Osmanlı'da Kurban Bayramı
İslam dinine özgü olan Kurban Bayramı, Osmanlı kültür hayatında önemli bir yer tutardı. Saray'da ve halk arasında özel törenler tertiplenirdi. Sarayda Padişah ile yapılan bayramlaşmaya Muayede Alayı ya da Resm-i Muayede adı verilirdi. Peki; Osmanlı zamanında Kurban Bayramı nasıl ifa edilirdi?
Günümüzde "Veresiye defteri" olarak bilinen zimem defterinden Bayram alışverişlerini zimem defterine yazdırıp ödemekte güçlük çekenlerin hesaplarını bazı zenginler öderdi. Bu ödemeyi yaparken de rastgele bir sayfa seçer ve kimin borcunu ödediğini bilmezdi. Bu da Osmanlıda'ki yardımlaşmayı gözler önüne seriyor.
Bayram günleri, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'de tatil günleri olarak ilan edilmiştir. Ancak devletin zor durumda olduğu zamanlarda Bayram tatilleri kısa tutuldu. Örneğin 1919 yılı Kurban Bayramı'nda, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle bayramın üçüncü ve dördüncü günlerinde devlet daireleri açılmış ve bütün memurlar işlerinin başında mesaiye devam ettiler.
Osmanlı'da devletin ileri gelenlerinin (ekâbir) konaklarında Kurban Bayramı merasimleri kapsamında zilhicce ayı (kurbanın kesildiği ay) yaklaşınca, hane sahibinin kendisine olduğu kadar eşi, çocukları, vefat etmiş anne ve babası için güçlü ve büyük birer koyun alırdı.Bu koyunların en az 3-5 gün konağın ahır kısmında besletilir ve koyunların dişi olmamasına, gözlerinin sağlam, boynuzlarının kırık veya organlarının eksik bulunmamasına dikkat edilirdi.
19'uncu yüzyılın ortalarına kadar Topkapı Sarayı'nda, 1867 yılından itibaren (Sultan Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı'nda yapılan iki bayram töreni hariç) Dolmabahçe Sarayı'nın orta kısmındaki Büyük Muayede Salonu'nda yapıldı. Sultan II. Abdülhamid döneminde ve yirminci yüzyılın başlarında bayramlar daha sade bir biçimde kutlanmakla birlikte temel unsurlar devam etti.