Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü Haçlı işgalinden nasıl kurtardı?
Haçlılara karşı verdiği mücadeleyle tüm İslam âleminin gönlünde taht kurmuş bir isim, Selahaddin Eyyubi. Miraç mucizesinin yıl dönümünde Kudüs'ü 88 yıl boyunca süren Haçlı işgalinden kurtardı. Selahaddin Eyyubi, Ortadoğu'da büyük bir "İslam birliği" kurmuş ve bu birlik, 1517'de Yavuz Sultan Selim'e devrolmuştu… Kudüs'ün Haçlı işgalinden kurtuluşuna ve Selahaddin Eyyubi'ye dair bilinmeyenleri sizlerle buluşturuyoruz.
Bunun üzerine Selâhaddin Eyyubi, Haziran 1182'de Kahire'den Suriye'ye hareket etti. Halep yakınına geldiğinde Musul Atabeyi İzzeddin Mes'ûd ile ihtilâfa düşen Harran hâkimi Muzafferüddin Kökböri gelip onu Musul'a karşı sefer yapmaya teşvik etti.
Fırat'ın doğusuna geçti; Urfa, Harran, Rakka, Habur, Re'sül'ayn, Dârâ, Nusaybin gibi el-Cezîre bölgesi şehirlerini ele geçirdi.
Musul'u kuşattıysa da şehrin müstahkem olması yüzünden, ayrıca halifenin ricası ile bir süre sonra kuşatmayı kaldırdı.
Bu arada Musul'a bağlı önemli bir merkez olan Sincar'ı aldı ve kışı geçirmek üzere Harran'a çekildi. Bu sırada Musullular ve müttefikleri kendisiyle savaşmak için Mardin yakınındaki Harzem'de toplandı, ancak Selâhaddin Eyyubi'nin gelmekte olduğunu öğrenen müttefikler dağılmak zorunda kaldı.
El-Cezîre bölgesine geldiği sırada Hısnıkeyfâ Artuklu Emîri Nûreddin Muhammed b. Karaarslan, Selâhaddin Eyyubi'ye katılmış ve ondan Âmid'i yani Diyarbakır'ı alıp kendisine vermesini istemiş, sultan da bu konuda ona söz vermişti.
Harzem'e geldiği sırada Abbâsî halifesinin bu konudaki onayı kendisine ulaştı. Halifeden onay aldıktan sonra hemen Âmid üzerine yürüdü ve 1183'te şehri ele geçirip Nûreddin Muhammed'e verdi. Ardından Halep'e hareket etti.
Tell Hâlid ve Ayıntab'ı alarak Halep'i kuşattı. Şehrin bu sıradaki sahibi II. İmâdüddin Zengî bir süre direndikten sonra onunla anlaşmaya karar verdi. Sincar, Habur, Nusaybin, Serûc şehirleri karşılığında Halep'i Selâhaddin Eyyubi'ye bıraktı ve 11 Haziran 1183'te ona tâbi olmayı kabul etti.
Sultan, Halep'i ele geçirmekle muhaliflerini etkisiz hale getirdiği gibi büyük bir stratejik avantaj sağladı ve Kudüs yolu kendisine açılmış oldu. Bu sebeple Halep'in Selâhaddin'in eline geçmesi Haçlıları telâşlandırdı.
İbnü'l-Esîr bu olayın önemine vurgu yapmış, Selâhaddin Eyyubi de bu şehri ele geçirdiğinde duyduğu sevinci başka hiçbir yerde duymadığını ifade etmiştir. 1183-84 yılını iç düzenlemeler ve Haçlılarla uğraşarak geçiren Eyyubi, 1185'te çıktığı ikinci doğu seferinde Erbil ve Meyyâfârikīn gibi önemli yerleri topraklarına kattı. Musul Atabeyleri (Zengîler) onun hâkimiyetini tanıdı.
Selâhaddin Eyyubi, bir yandan devleti dağılmaktan kurtarmak, Ortadoğu'da İslâm birliğini sağlamak için uğraşırken bir yandan da Haçlılarla mücadele etmek zorunda kalmıştı.
Onun bu dönemde Haçlılara karşı ilk önemli seferi 14 Kasım - 9 Aralık 1177 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Gazze-Askalân seferidir. Sultan, Mısır'dan yapılan bu sefer sırasında düşmanın direncinin az olduğunu görünce hemen Remle'ye doğru ilerledi.
Bu esnada Kral IV. Baudouin ile Renauld de Châtillon kumandasındaki Kudüs Krallığı güçlerinin âni baskınına uğradı. Başta yeğeni el-Melikü'l-Muzaffer Takıyyüddin Ömer olmak üzere yanındaki askerlerin kahramanca müdafaası sayesinde savaşarak geri çekilebildi.
Bu arada Haçlılar, Flandre Kontu Philippe d'Alsace kumandasında Hama'yı kuşattılar. Kuşatma Seyfeddin Ali b. Meştûb tarafından püskürtüldü. Remle yenilgisinin yaralarını iki ay gibi kısa bir zamanda sarıp Kahire'den Dımaşk'a hareket etti.
Harim'i kuşatan Haçlılar onun gelmesi üzerine geri çekildiler. Sultan Dımaşk'a geldiğinde şehirde nâib bıraktığı ağabeyi Turan Şah'ın zevk ve eğlence ile meşgul olduğunu görünce onu azletti. Bunun üzerine Turan Şah, ondan Şemseddin b. Mukaddem'in elindeki Ba'lebek'i kendisine vermesini istedi.
Bir süre Ba'lebek'ten vazgeçmeyen Şemseddin b. Mukaddem'le mücadele etti. Ba'lebek'ten memnun kalmayan Turan Şah sonunda İskenderiye'ye tayin edildi ve kısa bir süre sonra orada öldü.
Haçlılar, Remle'deki başarılarından istifadeyle Dımaşk yoluna hâkim bir noktadaki Beytülahzân denilen yerde müstahkem bir kale inşa etmişlerdi. Selâhaddin bu kalenin yapılmasını engellemeye çalışmış, fakat başaramamıştı.
Kalenin inşaatı bittiği sıralarda Haçlılara karşı akına çıkan yeni Dımaşk valisi ve sultanın yeğeni Ferruhşah, Aynülcer mevkiinde Kudüs Kralı IV. Baudouin ve Onfroi de Toron kumandasında bir Frenk birliğine rastladı.
Yapılan şiddetli savaşta Onfroi ağır yaralandı ve ardından öldü, kral canını zor kurtardı. Bu başarıdan sonra Mısır'dan takviye birlikler alarak Beytülahzân Kalesi üzerine bir akın yapmaya karar veren Selâhaddin, 17 Mayıs 1179'da Banyas yakınında ordugâh kurdu.
Kıtlık sebebiyle zor durumda olan Türkmenleri yanına çağırıp Ferruhşah'ın himayesinde düşman topraklarına akına gönderdi. Bu akınlardan birinde Ferruhşah, Merciuyûn mevkiinde Kral IV. Baudouin kumandasındaki Haçlı şövalyelerinin saldırısına uğradıysa da, Selâhaddin Eyyubi'nin yardıma gelmesiyle Haçlılar ağır bir yenilgiye uğratıldı.
Ardından sultan Beytülahzân Kalesi'ni kuşattı. 24 Ağustos 1179 tarihinde burayı ele geçirdi ve Haçlılar barış istediler.
Selâhaddin Eyyubi'nin 1182 ve 1185 yıllarında Musul, Halep üzerine yaptığı seferler sırasında Haçlılar Suriye topraklarına saldırdılar.
1182 yılı sonlarında Kerek hâkimi Renauld de Châtillon, Eyle Kalesi'ni ele geçirdi, Kızıldeniz'e gemiler göndererek deniz ticaretini ve limanları tehlike altına soktu.
Mısır nâibi olan kardeşi el-Melikü'l-Âdil, Kızıldeniz'e Hüsâmeddin Lü'lü' kumandasında bir filo yollayıp bu tehlikeyi ortadan kaldırdı. 1182'de Beyrut'u kuşatan sultan, 1183'te Beysan seferine çıktı.
1183 ve 1184 yıllarında iki defa Kerek'i kuşattı. Haçlı ordusuyla bir meydan savaşı yapmanın yollarını denedi, ancak buna fırsat bulamadı.