Osmanlı belgeleri ışığında Filistin’e Yahudi göçü
Kudüs, üç semavi din için de mukaddes sayılan bir belde… Tarih boyunca gözde bir şehir olan Kudüs, 400 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nin himayesi ve hizmetindeydi. Yahudilerin bölgeye sistematik göçleri, 19. yüzyılın yılların sonunda başladı. 1896 yılında Theodor Herzl öncülüğünde bu göçler, farklı bir boyut kazandı ve Filistin, siyonizmin başlıca hedefi haline geldi. Peki, Herzl ile Sultan II. Abdülhamid arasında nasıl bir konuşma geçti? Osmanlı'da Yahudi göçlerinin önüne geçmek amacıyla hangi önlemler alındı?
Siyonist hareket, Osmanlı'dan toprak alabileceği düşüncesiyle İngiliz gazeteci ve diplomat Mösyö Oliphant aracılığıyla Belka Sancağı'nda bir Yahudi kolonisi kurabilecekleri umuduyla harekete geçtiler.
💠
Bir Hristiyan olan ve yaptığı çalışmalarla Yahudilerin Filistin'e yerleşmesi yönünde Siyonist örgütlere destek veren Oliphant, Osmanlı'ya bir teklif sundu.
Teklif öncesi Siyonist yerleşimi için uygun olacağı yerleri tespit ederek Belka Sancağı'nda karar kılmış; yerli halkın da Yahudilerden rahatsız olduğu iddiasında bulunarak çalışma metnini 1880 yılında bizzat Sultan II. Abdülhamid'e iletmişti.
📌 Söz konusu belgede neredeyse Kuzey Filistin'in tamamını kapsayan bir Yahudi kolonisinin kurulması teklif ediliyordu. Bu teklif, dönemin Osmanlı meclisi Meclis-i Hâss-ı Vükelâ tarafından reddedildi.
Avrupalıların bu konudaki bir diğer teklifini ise Polonyalı diplomat ve gazeteci Newlinsky gerçekleştirdi.
💠
Newlinsky, 1881 yılında mali anlamda zor bir durumda olan Osmanlı Devleti'ne, kendilerine Filistin'de toprak verilmesi karşılığında yardımcı olacaklarını bildirdi. Ayrıca Yahudi iş adamlarının elinde bulunan Avrupa gazeteleri de Osmanlı'nın lehine destek sağlayacaklardı.
📌 Newlinsky, 1896 yılında Sultan İkinci Abdülhamid ile görüşmeyi başardıysa da Filistin'e Yahudi yerleşimi meselesine karşı çıkan Abdülhamid, Filistin'de özerk bir Yahudi devletini "kesin bir dille" reddetti.
Osmanlı'ya ait toprakları anlaşma yolu ile elde edemeyeceklerini anlayan Siyonistler, bu defa hileye başvurarak toprak kazanmaya çalıştılar.
💠
Suriye civarında ziraatla meşgul olan ahalinin arazilerini rehin tutarak karşılığında yüksek faizlerle tüccar ve bankerlere borçlandırdılar.
📌 1881'de İngiltere'de kurulmakta olan bir banka tarafından bu arazilerin ellerinden alınacağı bildirilmiş; Osmanlı hükümetinin onayı olmadan arazi rehinlerinin kabul edilmeyeceği nizamname ile ilan edilmişti.
Yahudiler, her geçen gün yayılmacı faaliyetlerini arttırıyorlar Gazze ve Yafa şehirlerinde büyük miktarda araziler satın alıyorlardı.
💠
Buralarda modern köyler kurarak bölgeyi ele geçirmeye çalışan Yahudilerin sinsi faaliyetlerine karşı idari ve askeri tedbirler alınması emredilmişti.
📌 1891 yılında yazılan fermanda, Yahudi göçlerinin bu hızla devam ederse 30 yıl geçmeden tüm Filistin'i ele geçirebilecekleri de belgede vurgulanan detaylardan biriydi.
Rusya ve Yunanistan'daki Yahudilerin bölgeye göçleri her geçen gün artmış; bu nedenle 1892 yılında Kudüs'e yerleşmek amacıyla gelen Yahudilere ikamet izni verilmemesi kararlaştırılmıştı.
💠
📌 Ayrıca ziyaret için gelen Yahudiler bir aydan fazla burada kalamayacaklardı.
Bir başka belgede de yabancı uyrukluların Kudüs'te ikametlerinin yasak olması sebebiyle İran'dan Kudüs'e gelen Yahudilerin memleketlerine iadeleri kararlaştırılmıştı.
1896 yılında Theodor Herzl öncülüğünde #Filistin, siyonizmin başlıca hedefi haline geldi. Peki, Herzl ile #Abdülhamid arasında nasıl bir konuşma geçti? Osmanlı'da Yahudi göçlerinin önüne geçmek amacıyla hangi önlemler alındı? https://t.co/8qnc8bfQbq