Viyana'da silinmeyen Osmanlı izleri
1529 ve 1683 yıllarında Osmanlı Devleti tarafından iki kere kuşatılan Viyana, İslam ordularının önünde duran bir şehirdi. 14. yüzyılda itibaren üç asır boyunca batı yönünde ilerleyen Osmanlılar, fethettikleri topraklarda huzur ve barışı tesis etmişler, kalplere girmişlerdi. Komşusu olan Avusturya ile 1526 - 1918 arasında sürekli temasta olan Osmanlılar için Viyana şehri bir hedefti. Viyanalılar bu iki kuşatmayı asla unutmamış ve şehrin farklı noktalarındaki simgelerle taze tutmuşlardı. İşte, Viyana'da silinmeyen Osmanlı izleri...
▫ Asırlar boyunca fethettikleri toprakları huzur ve sükunet dolu beldeler kılan Osmanlılar, iki defa hazırlıksız şekilde Orta Avrupa bölgesinin kapısı olan Viyana'yı kuşatmıştı. Bu iki sefer Allah Teala'nın adını yayma anlayışı olan İla-yi Kelimetullah kavramının göstergesiydi.
▫ İlk kuşatma Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na ve Şarklen'e gözdağı verme amacı taşısa da 1683'de gerçekleşen II. Viyana Kuşatması 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması'na dek sürecek karanlık bir sürece yol açacaktı.
📍Bilgi: Karlofça Antlaşması
26 Ocak 1699 tarihinde imzalanan antlaşma Osmanlı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Avusturya, Venedik ve Lehistan arasında imzalanmıştı. Osmanlı bu antlaşma ile Gerileme Dönemi'ne girmişti.
▫ Avrupa topraklarına beraber ve huzurlu yaşama dersi veren Osmanlılar, asırlar boyunca çok geniş bir coğrafyayı çok az sorunla yönetebilmişti. Bugün Balkan topraklarında yaşayanlar hala Osmanlı günlerini huzurla anmakta.
▫ Osmanlıların istikrarlı ilerleyişi ile beraber zamanla komşu haline gelen ve 1526 yılında başlayan Osmanlı - Avusturya ilişkileri I. Dünya Savaşı sonuna dek sürmüştü. Bu ilişkiyi farklı noktaya taşıyan ise iki kere gerçekleşen Viyana Kuşatmaları idi.
▫ İslam ordularının Orta Avrupa'da ulaştıkları son toprak parçası olan Viyana, hem Osmanlı için hem de Avusturya için unutulmaz bir hatıra oldu. Öyle ki aradan geçen asırlara rağmen Viyana'nın farklı noktalarında Osmanlı'ya dair eserler bulunmakta.
▫ Bunlardan en bilineni ise bir yeniçeri askeri olan Çerkes Dayı'ya ait. Günümüzde Viyana'da bir apartmanın üzerinde Çerkes Dayı heykeli var. Bu heykelin hikayesini ise dünya çapında büyük gezginimiz Evliya Çelebi meşhur eseri Seyahatname'de anlatmıştı.
▫ Çerkes Dayı, savaş esnasında açılan bir gedikten şehre giren ilk Osmanlı askerlerinden biriydi. Düşmanla savaşarak surlardan girdiği için önünü ve arkasını kontrol edememiş, kendisini bir akında sanmıştı. Büyük bir kahramanlıkla savaşan Çerkes Dayı bir an geriye baktığında gediğin kapatıldığını ve içeride kendisinden başka Osmanlı askerinin olmadığını görmüştü.
Çerkes kime denir?
Çerkesler Kuzey Kafkasya kökenli bir ırktır. 19. yüzyılda Rus Çarlığı'nın gerçekleştirdiği Çerkes Soykırımı ile Çerkesler Osmanlı topraklarına yerleşmişti.
▫ Bu durumda bile kılıcını bırakmadan savaşmayı sürdürdü. Nihayetinde şehadet şerbetini içti. Evliya Çelebi'nin aktardığına göre Avusturya arşidükü Ferdinand, Viyana halkının kulaktan kulağa yaydığı Çerkes Dayı'nın kahramanlık hikayesinden çok etkilendi. Emir vererek Çerkes'in naaşını ve atını mumyalatarak orada bulunan bir evin kemerinin altına koydurmuştu. Heykelin bulunduğu yer Çerkes Dayı'nın şehit düştüğü nokta olarak tarih kitaplarında yer etti.
▫ Şehirdeki en belirgin Osmanlı izlerinden birisi de gülleler. Günlerce Osmanlı topları tarafından dövülen surları bazen geçen gülleler kuşatmayı hatırlatması açısından hala bazı evlerin üzerinde bulunmakta.
Gülle nedir?
Gülle top mermisine verilen isimdir.
▫ Bazı evlerin dış cephesine asılan veya bi mahfaza içinde muhafaza edilen gülleler adeta asırlardır yaşayan tarihin nefes alan tanıkları gibi Viyana sokaklarında yer almakta.