Zihinlere işleyen kod: Mankurtlaştırma
Dünya üzerinde çeşitli asimile ve işkence türleri bulunuyor. Bunlardan biri de bir zamanlar var olan "Mankurtlaşma"dır. Bu canice yöntem ilk olarak Juan-Juanlar adı verilen Moğol kökenli bir kavim tarafından uygulanır. İlerleyen dönemde ise Rus ve Çin yönetimi bunu Türk devletleri üzerinde, bir asimilasyon politikası olarak işlemiştir. İşte, zihne işleyen bu kavramı sizler için anlattık.
◼ Acı içindeki kıvranan bu insanlar; ne isimlerini, ne ailelerini, ne de insan olduklarını hatırlarlar yalnızca bir kişi hariç. Evet, o da kafa derilerini yüzen insan, onu asla unutmazlar.
◼ O ne derse, ne isterse yaparlar. Böylece sadece nefes alabilen bir canlıya dönüşür bu esirler. Aslında buna bir nevi "ilkel robotlaşma" da diyebiliriz.
◼ 1800'lü yılların başlayan mankurtlaştırma, Altay, Kırgız, Kazak destanlarında geçen "mankurt" kavramını eserinde ilk kullanan isim Abiş Kekilbayev'dir. Kazak Türk'ü olan yazar, "Küy" adlı hikâyesinde "mankurtlaştırma"nın bireyden topluma trajedik bir şekilde nasıl kurgulandığı ortaya koyar.
*Küy, Kazak Türkçesinde yanmak anlamına gelen "türkü" manasında kullanılır.
Abiş Kekilbayev kimdir?
Kazakistanlı hikaye, roman, tiyatro ve eleştiri yazarı olan Abiş Kekilbayev, 1939 yılında Kazakistan'ın şehri olan Ondy'de dünyaya gelir ve 11 Aralık 2015 tarihinde Kazakistan'ın başkenti Astana'da hayata gözlerini yumar. (Astana'nın günümüzdeki adı Nur-Sultan'dır.)
◼ 12 yıl sonra ise Cengiz Aytmatov bu terimi ele almış ve Beyaz Gemi ile Gün Olur Asra Bedel eserlerinde işlemiştir. Gün Olur Asra Bedel'de Jolaman isimli genç, bu işkenceye maruz kalır.
◼ Romanda, Jolaman'ın annesi olarak karşımıza çıkan Nayman Ana, oğlu tarafından öldürülür. Çünkü bu öylesine bir işkencedir ki kişi, ne annesini ne babasını ne de kendini hatırlar.
Cengiz Aytmatov
Kırgız Edebiyatının zirve ismi Cengiz Aytmatov ortaya koyduğu eserlerle dünya edebiyatında tartışılmaz bir yer edinmiştir. Türk kültürünün zenginliğini ve geleneklerini, satırlarıyla ilmek ilmek işleyerek dünyaya anlatmıştır.
◼ Sonuç olarak büsbütün mankurtlaşan kişi, yalnızca onu mankurtlaştıran insanı dinler. İşte, bu işkence yöntemi uzun yıllar, Türkistan'da varlığını sürdürmüştür.
◼ Fakat daha sonra bu kavram somuttan soyuta dönmüş ve yüzyılımızda "düşünemeyen ve kendi başına karar veremeyen insanlar" için kullanılmaya başlanmış.
◼ Belki fiili olarak bu işkence yöntemi günümüzde mevcut olmasa da bir fikir bir asimilasyon politikası olarak uygulanmaktadır. Mankurt kavramı günümüzde "Mankurtizm" adı verilen "sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" manasını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır.