Arama

Yalanlardan gerçeklik üreten siyasi dalga: Post-Truth

Doğruların ve hakikatlerin önemini yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. Siyasette yalanla gerçek iç içe geçti. Bu durumun karşılığını net olarak veren bir kelime 2016 senesinde "yılın kelimesi" seçildi. Bir tür siyasi dalga haline gelen bu kelime günümüzde de varlığını sürdürüyor. İşte gerçeğin çarpıtılması ile oluşturulan, sahte gerçeklik anlamına gelen Post-Truth kelimesiyle ilgili detaylar…

  • 13
  • 18
NEDEN YALAN SÖYLEMLERE KOLAYCA İNANIYORUZ?
NEDEN YALAN SÖYLEMLERE KOLAYCA İNANIYORUZ?

Post-Truth söylemlerin çekici olmasının nedeni anlatılış şeklinde yatıyor. Konuşmaların ve haberlerin bazı ortak özellikleri onların oldukça basit ve kolay hissedilebilir olmasıdır. Bu konuşmaları yapan kişiler olaylara yönelik çok basit açıklamalar sunar, böylelikle daha karışık olayları anlamanız kolaylaşır ve anlatılan basit gerçek size mantıklı gelir.

Post-Truth söylemler umut dolu bir gelecek de vadeder. Özellikle kafası karışık, yolunu kaybetmiş veya güven problemi yaşayan kişiler için bu tür söylemler oldukça çekicidir. Bu söylemlerle insanları oyalamak ve gerçeklerden uzaklaştırmak mümkündür. Post-Truth söylemler tarafından kandırılmamak için yapılması gereken tek şey ise eleştirel düşünme becerilerini geliştirmektir.

  • 14
  • 18
“POST-TRUTH” SİYASET
POST-TRUTH SİYASET

Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşe yazısında Post-Truth kavramını şu ifadelerle kaleme aldı:

İstanbul ve 31 Mart yerel seçimleriyle ilgili sadece partilere, siyaset uzmanlarına değil, sosyologlar ve felsefecilere de büyük iş düşüyor. Çünkü karşımızda ilk kez bizde de hayat bulan "yeni bir siyasi dalga" var ve yeni bir politik kültür doğuyor.

Buna dünyada Post-Truth dalga deniyor. Kelime o kadar popüler ki, İngilizcenin en saygın kurumu Oxford Sözlüğü, kelimeyi 2016 yılında, "yılın kelimesi" seçti.

Oxford kelimeyi şöyle tanımladı:

"Bahis edilen herhangi bir konuda kamuoyu oluşturmak için nesnel hakikatlerin, duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olma durumudur."
Yani artık gerçekler değil duygular, algılar hatta yalanlar etkili.

  • 15
  • 18

Kelimenin Türkçe karşılığı, "Gerçek ötesi veya gerçek sonrası" olarak çevriliyorama tam karşılamıyor. Kelime, siyasette yalanla gerçeğin iç içe geçtiği bir durumuanlatıyor. "Post-Truth" siyaset, Nazi Goebbels gibi sadece yalandan ibaret değil, o yalanların içinde bir veya birden fazla toplumsal kesimlerin baskın olan duygularına hitap eden "gerçek" veriler de var.

Konu üzerine kafa yoran siyaset bilimci Onur Erim, dünyada yeni dalgayla ilgili iki çarpıcı örnek veriyor:

"Post-Truth politika kültürünün varlığı bazı siyaset bilimcilere göre 20. Yüzyılın başlarına kadar dayansa da, ortaya çıkış 90'ların başında oldu. İlk uygulamaları da 2016 yılında Trump'ın başkanlık seçimleri ve İngiltere'nin 'Brexit' kampanyasıydı."

  • 16
  • 18

İlkinde Trump, seçmenlerin göçmen karşıtlığı duygusuna seslendi ve kampanyasında ısrarla ABD'de 30 milyon yasadışı göçmen olduğunu söyledi. Oysa rakam 11 milyondu. Aynı şeyi İngiltere'deki Brexit'çiler, AB'ye her hafta 350 milyon pound ödeniyor yalanıyla yaptılar. İki yalan da tuttu ki, iddiaların yalan oldukları ispatlanmasına rağmen hâlâ toplumun yüzde 50'sinden fazlası bu yalanlara inanıyor.

Türkiye'de de durum farklı değil. Eskiden de siyasette yalan vardı ama hiçbir dönem bugünkü kadar etkili olmadı. Dahası toplum da bu kadar görmezlikten gelmedi. Örneğin Suriyeli sığınmacılarla ilgili söylenen yalanların haddi hesabı yok. Burada Suriyelilerden bir rahatsızlık olduğu açık ve siyaset bunu kullanıyor.

  • 17
  • 18

Bu yeni dalganın en çarpıcı örneği İBB başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu.

İmamoğlu, özellikle 31 Mart sonrası yürüttüğü seçim kampanyasında tipik "Post Truth" bir siyaset izledi ve siyasi yalanlar konusunda "nirvana"ya çıktı.

"Binali Yıldırım soruları istedi" demesi, Ordu Valisi'ne hakareti, CNN Türk kameramanlarının işten atılmaları, Atatürk tablosunun indirilmesi gibi çok sayıda iddiası yalan çıktığı halde o, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti. Bunlara rağmen büyük bir destekle de seçimleri kazandı. Bunda elbette AK Parti'nin seçim stratejisindeki yanlışları, ekonomik kriz ve sert siyaset dili gibi bazı gerçeklerin etkisi var. Ancak daha belirleyici olan, son yıllarda bilinçli bir biçimde AK Parti ve Başkan Erdoğan'a karşı düşmanlaştırılan bazı toplumsal kesimlerin gerçekleri görmeyecek noktaya getirilmeleri...

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN