Sultan Abdülhamid’in tarihe geçen sözleri
Osmanlı'nın en kötü zamanlarının mirasının ağırlığını omuzlarında taşıdı Sultan Abdülhamid. Otuz üç yıllık hükümdarlığı boyunca zorluklara göğüs gerdi, milletinin başında dimdik ayakta durdu ve elinde tuttuğu İslâm sancağından bir an olsun ayrılmadı. Emperyalist güçler tarafından paramparça edilme kavgasına karşı dik duruşunu hiçbir zaman bozmadı. Vefatının yüzüncü sene-i devriyesinde, 'Ulu hakan'ın tarihe geçen sözleri…
"BÜTÜN HİZMETİME KARA BİR ÇARŞAF ÇEKMEK İSTEDİLER!"
13 Nisan 1909'da tarihe, "31 Mart Vak'ası" diye geçen hadise Abdülhamid Han'ın idaresini sarsan en mühim hadiseydi. 31 Mart Vak'ası sonrası Hareket Ordusu İstanbul'a gelmiş, Meclis-i Mebusan'a baskı yaparak padişahın "hâl"i için karar çıkartmıştı. Abdülhamid Han, tahttan indirilirken şu sözleri dile getirmişti:
"Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah'tır. Bu memleketi nasıl buldumsa öylece teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Cenab-ı Hakk'ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular."
"İSTANBUL'DAN DIŞARI BİR ADIM BİLE ATMAM!"
Abdülhamid, İstanbul'da Beylerbeyi sarayında çileli bir hayat geçirdi. İngilizler ve Fransızlar Çanakkale'ye saldırdıkları zaman, İstanbul tehlikeye girdi diye telaş arttı. Padişah Sultan V. Mehmed Reşad, Abdülhamid Han'a bir heyet göndererek, "Biraderim hazır olsunlar. Kendilerini Bursa'ya nakletmek icap edecek. Ben de Konya'ya gideceğim" diye bildirdi.
Sultan Abdülhamid, bu haberi aldığı an, "Ceddim Fatih Hazretleri İstanbul'u alırken, son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans imparatorları kadar da mı olamıyoruz ki, şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul'u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin; İstanbul'dan dışarı bir adım bile atmam!" diye padişaha cevap göndermişti.
"HAKKIMI HELÂL ETMİYORUM!"
Sultan Abdülhamid bir duasında, "Allah'ım helâl etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hâle getirenlere, hakkımı helâl etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helâl ederdim de; Sevgili'nin (Muhammed sav) yolunda yürüdüğüm için beni bu hâle getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helâl etmem!" demişti.
Fikriyat