Hükümdar bir bilim insanı: Uluğ Bey
İslam dünyasının en önemli astronomlarından biri olarak kabul edilen büyük islam bilgini Uluğ Bey tam 575 yıl önce bugün vefat etmişti. 39 sene yönettiği Maveraünnehir bölgesini adeta ilmin beşiği haline getiren Uluğ Bey ömrünün son iki senesini Timur İmparatoru olarak geçirmişti. Siyasetten ziyade ilim, irfan ve sanata değer veren Uluğ Bey, inşa ettirdiği medreseler ve rasathane ile büyük bilimsel buluşlara imza atmış bir hükümdar bilim insanıydı. Sizler için Uluğ Bey'in hayatını, çalışmalarını ve ilmi yönünü araştırdık.
🔹 Giriş kapısının üzerindeki kitabeden 1417 yılında inşa edilmeye başlandığı anlaşılan medresenin yapım tarihi mescid üzerindeki kitabeye göre 1419, cümle kapısı üzerindeki kitabeye göre 1420.
🔹 Medrese, Uluğ Bey'in yaptırdığı en güzel eğitim kurumu olarak kabul gördü. Aynı dönem içinde inşa ettirilen diğer medrese ve eğitim kurumları Uluğ Bey Medresesi'nin yanında oldukça mütevazı kalmakta.
🔹 Emsallerine göre çok daha büyük ebatlarda inşa edilen Uluğ Bey Medresesi, dört eyvanlı bir yapıya sahipti. Ayrıca yapının köşelerinde minareler inşa edilmişti.
🔹 İki dershane ve mescid ise medresenin adeta göz bebeği idi. Daha önce görülmemiş büyüklükte bir cümle kapısına sahip olan medrese hem ilmin değerini kanıtlıyor hem de eğitimin herkese açık olduğunu ifade ediyordu.
Uluğ Bey'in kitabı: Zic-i Uluğ Bey
🔹 Uluğ Bey'in rasathanesinde gerçekleştirdiği ölçümler Zic-i Uluğ Bey ismindeki eserinde toplanmıştı. Farsça olarak telif edilen eser daha sonra Arapça ve Türkçeye de çevrilerek bilim insanlarının istifadesine sunulmuştu.
Zic nedir?
Bu ifade astronomide gözlem sonuçlarının bir çizelgede verildiği eserleri kapsar.
🔹 Eser kendi içerisinde dört ana kitaptan meydana gelmekte. Bunlar: takvim ve kronolojiye ayrılmış ilk kitap, küresel astronomiye ayrılmış ikinci kitap, gezegen ve yıldızlara ayrılmış üçüncü kitap ve astrolojiye ayrılmış dördüncü kitaptır.
🔹 Zic-i Uluğ Bey'de gökyüzünün güneyinde kalan 48 takımyıldızına da yer verilmiş ve bunlar içerisinde bulunan 1018 yıldızın koordinatları tespit edilmişti.
🔹 Uluğ Bey'in eşsiz eseri 1665'te Oxford'da İngilizce ve 1853'te de Fransızca olarak basılmıştı. Esere Ali Kuşçu ve Mirim Çelebi tarafından şerhler yapılmıştı. Kitabın esas nüshalarından biri Irak-İran savaşından sonra ülkemize getirilmiş ve Ayasofya kütüphanesine verilmişti.
Uluğ Bey'in vefatı
🔹 Ay'da bir kratere dahi ismi verilen Uluğ Bey, tahtını evladı Abdüllatif'e bırakmak zorunda kalmıştı. Bir müddet sonra oğlunda Hac vazifesin ifa etmek için izin istedi ve izne müteakip yola çıktı.
🔹 Abdüllatif'in etrafındaki devlet erkanı ve askerler bu durumun tehlikeli olmasından bahsederek Uluğ Bey'i Semerkant'a yakın bir noktada öldürdüler.
İSLAM UYGARLIĞINDAN OSMANLI'YA ASTRONOMİ HAKKINDA 20 İLGİNÇ BİLGİ