Peygamber Efendimiz (sav) doğa hakkında bizlere hangi öğütleri verdi?
İslam'da doğa ve içinde barındırdığı canlı-cansız tüm varlıklar çok kıymetli bir konuma sahip... Bu konudaki bilgileri, Müslümanlar için en güzel örnek olan Hz. Muhammed'in (sav) hayatı ve hadislerinde gözlemlemek mümkün. "Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz." buyuran Peygamber Efendimiz, çevrenin en iyi şekilde korunmasına büyük ihtimam göstermiş, ashabına da özellikle ağaçları korumayı teşvik etmişti. Gelecek nesillere daha yeşil bir tabiat bırakmak adına Efendimiz'i örnek almak gerekirken, yaşadığımız dehşet verici olaylar tüm Türkiye'nin ciğerini yaktı. Peki, Rasulullah doğanın korunması için bizlere neler öğütlemişti?
◼ Hz. Muhammed (sav) canlı cansız bütün mahlûkata karşı sevgi ve rahmetle yaklaşılmasını öğütlemiş ve şöyle buyurmuştur:
"Merhametli olanlara Alah da merhamet eder. Siz yerde olanlara merhametli olun ki, gökte olanlar da size merhamet etsinler." (Tirmizî, "Birr" B. 16).
◼ Dolayısıyla ahiret yurdunda kolay bir sorgu görmek ve iyi bir muamele iyi karşılaşmanın en güvenilir yollarından biri dünya hayatında çevremizdeki varlıklara iyi ve merhametli davranmaktır.
◼ Kişinin yeryüzündeki varlıklara rahmetle yaklaşmasının en önemli vasıtalarından biri doğayı koruması ve ağaçlandırma faaliyetleri içerisinde bulunmasıdır. Allah Rasûlu (sav) Müslümanları her daim ağaç dikmeleri konusunda teşvik etmiş, dünyanın sonunun geldiğini bilse dahi kişinin elindeki fidanı dikmekten geri durmaması gerektiğini dile getirmiştir.
◼ Aynı zamanda kişinin dikmiş olduğu ağaçlar sadaka-ı cariye hükmündedir.
Sadaka-i câriye, zaman ve mekânla sınırlı olmaksızın hayır işleme gayretidir. Sadaka-i câriye, öldükten sonra bile amel defterini kapatmama arzusudur.
◼ Yani bir kimsenin diktiği bir fidan neticesinde ileriki zamanlarda bu ağaçlardan istifade eden canlı-cansız, akıllı-akılsız bütün varlıklar vesilesiyle öldükten sonra dahi kişinin iyilik defteri kapanmaz ve sevap yazılmaya devam eder. Bu sebeple belki de amellerinin yetersizliği sebebiyle cehenneme giren bir kişi dünyada diktiği fidanlar sebebiyle belli bir müddet azap gördükten sonra cennete girmeye hak kazanabilir.
Hz. Muhammed (sav)'den bu konu ile alakalı birden çok hadis-i şerif nakledilmektedir:
◼ "Bir müslüman, bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir kuş, insan veya herhangi bir hayvan yerse, bu onun için sadaka sayılır." (Buhârî, "el-Hars ve'l-müzâra", Müslim, "Müsâkaât", 12)
◼ "Kim bir ağaç diker ve meyve verinceye kadar muhafaza ve büyümesi için ilgisini devam ettirirse, meyvesinden elde edilen her istifade bir sadakadır ve dikenin hesabına yazılır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 61, 374)
◼ "Kim bir ağaç diker ve de bu ağaç olgunluğa ererse, Allah bu ağaç sebebiyle, diken kimse için cennette bir ağaç diker." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 61)
◼ "Kim ağaç dikiminde bulunursa, onun için ağaçtan hâsıl olan ürün miktarınca Allah sevap yazar." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 415).
◼ Hz. Peygamber (sav), bitkilere ve ağaçlara verdiği kıymetten dolayı gölgesinde yolcuların ve hayvanların gölgelendiği çöl bitkisi sidr ağacını kesmeyi yasaklamış, savaş halinde dahi düşman tarafına koz verip Müslümanların canını tehlikeye atmadığı müddetçe kuşattığı kale ve bölgelerdeki bitkilerin zarar görmesine müsaade etmemiştir.