Fatih Camii haziresinde medfun olan önemli isimler
Fatih Camii haziresi İstanbul'un en meşhur ve en büyük hazirelerinden biridir. Osmanlı döneminden bu yana sivil, asker, ulema ve idareci pek çok önemli ismin mezarı, Fatih Camii'nin kıble tarafındaki geniş bahçede yer alan bu hazirede medfundur. Son yıllarda yaşamını yitiren önemli tarihçilerimizden Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Semavi Eyice, Prof. Dr. Kemal Karpat ve Muhammed Emin Saraç Fatih Camii haziresine defnedilmiştir.
📌 Fatih Camii'nde ders veren Karinâbâdî Abdurrahman Efendi'den icazet alıp camideki muallimliği sürdüren Ahmed Asım Efendi'nin kabri de burada bulunur. Babası ve dört kardeşi de dersiam olan bu âlim ailenin en bilinen ismi olan Ahmed Asım Efendi, Anadolu ve Rumeli kadıaskerliği yapmış, Sultan Abdülaziz'in önünde huzur derslerine katılmış ve Fetvahane'de görev almıştır.
📌 Ahmed Eyüb Paşa'nın oğlu Mahmud Kerim Bey de Fatih haziresindedir. Zekâsı ve cesaretiyle devletine zafer ve şanı çöküş devrinde bile tattıran; Sultan II. Abdülhamid'e yaverlik eden Ahmed Eyüb Paşa'nın kendi gibi oğlu da "yaveran-ı şehriyarîden" olarak anılır.
📌 Kendisi gibi hattat olan babası Esad Yesarî ile yan yana defnedilen, kalem ve mürekkebin gördüğü en meşhur ve muazzam sanatkârlardan Yesarîzade Mustafa İzzet'in mezarı da burada bulunur.
📌 Muhtelif güzellikteki sanat eseri kabir şâhidelerinin yer aldığı hazirede Osmanlı Devleti zamanında çeşitli görevlerde bulunmuş 400'e yakın kişinin kabri bulunur.
📌 Hazire ve bahçe uzun yıllar bakımsız kalmış; 2004-2005 yıllarında yapılan düzenlemelerle ihya edilmiştir. Fatih Camii haziresine Cumhuriyet'in ardından toplam 9 kişi defnedilmiştir.
📌 1924 yılında hayatını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu'nun Harbiye Nazırlığı yapan Kurtuluş Savaşı'na destek veren isimlerden Şevket Turgut Paşa; 1954 yılında Ahmed Tâhir Marâşî; milletvekilliği ve Askerî Temyiz Mahkemesi üyeliği yapan Pertev Demirhan 1964'te; 2012 yılında ise Fatih Camii vaizi İbrahim Subaşı defnedilmiştir.
📌 Osmanlı tarihçileri tarafından "Şeyhü'l Müverrihin" ve "Tarihçilerin Kutbu" olarak isimlendirilen 2016 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Halil İnalcık'ın mezarı da bu hazirededir. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu döneminde protokol mezarlığı olan Fatih Camii haziresinde, uzun araştırmalar sonucu hayatını aydınlattığı Fatih Sultan Mehmet'in yanına defnedilmiştir.
Kabrin mezartaşı kitâbesinde, Halil İnalcık için "ebced hesabı" ile düşürülen ve son mısrası İnalcık'ın vefat tarihi olan hicrî 1437'yi veren tarih manzumesi şöyle:
"Kutb-ı aktâb-ı müverrîhîn idi / Cümle âsârı buna muhkem delîl // Rıhletiyle artık öksüzdür ilim / Böyle emretti bunu nazm-ı celîl // Şimdi mutlak Fatih'in bağrındadır / Fethi ondan dinliyorken biz melîl // Hüzn içinde söyledim tarih-i tâm / Kalbi yıkdı hicr göçdü Mîr Halîl-1437"
Manzumenin günümüz Türkçesine çevrilmiş hali:
"O, tarihçilerin kutublarının kutbu, hepsinden yüksek mertebede idi ve yazdığı bütün eserler bunun böyle olduğunun delilidir. Vefatıyla ilim artık öksüz kalmıştır, herkesin günü geldiğinde öleceğinin bir emir olduğu da Kur'an'da zaten geçmektedir. Halil İnalcık, şimdi mutlaka Fatih Sultan Mehmed'in yanında, onun bağrındadır; İstanbul'un fethini bizzat ondan dinliyordur ama bizler burada üzgün ve boynu bükük haldeyiz. Böyle bir hüzün içerisinde tarih düşürdüm ve hicrî 1437'ye karşılık gelen 'Ayrılık kalbi yıktı, Halil Bey göçtü gitti' sözü vefatının tarihi oldu".