Arama

Mescid-i Aksa’yı elimizden almak istiyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer bugün İsrail askerleri çok basit hadiseleri bahane edip, pervasızca Mescid-i Aksa'nın bahçesini postalları ile kirletiyor, orada kolayca Müslüman kanı döküyorlarsa, bunun sebebi, bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdandır." dedi.

Mescid-i Aksa’yı elimizden almak istiyorlar
Yayınlanma Tarihi: 25.07.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 25.07.2017 13:37

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müslümanların artık kavgaya değil dayanışmaya, birbirine daha çok kenetlenmeye ihtiyacı var. Bunun için de sorunlarımızı samimiyet ve açık yüreklilikle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Kardeşler arasından gereksiz bir gerilime neden olan krizin yakın zamanda hal yoluna konacağını ümit ediyorum". dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplantının, ülke, millet, demokrasi ve gelecek için hayırlara vesile olmasını diledi.

Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar'ı kapsayan Körfez turunun ardından yurda döndüğünü anımsatan Erdoğan, üç kardeş ülkeye gerçekleştirdikleri ziyaretlerin son derece verimli ve başarılı geçtiğini söyledi.

Erdoğan, ülke liderleriyle yaptığı görüşmelerde ikili münasebetler yanında Körfez bölgesindeki kriz başta olmak üzere birçok bölgesel meseleyi ele alma fırsatı bulduklarını ifade etti.

Suriye, Yemen, Irak, Libya, Filistin'de devam eden sorun ve çatışmaları masaya yatırdıklarını aktaran Erdoğan, özellikle Katar krizinin aşılması için neler yapabileceklerini, Türkiye olarak çözüm sürecine ne gibi katkılarda bulunabileceklerini istişare ettiklerini belirtti.

"Son ziyaretle bir kez daha görülmüştür ki Türkiye, tüm taraflarla konuşabilen, görüşebilen, her biriyle köklü bağları olan nadir ülkelerden biridir. Ülkemizin bölge ülkeleri ve halkları nezdinde müstesna bir yeri var." ifadelerini kullanan Erdoğan, son yıllarda yaptıkları temasların, üst düzey ikili ziyaretlerin Türkiye'nin bu nevi şahsına münhasır yerini daha da güçlendirdiğini dile getirdi.

"MÜSLÜMANLARIN BİRBİRİNE DAHA ÇOK KENETLENMEYE İHTİYACI VAR"

Ülke olarak, kardeşler arasında yapay sorunlar nedeniyle gerilimler yaşanmasını asla arzu etmediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Özellikle içinden geçtiğimiz bu sancılı dönemde enerjimizi terör gibi hepimizi tehdit eden konulara harcamak yerine, bölge içi krizlerde heba etmeye gönlümüz el vermiyor. Zira bu tür krizler sadece bölgenin geleceğine dair kirli planları olan, kan ve gözyaşından beslenen çevreleri memnun ediyor. Bu tür gerilimler yalnızca terör örgütleri ve onların destekçilerine yarıyor. Müslümanların artık kavgaya değil dayanışmaya, birbirine daha çok kenetlenmeye ihtiyacı var. Bunun için de sorunlarımızı samimiyet ve açık yüreklilikle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Kardeşler arasından gereksiz bir gerilime neden olan krizin yakın zamanda hal yoluna konacağını ümit ediyorum. Gerçekleştirdiğimiz temasların Katar krizi bağlamında çok önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Türkiye, bundan sonra da kardeşlik, dayanışma, barış ve istikrarın tarafında olmaya devam edecektir. Bölgenin istikrarı, huzuru ve geleceği için çabalarımızı artırarak devam ettireceğiz."

MESCİD-İ AKSA İÇİN CANIMIZ FEDA

Erdoğan, Müslümanların Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonraki üçüncü kutsal mabedinin Kudüs'teki Mescid-i Aksa olduğunu söyledi.

Ecdadın 400 yıl boyunca Mescid-i Aksa'da hizmet etme şerefine nail olduğunu, bu süre zarfında ecdadın büyük incelikler ve hassasiyetler gösterdiğini anlatan Erdoğan, "Bugün yaşanan zulümlere bakınca onları rahmet ve hasretle yad etmemek mümkün değildir. Kanuni Sultan Süleyman Han, Yafa Kapısı'nı restore ettirdikten sonra üstüne 'La ilahe illallah, İbrahim Halilullah' yazdırmıştır. Mescid-i Aksa'nın duvarlarını restore eden Mimar Sinan, batı duvarının dış kısmına, Yahudilerin ibadetlerini yapabilmeleri için de bir alan açmıştır. Kudüs'teki farklı Hristiyan mezhepleri arasında herhangi bir konuda anlaşmazlık çıktığında çözüm için gidilen kişi Müslümanların şehirdeki dini lideri, yani Kudüs müftüsü olmuştur. 400 yıl boyunca 'burası bizim kontrolümüzde, diğer dinlere hayat hakkı vermeyelim' gibi bir düşünceye ecdadımız asla kapılmamıştır. 1. Dünya Savaşı'nda, güney cephemizdeki tüm savaşları, Kudüs, Mekke ve Medine'yi korumak için verdik. Bölgeyi işgale gelen İngilizlere vurulan en büyük darbelerden biri olan Kut'ül Amare Zaferi ve Fahrettin Paşa'nın Medine müdafaası hala hatıralardadır." değerlendirmesinde bulundu.

"ARAPLAR BİZİ ARKADAN VURDU" YALANI

İslam'ın kutsal mabetlerine düşman ayağı değmemesi için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen yüz binlerce asker ve onlarla aynı safta savaşan Arapların hatıralarını tazimle yad eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçmişte ders kitaplarında kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca, zihinlere kazınmış olan "Araplar bizi arkadan vurdu" yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı da gelmiştir. Bugün ülkede, devlete ve milletimize karşı savaşan PKK, FETÖ, DHKP-C ve DEAŞ gibi terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak 1. Dünya Savaşı yıllarında birtakım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz. Bugün nasıl terör örgütlerinin arkasında birtakım güçlerin kışkırtması, desteği, yönlendirmesi varsa o dönemde de benzer durumlar söz konusuydu. Kudüs, ilk Haçlı seferlerinden beri Türk milleti olarak bizim diğer Müslüman kardeşlerimizle uğrunda oluk oluk kan akıttığımız bir mübarek beldedir. Zeytin Dağı'ndaki Osmanlı ordugahından Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra'ya bakıp da buraları kanımızın son damlasına kadar savunmadan bırakmak zaten mümkün değildi."

Erdoğan, İsrail'in Mescid'i Aksa'ya karşı olan tutumunu sert bir dille eleştirerek, "Müslümanlara çağrım şu: Lütfen Kudüs'ü ziyaret edin, gidemiyorsanız da yardım edin" dedi. Erdoğan'ın konuşmasından diğer satırbaşları da şöyle:

MÜSLÜMANLARA ÇAĞRIM ŞU: LÜTFEN KUDÜS'Ü ZİYARET EDİN

Buradan tüm Müslümanlara çağrım, lütfen oraları ziyaret etsinler, gidemiyorlarsa kandil yağı timsali oraya yardım göndersinler. Bugün İsrail askerleri basit hadiseleri bahane edip pervasızca Mescid-i Aksa'nın bahçelerini pervasızca kirletiyorsa bunun sebebi bizlerin yeteri kadar Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdandır. Madem ki kalbimizin bir yarısı Mekke, bir yarısı Medine, üzerinde de bir tül gibi Kudüs vardır, öyleyse gelin hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım. Ama tıpkı Mekke'ye, Medine'ye sahip çıkar gibi çıkalım. Ne hristiyanların ne de musevilerin inançlarıyla, ibadetleriyle, ibadethaneleriyle bizim bir meselemiz yoktur.

SALDIRMAK BİZİM DİNİMİZCE YASAKLANMIŞTIR

Buradan milletimize, çeşitli düşünce gruplarına, siyasi partilere sesleniyorum. Mescid-i Aksa'da böyle bir şey oldu, bunun karşılığında buradaki sinagoglara saldırmanın hiçbir anlamı yoktur ve bu bizim dinimizce de yasaklanmıştır. Biz aynı yanlışa aynıyla mukabelede bulunamayız. Biz Ömer İbn-i Abdülaziz'in bir hristiyan arazisine ibadethane yapan ve onu da bildirdiklerinde kalkıp yıktıran bir anlayışın mensuplarıyız.

ŞU ANDA YAPILAN MESCİD-İ AKSA'YI MÜSLÜMANLARDAN ALMA GİRİŞİMİDİR

Türkiye en ideal çözümün 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti ile aynı sınırlar içinde başkenti Telaviv olan İsrail devleti olan sınırları savunmayı devam edecek. Mescid-i Aksa'da Müslümanlara olan son günlerdeki tavrını şiddetle kınıyorum. Terörle mücadele bağlamında bir mesele varsa bunun kendi sınırları içinde ve doğru yöntemlerle ele alınması gerekiyor. Kendilerine söyledim, sayın Cumhurbaşkanıyla yaptığım görüşmede de söyledim, oraya ibadete giden Müslümanlara terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde burada sinagoglara, havralara giden Musevilerin, Yahudilerin terörist muamelesini görmesini biz kabul edemeyiz. Bunları birbirine karıştırmamamız gerekmektedir. Şu anda yapılan Mescid-i Aksa'yı Müslümanların elinden alma girişimidir.

METAL DEDEKTÖRLER KALDIRILDI ÜMİT EDERİZ Kİ DEVAMI GELİR

İsrail Cumhurbaşkanı'na telefonda düşüncelerimi bizzat ilettim. Bu konudaki görüşlerimizi ifade eden bir açıklama yaptım İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanı sıfatıyla. Fransa Cumhurbaşkanı sayın Macron'la görüştüm. Dün gece döner dönmez Ürdün Kralı ile etraflıca görüşme imkanım oldu. Oradaki metal dedektörlerin ittifakla kaldırılma kararını duydum, ümit ederiz ki devamı da gelir. İsrail'den bölgede yeni çatışma sebepleri üretmesini değil, bölgede ve bölgenin huzuruna katkı sağlayacak adımlar atmasını özellikle bekliyoruz.

ALMANYA'YA SERT CEVAP

Sen, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na, bakanlarına, ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin, ama ajanların gelip burada otellerde cirit atacak ve benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Bizimle ya egemenlik haklarımıza saygı göstererek, eşit ve adil şartlarda ortaklık, müttefiklik, dostluk yapacaksınız ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız."

Batılılar istiyor ki, Türkiye onlar ne arzu ediyorsa, ne talep ediyorsa hemen sorgusuz sualsiz bunu yerine getirsin. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, fedakârlıkta biz bulunalım. İstiyorlar ki, bize verilen sözler çiğnensin biz sesimizi çıkarmayalım. Onlar bizim vatandaşlarımızı örselerken onların ajanları ülkemizde cirit atsınlar biz hiçbir şey yapmayalım. İstiyorlar ki attıkları her tokadın ardından cevap vermek bir yana öteki yanağımızı da dönelim. Kusura bakmasınlar artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin, ama ajanların gelip burada cirit atacak, ülkemi parselleyecekler, yok böyle bir şey. Yaptığınız her saygısızlığın cevabını alacaksınız.

TEHDİDE KALKARSANIZ SİZ KAYBEDERSİNİZ

Ülkemizde neredeyse her gün eylem yapan bir terör örgütünün Suriye'deki uzantısını isim değişikliği oyunlarıyla koruma altını alıp, silahlandırırken itirazlarımıza kulak tıkayanlar biz kendimizi korumak için operasyon yaptığımızda var güçleriyle bağırıyorlar. Ülkelerindeki kişilerle ilgili "Bu yargının işidir" diyen buna karşılık ülkemizde casusluk yaparken suç üstü yakalandığında işi krize dönüşen kendileridir. Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu?

Almanya'da Amerika'da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye'de yapılınca niye hak ve özgürlük meselesine dönüşüyor. Üstelik bu işi delikanlıca götürmüyorlar. Hemen ekonomik belaltı vuruşlarına başvuruyorlar. 100 yılı aşkın süredir Türkiye'de faaliyet gösteren Alman firmaları var. Bugüne kadar hiç rahatsızlıkları olmadı. İyi de kazanıyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız yanılırsınız ve siz kaybedersiniz.

KANLI KATLİAMLARA İMZA ATANLAR BİZE İNSANLIK DERSİ VEREMEZ

I. ve II. Dünya savaşlarında karşılıklı olarak tarihin en acımasız ve en kanlı katliamlarına imza atanlar kusura bakmasınlar bize insanlık dersi veremezler. Irak, Suriye, Mısır, Libya, Kuzey Afrika, Afrika'nın diğer bölgelerinde Balkanlar'da olduğu gibi fırsat bulduklarında kan dökmekten çekinmeyenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. Irak'ta, Suriye'deki insanların ölümünün arkasında asıl güçler bunlar değil mi? Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına saklayarak yaparlardı, şimdi alenen yapıyorlar. En azından artık daha dürüst davrandıkları için kendilerine müteşekkiriz. Kamuoyunun süslü püslü kelimelerin arkasındaki çirkin yüzleri görmesi her zaman mümkün olmuyordu. Almanya'nın bilmem ne bakanı Türkiye'ye nasıl zarar vereceklerini medya önünde ifşa ettiklerine göre anlaşılan iyice çaresiz durumdalar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN