Kurtuluş Savaşı'nın unutulmayan kahramanı; Fatma Seher
Milli Mücade'de kadın-erkek demeden destan yazan Türk halkının kahramanlıkları aradan geçen yıllara rağmen hiçbir zaman unutulmadı. Tıpkı ufak tefek görüntüsüne tezat cesaretiyle, kurtuluş mücadelesine destek veren Fatma Seher gibi... En zor zamanlarda dahi mücadeleyi bırakmayan Fatma Seher hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik.
Fatma Seher Hanım, Bursa zaferini ise şöyle anlatır:
"Bursa Cephesi'nde harbe girdim. Bizim vazifemiz kıtanın gerilerine akın etmek ve yollarını kesmekti. Vazifemizde başarılı oluyorduk. Yunanlılar bizim ordunun hücumuna fazla dayanamadı. Bozgun başladı. Birkaç gün içinde Yunan'ı denize döktük. Artık vazifem bitmişti. Yorgun vücudumu dinlendirmek için izin verdiler."
İstiklal mücadelesinin büyük kahramanlarından Fatma Seher, İstiklal madalyasıyla ödüllendirildi.
Mili Mücadele'de Adana, Dinar, Afyonkarahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tire'de asker olarak çalıştı. Sovyetlerin askerlik işleriyle ilgili olarak gittiği Rus konsolosluğunda onunla tanışan bir Rus diplomatının anılarında da yer alan Kara Fatma adeta uluslararası bir üne kavuştu. Bu diplomatın anılarında ondan şöyle bahseder:
"Fatma Çavuş kısa boylu, zayıf, enerjik yüzlü, kara gözlü bir kadındı. Fatma'nın sırtında siyah bir ceket, altında çizgili bir eteklik, ayağında çizme vardı, belindeki geniş kuşağında tüfenk mermisi, kama, omuzunda kayış görünüyordu. Başını bir yemeni ile sarmıştı".
Zaferden sonra terhis edilen Kara Fatma, yokluk içinde yaşamasına rağmen, kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını "Ben bütün mücadeleleri vatanım ve milletim için yaptım bir beklentim yok." diyerek Kızılay'a bağışladı.
Kara Fatma, 1930'lu yıllarda büyük sıkıntılar içerisindeyken kendisiyle röportaj yapan Mekki Sait Bey'e şunları anlatır:"İşten bahsediliyor… İş bulamıyorum ki… Kapıcılık, kolculuk bulsam çöpçülüğe de razıyım. Kızımla torunlarıma bakayım."
"55 yaşındayım. Askere 24 yaşında girdim. Seferberlikte Kars, Kağızman, Bayazıt taraflarında çalıştım. 275 kişilik bir çetenin reisi idim. İstiklal Harbi'nde Garp Cephesi'nin hemen her tarafında bulundum. Bereket Alakaya taarruzunda, sonra Düzce'de eşkıya ile müsademede Sivrihisar'da, bir de Değirmendere'de yaralandım. Bunlardan başkan ufak tefek sıyrıklar, çizikler onları saymıyorum. Kızımın parmaklarını da şarapnel kesti. Zavallı yarı deli vaziyettedir. Yetimleri bana kaldı. Çalıştığım sürece amirlerimin takdirlerini kazandım. Bütün sefaletimi unutturan, beni yaşatan bu İstiklal madalyasıdır. Açım, ama şerefliyim!"
Kara Fatma, 1944 yılında Defterdarlık'ta bir işe yerleştirildi. 22 Şubat 1954 yılında ise özel bir kanunla ömür boyu 170 lira maaş bağlandı. Fakat ertesi yıl 2 Temmuz 1955'te yılında maddi sıkıntılar içinde vefat etti.