçesi ile şunları söylüyordu:
"Müslümanların imamı olan kimse, bazı önemli şer-i konuları şeriat kitaplarından çıkarsa ve bu kitapları yasak etse, yaksa, yırtsa devlet hazinesini israf edip şeriata aykırı şekilde harcasa, idare ettiği kimseleri şer'i sebep olmadan öldürse, hapsetse, sürse, başka türlü zulümleri de adet edindikten sonra, doğru yola yemin etmişken sözünden dönse, Müslümanların yaşayışını tamamen bozacak şekilde fitne çıkarmakta direnip onları birbirine öldürtse, buna engel olacak durumdaki Müslümanlar, onun zora dayanan tutumunu ortadan kaldırıp, İslam memleketlerinin pek çok yelerinden metbuu tanınmadığına dair haberler gelip yerinde kalmasında zarar ve ayrılışında iyilik olduğu düşünülürse, kendisine imamlık ve sultanlıktan vazgeçme teklif etmek veya hâl etmek şekillerinden hangisi erbab-ı hâl ve akd tarafından uygun görülmüşse, bu kararın uygulanması yerinde ve gerekli olur mu?"
🔸 Elmalılı Hamdi Yazır, daha sonra bir konuşmasında "Hayatımda yaptığım en büyük hata, Sultan Abdülhamid'in hâl'ine karışmamdır" şeklinde, o dönemde karıştığı bu olaydan duyduğu pişmanlığı dile getirmişti.