Osmanlı'nın zarafetini gösteren gizli taşlar
Bir şefkat medeniyeti olan Osmanlı, hayatın her anında, canlıya verilen değeri gözler önüne seren geleneklere sahipti. Cami duvarlarına oyularak yapılan; yardımlaşmanın gizliliğini esas alan "sadaka taşları", güven duygusunun pekiştiği "yitik taşları", atlı araçlara binmeye kolaylaştıran "binek taşları" ve hamalların yol boyunca dinlenmesini sağlayan "mola taşları" ile zarafetini yansıtır. Gelin, Osmanlı'nın unutulan bu taşlarına daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 28.12.2020
13:15
Güncelleme Tarihi: 12.11.2022
17:07
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌 Osmanlı'nın toplumsal ilişkilerdeki nezaket ve hassasiyetinin yanı sıra canlıya verilen değeri gözler önüne seren geleneklere sahipti.
📌 Cami duvarlarına oyularak yapılan yardımlaşmanın gizliliğini esas alan "sadaka taşları" , güven duygusunun pekiştiği "yitik taşları ", at veya atlı araçlara binmeye kolaylaştıran "binek taşları" ve hamalların yol boyunca dinlenmesini sağlayan "mola taşları" ile medeniyetimizin zarafetini yansıtır.
Bir şifa medeniyeti: Osmanlı
📌 Tarım ve hayvancılıkla uğraşan Osmanlı toplumunda, at, eşek, katır gibi hayvanlar taşıma aracı olarak kullanılırdı. Kadın, yaşlı, çocuk ve kilolu kimselerin bu hayvanlara binebilmesi zor olduğu için birkaç basamak yüksekliğinde kısa sütunlar kullanılırdı.
📌 Atlara veya atlı araçlara kolaylıkla binmeyi sağlayan bu araçlara, binek taşları denirdi. Sokak köşelerine, konakların veya evlerin giriş kapılarının yanına veya ihtiyaç duyulan yerlere yerleştirilirdi.
📌 50-60 cm yüksekliğindeki binek taşları silindir, dikdörtgen ya da çokgen kesitli olarak yapılırdı.
BİNEK TAŞLARININ BULUNDUĞU TARİHİ YAPILAR
📌 Topkapı Sarayı'nda, padişahlar tahta çıktıkları zaman cülus törenleri düzenler, bir hafta içerisinde ise kılıç alayı ile Eyüpsultan'a giderdi. Ardından burada kılıç kuşanırdı.
📌 Haremin "Valide Taşlığı"na açılan "Taht Kapısı" nın yanındaki binek taşını padişahlar, bu törene giderken ve sefere çıkarken kullanırdı. Yerden yüksekliği 64 santimdi.
Osmanlı'nın ihtişamlı saltanat geleneği: Kılıç alayı
📌 Eyüp Sultan'daki Cülus Yolu üzerinde bulunan binek taşı, bu türün en güzel örneğini oluşturur. Bu taş, padişah tahta çıktıktan sonra kılıç kuşanma töreni için geldiği Eyüpsultan'da atına kolayca binmesi ve inmesi için kullanılırdı. Mermerden ince işçilikle özenle yapılan bu taş, 62 cm yükseklikte ve üç basamaklıdır. Yola bakan tarafı, atın kolayca yanaşabilmesi için yuvarlatılmıştır.
📌 Eyüp Sultan Camisi'nin dış avlusunda Kadınlar Mahfili'nin önündeki binek taşı yerden yüksekliği 61 cm'dir. İhtiyaç azaldığı için zamanda unutulan binek taşlarının pek çoğu yok oldu. Fakat Eyüp'teki bu iki taş koruma altına aldı. Ayrıca Şehzade Cami, Zal Mahmut Paşa Külliyesi'nde de binek taşları bulunur.
📌Yakın tarihe kadar ağır yükleri taşımaya hamallar yardımcı olurdu. Oldukça güçlü olan bu kişiler, sırtlarında semer denilen ve içi samanla doldurulmuş arkalık ile yüklerini taşırdı.
📌Ağırlığından dolayı tek başına kaldırılması mümkün olmadığından iki kişinin yardımı ile yükleri sırtına alırdı. Yol boyunca durup sırtındaki eşyaları indirerek dinlenme olanağı yoktu. Çünkü yükü tekrar yükleyecek iki kişi bulmak çok zordu. Tam da bundan dolayı, hamalların yol üzerinde bir süre oturarak nefes alabileceği taşlar inşa edildi. Bu, tüm halkını düşünen Osmanlı'nın inceliğini ve zarafetini gösterir. Yerden yüksekliği yaklaşık 70 cm olan bu taşlar silindirik sütun parçalarından oluşurdu.
İstanbul'daki camilerin ilginç hikayeleri