Türkiye’nin yarım kalan hikayesi: Devrim otomobili
Türkiye'nin ilk yerli otomobil projesinin nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Peki ya, "Devrim" adı verilen bu otomobilin nasıl "yarı yolda" bırakıldığını? Sürüş testi sırasında neden "benzin konulmadığını" ya da halen çalışan bu yüzde yüz yerli otomobilin üretiminin hangi güçler tarafından engellendiğini? Bundan 59 yıl önce başlayan "Devrim" serüvenini sizlerle buluşturuyoruz.
Tüm ülkede ise üniversitesinden, basınına, bir avuç sanayicisinden, politikacısına, sesini duyurabilen herkes Türkiye'de ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine inanıyor; özel sohbetlerde, röportajlarda, hatta film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanıyordu.
Fakat bu inanılmaz durum gerçekleşti ve 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye' de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye' de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının önüne götürülerek Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e sunulabiliyordu.
Türkiye'nin otomobil serüveni, Tophane rıhtımında Ford'a ait ilk montaj fabrikasının kurulması ile başladı. Ancak fabrika ekonomik buhran sebebi ile çok az üretim yapabildi ve ardından kapatıldı.
1952'de Tuzla'da jeep montajı için fabrika kuruldu. Daha sonra askeriyeye devredilen fabrika 2006 yılında kapatıldı. 1955 TOE kamyon üretimi için İngiliz Triumph ile iş birliğine gitti. Bu iş neticesinde kurulan fabrikada Zafer modeli kamyon üretilecekti; ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Ve 1961…
Devrim isimli yerli otomobil projesi başlatıldı. Proje 135 günde tasarlandı ve yerli otomobil üretildi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreni esnasında Cemal Gürsel'i taşıyan otomobil protokol gereği benzin konulmadığı için yolda kaldı. Böyle bir tuzak kuran ithalat odakları Devrim'i linçe tabi tutarak üretimin önüne geçti.
1961 yılında başladı her şey. O parlak fikir o gün ilk genç bilim adamı, Profesör Doktor Necmettin Erbakan'dan geldi. İlk iş, yüzde yüz yerli bir motor üretimiydi…
Erbakan'ın imzasıyla, 1956 yılında kurulan Gümüş Motor Fabrikası'nda üretilecekti. İlk adım tamamdı. Genç bilim adamı, Gümüş Motor'un yerli araba üretmesini istiyordu.
Sene 1961. Cemal Gürsel cuntası işbaşındaydı ve Menderes'in idamının üzerinden henüz çok kısa süre geçmişti. Çeşitli firmalarda çalışan 23 tecrübeli Türk mühendisi, kendilerine gönderilen ayrı ayrı mektuplarla "mühim bir konuyu istişare etmek üzere" Ulaştırma Bakanlığı'na davet edildiler.
Mühendislerin bazıları yurt dışında görev yapmaktaydı; ancak mesajı alan herkes "devletin isteği başımız üstüne" diyerek işini gücünü bırakıp Ankara'ya geldiler.