Sultan Abdülaziz nasıl katledildi?
Sultan Abdülaziz, milletine üstün hizmetler sağlamış, orduyu dönemin en modern silahlarıyla donatarak dünyanın ikinci büyük donanması haline getirmiş bir padişahtı. Bu hizmetleri nedeniyle hedef haline geleceğini ise tahmin bile edemezdi. Abdülaziz, İngiltere ve Mason Localarının devlet içindeki muhaliflere verdiği destekle, tahttan hâl' edildi. Birkaç gün sonra ise odasında bilek damarları kesilmiş olarak ölü bulundu. Peki, masonik darbe ile tahttan indirilen Sultan Abdülaziz nasıl katledildi? Kızı Nazime Sultan, şahit olduğu bu hain komployu nasıl anlattı?
İngiltere, kendi çıkarları açısından meşruti bir yönetimi daha avantajlı gördüğü için Sultan Abdülaziz'in muhaliflerine destek verdi. Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'nın Rusya'ya yakınlığı da İngilizleri rahatsız eden unsurlardan biriydi.
Bu nedenle, Osmanlı İmparatorluğu'nu kontrol edebilmek amacıyla, İngiltere ve Mason Locaları, meşrutiyet taraftarlarını desteklemişler; Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve öldürülmesinde aktif rol oynamışlardı.
Darbeyi planlayan cuntanın Abdülaziz işbaşında kaldıkça emellerini gerçekleştiremeyecekleri aşikârdı. Bu nedenle, onu devirmek ve meşrutiyeti ilân edeceğine söz veren Mason Veliaht Murad Efendi'yi tahta çıkarmak amacıyla, darbeye giriştiler.
Midhat Paşa, Sultan'dan bir şekilde kurtulmak isteyen muhalif devlet adamlarıyla, yani Şeyhülislam Hasan Hayrullah, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmed Paşa, Askerî Şurâ Reisi Redif Paşa, Fetva Emini Filibeli Kara Halil Efendi, Şirvanizade Ahmed Hulusi Efendi, Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Askerî Mektep Kumandanı Süleyman Paşa ile Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi konusunda anlaştı.
Medrese öğrencilerinin dersleri boykot ederek sokağa çıkarılması ve ayaklandırılması kararı, Midhat Paşa'nın konağında yapılan bir toplantıda alındı.
Çıkarılan karışıklar sonucunda amacına ulaşan cunta, kabineyi ele geçirmeyi başardı. Ardından da 29 Mayıs 1876'da, saray kuşatılarak Şehzade Murad Efendi dairesinden çıkarılmış ve kendisine çete mensuplarınca biat edilmişti.
Sultan Abdülaziz ise Topkapı Sarayı'na hapsedildi. Birkaç gün sonra Feriye Sarayı'na nakledilen Sultan Abdülaziz, burada kendisine reva görülen pek çok eziyetten sonra ölü bulundu.
Sultan'ın intihar ettiği duyuruldu; oysa bir cinayete kurban gitmişti. Küçük bir makasla iki bileğini birden kesmesi imkânsızdı.
Cunta, Sultan'ı öldürmekle kalmadı. İhtilâl sırasında Abdülaziz'in mal varlığı dışında padişahın annesi, eşleri ve bütün harem halkının mücevherleri ve kıymetli eşyalarına da el konuldu. Elde edilen servet de, V. Murad'ın borçları için kullanıldı. Bu darbe sırasında haremde yaşananlar ise ilk kez karşılaşılan hadiselerdi.
İbretle gözlenecek bir başka husus da Sultan Abdülaziz'in Kur'an-ı Kerim okuduğu sırada kalleşçe katledilmiş olmasıydı. Okuduğu mushafa Abdülaziz'in kanı sıçramıştı.
İslam'a olan bağlılığı ile tanınan Sultan Abdülaziz'in "intihar" ettiğine dair sahte beyan, bu mushafın sonundaki sayfaya şu sözlerle yazılmıştı:
"Hudâvendigâr Sultan Abdülazîz Hân Hazretleri millet-i İslâmiye tarafından hal' olunduğu günün beşinci Pazar günü Fer'iyye Sarayı'nda bir sagîr mıkras ile (küçük makas ile) kendüsini iki kollarının kan damarlarını kesüp irtihâl-i dâr-ı bekā eylemişdir. Hudâ rahmet eyleye. Bu mushaf-ı şerîfin bulaşmış olan kan dahî, vucûdundan akan kan olduğu ma'lûm olmak üzere, işbu mahalle şerh ile iktifâ kılındı.
Cemâziye'l-evvel 1293."