İslam hekiminden doktorlara sağlık tavsiyeleri
Tıp ve ahlak birbirinden ayrılamayacak kadar ehemmiyetlidir. Bundan dolayı da ilk çağlardan itibaren tıp ahlakı üzerinde sayısız eser kaleme alındı. Dünyanın en şerefli ve itibarlı mesleği olarak tıbbı gören Müslüman hekimler de kendinden sonra gelecek kişilere yol göstermek için çeşitli tavsiyelerde bulundu. Bunlardan biri Ebu Bekir er-Razi'ydi. İslam uygarlığının en başarılı hekiminin öğrencisine gönderdiği mektuplarda verdiği öğütler sonrada kitap haline getirilerek Ahlâku't-Tabîb adıyla anıldı. Sizler için İslam hekiminden doktorlara sağlık tavsiyelerini derledik.
Tabip tedavisinde Allah u Teala'ya tevekkül etmeli, iyileşmeyi ondan beklemelidir. Bu iyileşmenin, kendi kuvveti ve çalışmasından kaynaklandığı zannına kapılmamalıdır. Her işinde Allah'a itimat etmelidir. Kendisine, mesleğindeki ve uzmanlığındaki kuvvetine bakarak böyle davranırsa, Allah onu iyileştirmekten mahrum kılar.
Melikin meclisinde, -onun veya bazı arkadaşlarının konuşturması dışında- seni, bu ilim konusunda çok konuşmaktan sakındırırım.
Hasta sofrada iken, hazırlanan yemek midede karıştığında gerçekten kötü etkisi olsa da, "bu yemek uzuvlara şöyle zararlıdır veya hastalığı böyle harekete geçirir" diye bahsetme. Ancak ona gereken bir miktar bahsedebilirsin, mesela: "Hastanın sofrasında balık ve kesilmiş süt veya peynir ve yumurta ya da bunlara benzer şeylerin elbette aynı zamanda bir arada bulunması doğru değildir."
Hastanın her gün ki yiyeceği yemek miktarını, yediklerinin nasıl bir tabiatı olduğunu, azlığını ve çokluğunu, onlardan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmen gerekir. İnsanın yediğini, içtiğini, uykusunu, uyanma saatini, boş ve dolu zamanlarını, cinsî hayatıyla ilgili hallerini ve diğer şeyleri bilen kimse, en azından hatalı ilaç yapmaz.