Saliha Erdim ile Evlilik Üzerine - Evliliğin Temelleri
Nesillerin sağlıklı bir şekilde devamı için evlilik süreci doğru temeller üzerine kurulmalı. Eş adayına doğru sorular sorulmalı ve bu önemli müessese, İslam'ın bize gösterdiği ölçüler doğrultusunda inşa edilmelidir. Fikriyat Sohbetleri'nin konuğu olan Aile Danışmanı Saliha Erdim, evliliğe dair önemli tavsiyelerde bulundu. Erdim, "Merhameti olmayandan uzak durun. Sevgisi yoksa, acıması yoksa, merhameti yoksa o insanla kolay bir yol yürünemez" sözleriyle izleyicilere dikkat çeken uyarılarda ve tavsiyelerde bulundu.
Sümeyye Tektaş:
🔸 Evlilik nedir? Evlilik ne değildir?
Saliha Erdim:
🔹 Evlilik, Allahû Teala'nın (CC) bir kadın ve bir erkek olarak yarattığı insan cinsinin helal dairesinde Allah'a (CC) daha iyi kulluk yapabilmek, hayatı daha doğru anlayabilmek, insanın kamil mertebesine ulaşabilmek, kadında olmayanın erkekte olması, erkekte olmayanın kadında olması gibi Allahû Teala'nın (CC) farklı fıtri özelliklerde yarattığı iki canlının yan yana gelerek birbirini tamamlaması ile dünyaya çocuklar getirmek ve onları Allah'a (CC) göre yetiştirmek gibi başka gayeleri de olan çok önemli bir kurumun başlangıcı evlilik. Aile olmanın başlangıcı, kadın ve erkeğin helal yoldan nikah akdiyle bir araya gelmesi diyebiliriz.
Sümeyye Tektaş:
🔸 Evlilik yaşının artması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Saliha Erdim:
🔹 Bizim bilgi kaynaklarımız değiştiği zaman kimyamız değişir. Bilgi kaynaklarımız bozulunca kimyamız bozulur. Şu anda bütün değerlerimizle oynanıyor tabiri caizse. Başta insanın, insan olma özelliğinin sadece duygusal ihtiyaçlarını gidermeye, duygularına göre yaşamaya yönelik insanlara pompalanan bir algı ve anlayış var. Ve toplumda en fazla insanlara sunulan şey neyse insanlar onunla besleniyor. Ve o beslendiklerine göre bir söz, davranış bütünlüğü, bir ahlak oluşuyor, bir tarz oluşuyor, bir yaşama biçimi oluşuyor.
🔹 Şu anda televizyondaki diziler, internetten bize sunulanlar, bizim okuma alışkanlığımızın kaybolmaya yakın olması, doğru çevre arayışının olmaması gibi unsurlar bir araya geldiğinde bizim bilgilenme kaynaklarımız bizim daha iyi olmamıza müsaade etmiyor. Biz dişimizle, tırnağımızla tabiri caizse bize sunulan bu hayatın, daha doğrusu bize sunulan bu yaşama biçiminin reddiyesini oluşturup kendimize yeni bir anlayış, yeni bir algı, yeni bir yaklaşım biçimi oluşturacak bir mekanizmayı düzenlemek, bir sistemi yeniden oluşturmak zorundayız.
Saliha Erdim:
🔹 Zarar kaynaklarıyla irtibatımızı kesmezsek, daha doğru bir bilgi kaynağı ile irtibata geçmemizde, geçmiş olsak bile onlardan istifade etmemizde zor olur. O yüzden bizim fıtri özelliklerimizi koruyacak, insani ve değer katan özelliklerimizi daha sabit, daha kalıcı ve daha hayata pratize edilebilecek bir halde tutabilmemiz için mutlaka gözlerimizle gördüklerimizi, kulaklarımızla işittiklerimizi ve içinde bulunduğumuz ortam kimler neyse nasılsa onları bir gözden geçirmek ve acilen daha doğru olacak şekilde düzenlemek zorundayız.
🔹 Gözlerimizle gördüklerimizin geri dönüşü yok, işittiklerimizin geri dönüşü yok, muhabbetle birileriyle konuştuklarımızın geri dönüşü yok. Öyleyse bizim hem düşünce olarak, hem davranış olarak, hem de dert dava sahibi bir Müslüman olarak var olabilmemiz için bu sistemin bize sunduklarının dışında yeni kaynaklara, yeni bize iyi gelecek film olsun, dizi olsun, çocuk filmleri olsun, tiyatrolar olsun, sinemalar olsun, mutlaka kitap okumalar olsun, mutlaka bizim yeni ve doğru bilgi kaynaklarıyla düzenli bir şekilde irtibata geçmemize ihtiyaç var.
Sümeyye Tektaş:
🔸 Eş adayında hangi kriterler aranmalı?
Saliha Erdim:
🔹 Ben bunca yıllık tecrübelerime, okuduklarıma, gördüklerime dayanarak birkaç husus tespit ettim. Birincisi akıllı olması. Bununla neyi kastediyorum? "Nerede nasıl konuşacak, ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu, ben bu sözü söylüyorum ama bu söz nereye gidiyor diyor mu, yerinde hareket ediyor mu, dozunda hareket ediyor mu, dozunda konuşuyor mu, mesela öyleleri var ki çocuk gibi." Diyorlar ki "ay çok saf, çok temiz." Oysa zihin olarak yetersiz yani akıl olarak çocuk kalmış. Ya da çok merhametli diyorlar elindeki parayı saçıp savuruyor.
🔹 Hani tanıtırken "Çok merhametli birisi." Hayır merhametli değil, sınırsız ve ölçüsüz. İşte bir başkası "Kimseyi kıramaz, çok insanlara çok üstünde duruyor, çok iyilik yapıyor." Hayır,"Hayır" diyemiyor."Hayır"demesi gereken yerde "Hayır" diyemiyor. Dolayısıyla yani birilerinin tanıttığı gibi değil bizim kendi gördüğümüz gibi ve gördüğümüze de yanılabiliriz.
Saliha Erdim:
🔹 Rabbimize de dua edeceğiz. "Ya Rabbi ben yanılırım ama sen yanılmazsın. Ben bilemem ama sen bilirsin. Ben tanıyamam ama sen tanırsın" diye Allah'a iltica ederek, yalvararak onun razı olacağı bir evliliğin oluşabileceği bir muhatapla nikahın olması, evliliğin olması için dua edebiliriz Rabbimize. Dolayısıyla kendi gözümüzle göreceğiz, kendimiz teşhis edeceğiz. Ama biz ne aradığımızı bilirsek bunları fark edebiliriz. Bir söz vardı.
🔹 "Her arayan bulamaz ama bulanlar mutlaka arayanlardır" diye. Dolayısıyla akıllı olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. İkincisi bana göre bir asalet. Bir hanımefendi ya da bir beyefendi. Yani normal arkadaşlarıyla konuşurken ki aile içindeki halinin bir hanımefendi ve beyefendi olması. Bununla espri yapmasın, gülmesin, rahat hareket etmesin demek istemiyorum. Ama ağzından çıkan sözler dışarıdakilerden daha nezaketli, daha saygın ve daha güzel olmalı. Ya da en az dışarıdakiler kadar güzel olmalı. Çünkü biz dışarıdaki yüzümüzle aile hayatında var olmuyoruz.