Kaybolan bir program geleneği: Radyo tiyatroları
Radyo tiyatrosu edebiyat ve tiyatro sanatından beslenen kendine özgü sanatsal bir anlatı formudur. Radyo tiyatrosu, televizyonun yaygınlaşmadığı dönemlerde, insanlar tarafından beğeniyle dinlenmişti. Klasik edebiyat yapıtlarından uyarlamalar yapıldığı gibi, ayrıca özgün şekilde de yazılan radyo tiyatrosu, eskiden çarşamba akşamları aileleri radyo başına bağlayan bir programdı. Peki günümüzde kaybolan bu radyo tiyatro geleneğinin tarihi, içeriği nelerdi? Hangi sebeplerden ötürü unutulmaya yüz tuttu? Görme engelli bireyler için işlevi nelerdi? Bugün bildiğimiz hangi romanlar, radyo tiyatrosuna uyarlandı? İşte içeriğimizde…
- Birinci program niteliğine uygun anlaşılabilir ve dinleyicinin en çok tanıdığı dünya klasiklerinin çeşitli türlerine (komedi, dram, trajedi gibi) en az ayda bir yer verilmesi.
- Birinci program uygulamasında yabancı eserler kadar Türk hikayesi, Türk romanı ve Türk folkloruna yer verilmesi.
Radyo tiyatroları dinleyicisine sadece ses vasıtası ile ulaştığından ötürü görme engeli bireyler, hikayenin başından sonuna hakim olabilmektedirler. Radyo tiyatroları bu anlamda görme engelli bireylerin karanlık dünyalarına açılmış bir aydınlık gibidir.
1.Ahmet Hamdi Tanpınar- Saatleri Ayarlama Enstitüsü
2. George Orwell- Hayvanlar Çiftliği
3. Moliere- Hastalık Hastası
4. Balzac- Vadideki Zambak
5. Oğuz Atay – Seydilerin Gelini
6. Fyodor Dostoyevski – Beyaz Geceler
7. Reşat Nuri Güntekin- Balıkesir Muhasebecisi