İstanbul'un su sıkıntısına Sultan Abdülhamid nasıl müdahale etti?
Taşı toprağı altın İstanbul tarih boyunca birçok devlete başkentlik etti. Bu sebeple en büyük derdi de kalabalık nüfus ve su sıkıntısı olmuştu. Milattan önce yerleşimin başladığı İstanbul'da su sıkıntısı adına büyük reformlar yapılsa da yeterli olmadı. Sultan İkinci Abdülhamid'in kurmuş olduğu köklü su tesisi, günümüze kadar geldi. İşte, şimdilerde bile suyun rahmetine rahmet katan Hamidiye Su Tesisi'ne dair tarihi bilgiler…
Kemerburgaz'ın doğu kısmından Cendere köyüne kadar 60 tane kaynak tespit edildi. Bu haber hemen padişaha bir rapor hazırlanarak sunuldu. Tüm masraflar Sultan İkinci Abdülhamid'den olmak üzere Hamidiye Su Tesisi, diğer adıyla Cendere Su Fabrikası yapılmaya başlandı. Proje, komisyon üyelerinden Berthier Paşa'nın ülkesine dönmesi sebebiyle Mülkiye öğretmenlerinden Hulusi Bey tarafından çizilmişti. Projenin büyük kısmı 1900 yılında biter ancak esas açılış için 2 yıl daha beklemek gerekecekti.
Tesis, altyapı çalışmaları bittikten sonra 26 Mart 1902'de resmi açılışını gerçekleştirdi. Halkın Hamidiye suyundan faydalanması için şehrin muhtelif yerlerine 133 adet çeşme yapılmıştı. Bu çeşmelerin hepsinde altyapı çalışmalarının hemen hemen bittiği 1900 yılı yazılıdır. Tesisin su dağıtımı için kullandığı boru uzunluğu 48 bin 8 yüz 72 metredir. Günlük su dağıtım miktarı bin üç yüz metreküptür.
Tesis, döşenen boruların bir kısmıyla Haliç ve Sütlüce çeşmelerine, bir kısmıyla Harbiye, Maçka, Beyoğlu, Kasımpaşa çeşmelerine, bir kısmıyla Yıldız Sarayı, Beşiktaş, Ortaköy çeşmelerine su verir durumdaydı. Hamidiye suları sadece meydan çeşmelerini kapsamaz, bu tesisten saray, kasır, okul, hastane gibi kurumlara da su verilirdi. Bu kurumların sayısı 43'ü bulmuştu.
Cendere Su Fabrikası, ilk yıllarında su buharı ile çalışırdı. Su gücüyle çalışan tulumbalar suları basınçlı bir şekilde Balmumcu depolarına iletirdi. Buradan da şehrin muhtelif yerlerine dağıtım gerçekleşirdi. O yıllarda fabrika bünyesinde makinist, kondüktör, ustabaşı ve işçiler çalışırdı. Çalışanların faydalanması için tesiste lojmanlar da bulunuyordu. İstanbul'da elektriğin yaygın olarak kullanılmasından sonra buharla çalışan makinelerin yerini elektrikle çalışan makineler alacaktı.
Cendere Su Fabrikası, padişah adına yapıldığı için işletmesi de Hazine-i Hassa'da kalacaktı. Bir süre suyun idaresi de Ticaret ve Nafia Nezareti'ne geçti. Daha sonraki yıllarda ise suyun işletim hakkı İstanbul Şehremaneti'ne devredildi. 1925 yılında Hamidiye Su Tesisleri İstanbul'a 900 ton su gönderir hale gelmişti. Aynı yıl tesis, vakıf suyu hükmünde belediye tarafından idare edilmeye başlandı.