Fetih'in ardından Fatih'in İstanbul'da gerçekleştirdiği ilim faaliyetleri 📕
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethinin ardından şehri ihya etme konusuna eğilmiş; bu konuda ilk faaliyetleri eğitim alanında gerçekleştirmişti. Medreselerin kurulması için büyük çaba gösteren Fatih, ilim meclislerinde bulunabilmek için Ayasofya Medresesi'nde, kendisine ait bir oda istemişti. Ancak Cihan Sultanı'nın bu isteği "öğrenci ya da müderris olmadığı" gerekçesiyle reddedilmiş; müderrisler önünde başarılı bir sınavdan geçtikten sonra yerine getirilmişti…
Fatih Sultan Mehmet'e isnad edilen ve ulemanın protokoldeki yerlerini ve maaşlarını gösteren "Kanunnâme-i Âl-i Osman"da şu bilgiye rastlanır: "Sahn mollaları mevleviyettedir. Onlar cümle sancak beylerine tasaddur ederler."
Bu cümlede geçen mevleviyet, o dönemde müderrislere verilen bir rütbeydi ve onların tüm sancak beylerinden önce geldiği anlamını taşırdı. En yüksek ücret, medreselerde eğitim veren müderrislere veriliyordu.
Ayasofya Medresesi hocaları ve talebeleriyle Fatih Külliyesi yapılıncaya kadar 18 yıl boyunca eğitim hizmeti verdi.
Bazı kaynaklarda Sahn-ı Seman Medresesi'nin yapımından sonra da Ayasofya'daki medresenin faaliyetlerine devam ettiğini, kapananın Zeyrek Medresesi olduğu yazar.
İstanbul'un bir bilim ve eğitim şehrine dönüştüğünün duyulmasıyla çeşitli bölgelerden gelen yüksek rütbeli hocalar, şairler ve doktorlar; Ayasofya ve Zeyrek medreselerinde göreve başladılar.
Fatih Sultan Mehmet'in emriyle, Zeyrek ve Ayasofya medreselerine geniş çaplı kütüphaneler kuruldu. Daha sonra Sahn-ı Seman Medresesi kurulunca kütüphaneler oraya taşındı.
İstanbul'un fethinin hemen ardından planlı bir şekilde hareket eden Fatih, fetihten önce bu tip binaları belirleyerek eğitime uygun olduklarını tespit etmişti. Yoksa böyle kısa bir sürede eğitim hayatının başlaması düşünülemezdi.
Zeyrek Medresesi de Fatih'in emriyle kurulmuş ve başına Molla Zeyrek atanmıştı. Manastırın 40 odası hemen öğrencilerin eğitim alacağı ve barınacağı hale getirilerek eğitime başlandı.
Sultan, burası ile ilgilenmesi için Veziriazam Mahmut Paşa'yı görevlendirdi. Fatih Sultan Mehmet, Molla Zeyrek ve Ali Tusi'yi (Alâeddin Tusi) medresenin başına getirerek bu değerli hocalara günde 100 akçe maaş bağlamıştı.
Fatih bu ilk külliyelerdeki hocaları çok takdir etmekteydi. Molla Zeyrek'i sever ve sayardı; lakin Fatih'in huzurunda yaşanan bir münazara sonrası darılan Molla Zeyrek İstanbul'u terk etmiş, Sultan'ın bütün ısrarlarına rağmen geri dönmemişti. Zeyrek'in yerine Hocazade müderris oldu.
Fatih'in bir diğer saygı duyduğu âlim, Ali Tusi'ydi. Ali Tusi, Fatih Külliyesi yapılınca görevine orada devam etti. Fatih, Tusi'nin sohbetinden öyle hoşlanırdı ki, bazı zamanlarda yemeklerde onu sol yanına oturturdu.