Sultan Abdülhamid'in projeleri
Sultan Abdülhamid Han'ın tahta geçtiği yıllar, dünya tarihinin en çok buluşa imza attığı yıllardı. Devrinin üstünde fikirlere sahip olan Abdülhamid, dünyadaki tüm gelişmeleri takip etmiş; yarar sağlayabilecek olanları imparatorluk sınırları içinde tatbik ettirmişti. Bunun yanında yeni projelere de imza atmış ve gelişmelerinde öncü olmuştu. Abdülhamid, birçok projeyi hayata geçirmiş; bir kısmını ise dönemin şartları nedeniyle uygulamaya koyamamıştı…
Sultan Abdülhamid Han, İstanbul Boğazı'nın, Sarayburnu-Üsküdar ve Rumeli Hisarı-Kandilli arasında olmak üzere iki köprü ile bağlanması projesi yaptırmıştı. Bu projelerden Rumeli Hisarı-Kandilli arasında yapılması planlanan köprü ise, ilgili vesîkasında "Cisr-i Hamîdî" (Hamîdiye Köprüsü) olarak isimlendirilmiş sabit bir köprüydü.
Boğaziçi'nde yapılacak olan bu köprü aynı zamanda Bağdat demiryolu hattına da bağlanacaktı. Cisr-i Hamîdi projesi büyük bir bina üzerine, minarelerle ve Kuzey Afrika mimârî tarzında kubbelerle süslü, som kârgîr destekler arasına kurulu, çelik halatlarla havada asılı demirden bir bina manzarasında olacaktı. Fakat bu ihtişamlı proje dönemin şartlarında dolayı gerçekleşemedi.
İstanbul'da ulaşım, tarih boyunca hep büyük bir mesele olarak gündemde kalmıştır. İki kıtayı ayıran boğazın bir şekilde geçilmesi bu meselenin odak noktasını teşkil eder. Günümüzde Marmaray olarak bilinen tüp geçit projesi 1,5 asır önce yapılmıştı.
Sultan Abdülhamid devrinde, Sarayburnu ile Üsküdar arasında bir tüp geçit (tünel-i bahrî, cisr-i enbûbî) inşası için çok sayıda proje çizilmişti. Arşivlerimizde bulunan ilk tüp geçit projesi teklifi, Galata ve Pera arasındaki tünelin mühendisi Eùqène Henri Gavand tarafından yapılmıştır. Henri Gavand, şimdiki Karaköy-Galata tüneli işletmeye açıldıktan bir sene sonra, 1876'da Osmanlı hükümetine Boğaziçi'nde, Sarayburnu ve Üsküdar arasında bir tüp geçit projesi sunmuştur.
Dünyada deniz suyunun arıtılarak kullanılması 1850'li yıllardan itibaren başladı. Osmanlı Devleti'nde ise ilk deniz suyunu arıtma tesisi Hicaz'da kuruldu.
İlk çalışma 26 Receb 1311 (2 Şubat 1894) tarihinde yapılmış ve Cidde'de deniz suyunu arıtmak için bir istasyon kurulmuştu. Fakat bu istasyon zamanla ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş ve yeni tesisler için birçok çalışmalar yapılmıştı.
Modern deniz suyu arıtma tesislerinin ilklerinden olan bu tesis, onlarca yıl Cidde'ye içme suyu sağladı. Tesis 1950'lere kadar faaliyette kaldı, Fâtıma Vadisi'nden getirilen su Cidde'ye ulaştığında sökülerek kaldırıldı.
Özelllikle 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde, tüm dünyada gündeme gelen ve ne denli önemli olduğu herkesçe kabul edilen petrol araştırmaları için, Abdülhamid Han, olağanüstü çaba harcadı. Hazırlattığı "tespit haritasında" Anadolu'nun neredeyse tamamında, yüksek ölçekte petrol rezervi olduğu saptanmıştı.
Hazine-i Hassa'dan, yani kendi cebinden, parasını ödeyerek yerli ve yabancı mühendislere Musul ve Bağdat havalisiyle, Dicle ve Fırat nehirleri havzasında petrol taraması yaptırdı. Alman Maden Mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necip Efendi'nin başkanlığındaki araştırma birimi, 22 Ekim 1901'de çalışmalarını Abdülhamid Han'a sundu.
Petrol havzasını karış karış dolaşan Groskoph, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervleri bulunduğunu vurguluyor. Güneydoğu Anadolu'nun neredeyse tamamı ve Doğu Anadolu'nun bir bölümünü kapsayan petrol haritası, Diyarbakır, Mardin, Bismil, Hazro Çayı çevresi, Sinan, Batman Çayı çevresi, Dicle Bölgesi, Midyat, Bedran, Tulan, Siirt, Botan Çayı çevresi, Habur, Fındık, Cizre, Bitlis Çayı kıyısı ve Hakkari'de çok önemli petrol yatakları bulunduğunu kaydediyor.