Yavuz Sultan Selim geçilmez çölü nasıl geçti?
Doğu'ya yaptığı fetihlerle ve kişiliğiyle Osmanlı Devleti'nin en önemli padişahlarından biriydi Yavuz Sultan Selim. Çok iyi at biner ve kılıç kullanırdı. Ok atmada ve yay çekmede ise adeta ustaydı. Şehzadelik yıllarında çok iyi eğitimlerden geçen Yavuz, "geçilemez" denilen Sina Çölü'nü 13 günde aştı! Yavuz Sultan Selim Han'ın 498'inci ölüm yıldönümünde rahmetle yâd ediyoruz.
20 Şubat Cuma günü, Melik Müeyyed Camisi'nde okunan hutbede hatibin kendisinden "Hakimü'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn" diye bahsetmesi üzerine yaşlı gözlerle itiraz etti.
Hatîbin ifadesini, "Hadimu'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn" olarak düzeltmesini istedi. Bunun üzerine halıyı kaldırıp toprağa secde ile Rabbine şükretti. Hadimu'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn'liğini ifade etmek için de, sarığının üzerine süpürge biçiminde bir sorguç taktı.
Yavuz Sultan Selim, ordusuyla beraber Mısır seferine çıkmıştı. Mısır'ın merkezi Kahire'ye ulaşmak için Sina Çölü'nü geçmek gerekiyordu. Kurak ve çorak bu çölü geçmek neredeyse imkânsız gözüküyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Yavuz, Sina Çölü'nü ordusuyla geçmeye kararlıydı.
1516'da Mısır sefere çıkan Yavuz, Memluklerden daha önce İran'a yardım etmeyeceklerine dair ahit almıştı. Onlar, bu ahdi bozdukları için üzerlerine yürüdü. Memluk ordusu ile Mercidabık Ovası'nda karşılaştı. Onları, kesin bir şekilde mağlup etti.
Büyük bir askerî deha sayılan Napolyon bile, Yavuz'dan üç yüz yıl sonra bu işi başaramamış ve Fransız askerleri susuzluktan çıldırarak birbirlerini vurmuşlardı. Birinci Cihan Harbi'nde, yeni tekniğin verdiği imkânlarla bile bu çölün, ancak on bir günde geçilebilmiş olması düşünülürse, Yavuz'un yaptığı işin azameti daha iyi anlaşılır.
Lakin Yavuz'un azmi ve kat'î kararı ile çöle girildi. Bir müddet sonra Yavuz, atından indi, yürümeye başladı. Askerî erkân, hayret ve dehşet içinde idi, "Atların bile kanının kaynadığı, zor yürüdüğü bu çölde Sultan, niye atından indi, yürümeye başladı?" diye fısıltılar başladı. Bu dehşet içinde askerî erkân da, atlarından inip, onlar da yürümeye başladılar.
Paşalar, Yavuz'un arkadaşı Hasan Can'a "Ne olur Hünkâra sor. Bu acep ne iştir?" dediler.
Hasan Can, Yavuz'a merakla, bu halin neyin nesi olduğunu sorunca, Yavuz, "Hasan görmüyor musun, önümüzde Allah Resulü Fahr-i Kâinat Efendimiz yürüyor!" dedi.
On üç günde bu korkunç çöl, bir bulutun altında, Allah Resûlü'nün ruhaniyetleri ile geçildi. Mısır fethedildi. Yavuz, 22 Ocak 1517'de Memlukleri, Ridaniye'de tekrar mağlup etti ve bu suretle Mısır kesin olarak fethedilmiş oldu.