Selahaddin Minberi’ni küle çeviren o yangın ve bir rivayet
Bundan 8 asır önce, Bağdat'ta bir marangoz, oldukça ince işlemelerle bezeli bir minber yapmış; bu minberin namını duyup satın almak isteyenlere ise tek bir cevap vermişti: "Bu minber Mescid-i Aksa'da duracak." Kudüs'ün Haçlı işgali altında olduğu o yıllarda henüz küçük bir çocuk olan Selahaddin Eyyubi, bu sözü duymuş ve 40 yıl sonra Kudüs'ü fethettikten sonra minberi Mescid-i Aksa'ya yerleştirmişti. "Selahaddin Minberi" olarak bilinen bu minber, bundan 50 yıl önce bugün Hıristiyan-Siyonist Dennis Michael Rohan tarafından caminin ateşe verilmesi nedeniyle küle döndü.
Kudüs'teki pek çok Müslüman, İsrail'in Kudüs'ü işgal ettiği 1967 İsrail-Arap savaşından iki sene sonra gelen bu yangını, yaşadıkları acının sembolü olarak algılamıştı.
Camiyi yok etmenin Mesih'in gelişini hızlandıracağına inandığını söyleyen Rohan, Church of God isimli tarikat mensubuydu. Daha sonra deli raporu aldı ve İsrail'den sınır dışı edildi.
Siyonistler, yıllardır Mescidi Aksa'nın yerinde Süleyman Mabedi adını verdikleri bir Yahudi mabedinin olduğunu ve bu iddialarına binaen Mescidi Aksa'yı yıkarak yerine yeniden söz konusu mabedi inşa etme girişimlerinde bulunuyorlar.
Onların bu amaçları nedeniyle Doğu Kudüs'ün işgal edildiği 1967'den bu yana, Mescid-i Aksa sürekli şekilde Siyonist saldırganlıktan kaynaklanan tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.
Yakılmasından 38 yıl sonra 2007 yılında aslının aynısı olarak yeniden yapılan ahşap minber, tekrar caminin içine yerleştirildi.
Yapımı ve montaj çalışmalarında, iki Türk kündekâri ustası Recep Elitok ve Mehmet Ali Uçar'ın da çalıştığı ahşap minber, dört yılı aşkın bir çabanın ürünü olarak Amman'da yapıldı. Ürdün hükümeti yeni minberin yapımı için 1.75 milyon dolar harcadı.