Osmanlı sokaklarının simgesi; seyyar satıcılar
Omuzlarında iki kefeli terazileri, küfeleri, ya elinde ya sırtında sepet, heybe, sele, güğüm belindeki kuşakta dirhemleriyle Osmanlı'nın sesi, rengi, kokusuydu seyyar satıcılar... Osmanlı toplumu içerisinde seyyar satıcıların ayrı bir yeri vardı. Her satıcının sesi, makamı, söylediği maniler ayrı, her birinin mahalleden geçiş saati değişikti. Seyyar satıcılar gün doğumuyla başlayıp gecenin ilerleyen saatlerine dek sokak aralarında ya da meydanlarda satış yapardı.
Osmanlı'daki günlük hayatı gösteren fotoğraflarının yanında, Osmanlı'nın son yılları ile Cumhuriyet'in ilk çeyreği arasındaki döneme dair birçok yazışma, fotoğraf ve belge erişime açıldı. Osmanlıca, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Farsça dillerindeki belgelerde, Sultan Abdülhamid ve Enver Paşa'nın mektupları ve önemli isimlere ait hatıratlar yer alıyor. Sizler için Osmanlı'nın günlük hayatına dair hiç görmediğiniz fotoğraflarını derledik.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı başkentini ziyaret eden İtalyan Luigi Bassano'ya göre de, su dağıtımı Türklerin hayırseverliği söz konusu olduğunda önemli bir yere sahipti. Bazı kimseler büyük masraflara rağmen evlerinin yakınlarına getirdikleri borular sayesinde insanların hem abdest almalarını hem de susuzluklarını gidermelerini sağlarlardı.
Yine, esnaflarda dükkânlarının önüne koydukları su dolu küpler ile yoldan geçenlerinin susuzluklarını gidermelerine yardımcı olurlardı. Bazı sakalar, dörtgen bir kumaşla örttükleri büyük bir küpü omuzlarında taşır, elinde gümüş bir tas ile şehir boyunca yürüyerek insanlara Allah rızasını kazanmak için su dağıtırlardı.