"Uykunuza saygı duyun ki günlük hayatınız başarılı geçsin"
Araç kullanırken neden uyuruz? Hiç rüya görmeyen biri var mı? Uyku mide ile bağlantılı mı? Gece daha verimli çalışmanın uyku ile bağlantısı var mı? Uyku apnesinden, uykusuzluğa, uyurgezerlikten, güzellik uykusuna kadar sağlıklı uyku adına her detayı Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin ile konuştuk.
Betül Sav: Araç kullanırken uyumanın nedenleri nedir?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Eğer uykuyla ilgili bir bozukluğunuz varsa sakin koşullarda uyku hali ortaya çıkabiliyor. Bu 5-10 saniyelik bir uyku süresi de olabilir. Mesela karşıdan bir araç geliyordur, kaza yaparsınız. Zaten trafik kazalarına baktığımız zaman kazaların pek çoğu eksik uyku, uykusuzluk ya da uyku apneli hastaların oluşturduğu kazalardan oluşuyor. Hatta uykuyla ilişkili trafik kazaları alkole bağlı kazalardan daha yukarıda yer alıyor. Çünkü birçok insan az uyuyarak yola çıkıyor ya da uyku bozukluğu var, farkında değil, tedavisi yok, öyle yola çıkabiliyor. Dolayısıyla trafikte uykuyu ilgilendiren süreçlerin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bunların engellenmesi, bunların tedavi edilmesi ya da eksik uyunmaması, kaliteli bir uykuyla yola çıkılması, gerçekten trafik kazası oldukça aşağı seviyelere çekebilecek bir durum.
Betül Sav: Uykudayken düşme nasıl gerçekleşir, bunun nedeni nedir?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Uykuya dalarken olan sıçrama başka bir şey; ona hipnik jerk diyoruz. Bu normaldir. Fakat bir de uykunun içerisinde uykuda periyodik bacak hareketleri adını verdiğimiz, kolda ya da bacakta herhangi bir uzuvda olabilen, uykuda periyodik bacak hareketleri olabiliyor. Bu durumda uykunun içerisinde arka arkaya gelen sıçramalar görebiliyoruz, bu da uykuyu bölüyor zaten.
Periyodik bacak hareketlerinin nedeni; beyindeki dopaminerjik sistem diye bir sistem var. Bu hareketi organize eden bir sistemdir. O sistemdeki dopamin işlevlerinin yeterli olmamasından sıçramalar kaynaklanıyor. Bazen kadın hastalarında özellikle demir eksikliği ile ilişkilendirilebiliyor. Demir, dopaminin yapımında kullanılan bir maddedir. Demir çok düştüğü zaman vücutta dopamin yeterince üretilmediği ve fonksiyon görmediği için bacak hareketleri ya da uyanıklıkta gerçekleşen huzursuz bacak kısmı ortaya çıkabiliyor. Hayvanların rüya döneminde de minik kas sıçramaları olabiliyor.
Betül Sav: Uykunun mide ve bedenimizle ilişkisi nasıldır?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Rahat uyuyabilmek için yatmadan bir dört saat önce yeme içme işlerini bitirmemiz gerekiyor. Çünkü yatmadan önce yemek yersek mide daha doğrusu bağırsaklar çalışmaya devam ettiği için o çalışma süreci de beyne olumsuz olarak yansır. Nasıl dışarıdan gelen bir gürültü uykuyu bozuyorsa içeriden gelen bir gürültü de beynin çalışmasını, uykudaki sakinlik sürecini bozuyor. Dolayısıyla yatmadan bir üç-dört saat önce yeme içme işini bitirmek gerekiyor. Akşam yemeklerinde çok baharatlı yemek yemek, çok yağlı gıda tüketmek mideyi yoran ya da bizde mide muhteviyatının yemek borumuza geldiği, reflü adını verdiğimiz süreçlere yol açacak gıdaları akşamları tüketmek uykuyu bozan bir şeydir. Bu nedenle içeriden de ve dışarıdan da beyne uyku için uyarı gitmemesi beyin için, uyku için en sağlıklı olanı. Çünkü beyin uyku sırasında sakin olmak istiyor, dışarıdaki bağlantısını kesip biraz rahatlamak istiyor, dinlenmek istiyor ki ertesi gün o hücreleri yeniden yenilemiş, bazılarını onarmış, vücudu tazelemiş olarak ertesi güne kendini hazırlayabilsin.
Betül Sav: Güzellik uykusu var mı?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Uyku zaten güzelleştirir. Yani güzelleştirmemesi mümkün değil. Çünkü uyku içerisinde hücre yenilenmesi dediğimiz bir süreç var. Dolayısıyla o hücreleriniz ne kadar iyi uyursanız ve ne kadar derin uyursanız o kadar yenilenir, o kadar beslenmesi iyi olur. Göz altlarınız morarmaz, cildiniz daha parlak olur, oksijenlenmesi daha iyi olur. Dolayısıyla iyi bir uyku güzelleştirir. Güzellik uykusu diye bir şey var mı, diye sorarsanız; tüm uykular güzelleştirir diyebilirim.
Betül Sav: Gece daha verimli çalışmanın uyku ile bağlantısı var mı?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Herkes geceleri ya da herkes sabahları iyi çalışır diye bir şey yok. Sabah tipleri, gece tipleri yani tavuklar ve baykuşlar söz konusu olur. Gece tipleri gece çalışmaktan çok keyif alırlar. Dikkatleri, konsantrasyonu gece işlerinde daha iyidir ve gündüz 8 saatte yapamadıkları işi, gece 3 saatte çok kolaylıkla halledebilirler. Diğer taraftan bir sabah tipi ya da tavuk tiplemesi dediğimiz kişi, gece geç saate kadar oturamaz. Mesela bu insanların gece ders çalışması, sabaha kadar ders çalışması onları yorar. Dikkatleri, konsantrasyonları iyi değildir. Onlar gece uyuyup sabah erken kalkıp, erken saatlerde çalışıp eğer öğrencilerse sabah sınava gidebilirler. Baykuş tiplemesi sabahki sınavlarında sabah değil gece çalışıp sonra uyursa daha başarılı olur. Bu uyku tiplemesinin getirdiği birtakım sıkıntılar var. Maalesef ki bir çalışma profilimiz var. Sabah 8 akşam 5 mesai profilimiz var. Bu mesai profili içerisinde herkes sabah tiplemesi değil. Dolayısıyla sabah 8'de mesaiye gelen bir baykuş, sabah toplantılarının çoğunda aslında uyuyordur ve dikkati orada değildir. Bu nedenle de verimli değildir. Fakat öğleden sonraki toplantılarda bir dâhiye dönüşür. Dolayısıyla bu mesai kavramının da kişilerin uyku tiplemelerine göre organize edilmesi kişinin verimliliğini de arttıracaktır.