Geçmişten günümüze Türk okçuluğu
İnsanoğlu, ilk çağlardan itibaren barınma, korunma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli araç ve gereçler yapmıştır. Bunlardan belki de en önemlisi, Türk dünyasıyla özdeşleşen ok ve yaydır. İlk zamanlarda avcılıkta kullanılan alet, zamanla savaş silahına dönüşerek toplumların yönünü belirler. Sizin için, Türk Devletlerinin kaderini etkileyen ok ve yayın tarihini inceledik.
OKÇULUĞUN KİTABINI YAZAN MEMLÜKLER
🔸 Mısır, Suriye ve Hicaz'da hüküm süren Müslüman Türk devleti Memlükler, okçuluğu akademik bir zemine oturtarak bir ekole dönüştürürler. Hatta kaleme aldıkları "Kitab fi'ilm an-nuşşab" okçuluk literatüründe tüm dünyaca kabul gören en önemli eserlerdendir.
🔸 Müslüman ordularda asker olarak yetiştirilen topluluk, İslam dünyasının gladyatörleridir. Profesyonel askerlerdir ve savaşçı yetenekleri sayesinde zamanla iktidar olurlar. Askeri tecrübeleri ile yay teknolojisinde farklı bir boyuta ulaşan Memlükler, yangın okunu icat eder. Bir oktan çok daha öte olan yangın oku, düşmana korku salar. Ucunda yer alan alev topu, düştüğü yeri yakıp kül eder. Savaş esnasında düşmanın böyle bir yangını söndürmesi oldukça zordur. Memlüklerin dahice gerçekleştirdiği bu strateji etkileyicidir.
OSMANLI'DA OKÇULUK
🔸 Türkler, 10. asırdan itibaren kitleler halinde Müslümanlığı seçer ve Türk-İslam kimliğini benimseyerek kadim bir medeniyet haline gelir. Ustaca kullandıkları yayları ve savaş becerileri ile kısa zamanda dönemin siyasi lideri olur. Selçuklu ve Memlüklüler ile yükselip Orta Çağ'a damga vuran Türk devletleri, ilerleyen zamanlarda bir cihan imparatorluğu haline gelen Osmanlı'ya dönüşür.
🔸 1299 yılında Oğuz boylarından Kayı tarafından temelleri atılan Osmanlı, çok hızlı şekilde büyüyerek Balkanlara genişler. Kuruluşundan yüz yıl sonra çok önemli bir kırılmanın eşiğine gelir. Burada, asırlardır uzmanı oldukları okçuluk, devletin seyrini belirleyecek büyük bir rol oynar. 1396'da Avrupa'dan birçok devletin katıldığı 100 bin kişilik haçlı ordusu, Niğbolu Savaşı ile Türkleri Balkanlardan kovmak ister.
EN UZUN MENZİLLİ YAY
🔸 Niğbolu Savaşı, Osmanlı'nın Avrupa karşısındaki üstünlüğünü ok ve yay ile gösterdiği dönüm noktasıdır. Kağıt üzerinde oldukça güçlü olan haçlı ordusu, Osmanlı Sultanlarının dördüncüsü olan Yıldırım Beyazıt'ın okçuları ile uyguladığı eşsiz stratejisi ile bozguna uğrar. 20 bin Osmanlı okçusu, üç saat içerisinde tüm Fransız birliğini yok ederek düşmanın korkulu rüyası olur.
🔸 Bu başarının arkasında dönemin en güçlü uzun menzilli silahı Osmanlı yayının da oldukça büyük bir etkisi vardır. İyi eğitimli Osmanlı okçuları, 500 metrenin üzerinde atışlar yapar. Hatta efsaneleşmiş Osmanlı kemankeşleri Tozkoparan İskender ve Bursalı Şücai, 800 metrenin üzerinde menzil atışları yaparak arşivlere geçecek rekorlar kırar.
GELENEKSEL OSMANLI YAY ÖZELLİKLERİ
🔸 Geleneksel Osmanlı yayının en önemli özelliği, atlı okçuların rahatça kullanabilmesidir. İskitlerden bu yana yaklaşık 3 bin yıldır atlı okçular için kısa yaylar üretmeyi başaran Türkler, tüm dünyaya nam salar.
🔸 Tek dezavantajı bir buçuk yıl gibi uzun bir sürede yapılması olan Osmanlı yayı, en iyi malzemeler kullanılarak özenle yapılır. Hatta yayların üzerine yapan ustanın adı ve yapılış tarihi yazılır. Böylece usta, ürettiği yayın kalitesinden sorumlu olur.
🔸 Ustalar için sabır işi olan yay, kabza ve yay kolları olmak üzere üç parçadan meydana gelir. Her aşamasında uzun bir bekleme süresi bulunur. Öyle ki yay yapım süreçleri için uygun mevsimler bile belirlenir. Ağacı yontmak için güz, parçaları birleştirmek için kış, sinir döşemek için yaz ve kirişlemek için ilkbahar tercih edilir.