Yahşi Fakih
Yahşi Fakih
- Doğum Tarihi Bilinmiyor
- Doğum Yeri Bilinmiyor
- Ölüm Tarihi 1413'ten sonra
- Ölüm Yeri Bilinmiyor
Hayatı hakkında detaylı bilgi yoktur. Babasının adı daha sonra gelen bazı kaynaklarda yanlış olarak İlyas şeklinde geçer. İshak Fakih'in Orhan Gazi'nin şahsî imamı mı yoksa yaptırdığı bir camide mi görevli bulunduğu belli değildir.
Ailesi
Yahşi Fakih'in ailesinin ilk Osmanlı beylerinin vakıflarından hayli pay alması ve Yahşi Fakih'in Osmanlı ailesinin tarihini yazacak kadar hanedan hakkında bilgiye sahip bulunması babasının Osmanoğulları ile yakınlığını gösterir.
Soyu
Aileyle ilgili vakıf kayıtlarından Yahşi Fakih'in dedesinin Alişar Dânişmend olduğu ortaya çıkar. Dânişmend unvanı onun da ilmiye sınıfına mensubiyetini gösterir. Osmanlı beyleri hem Alişar Dânişmend hem de İshak Fakih için bazı araziler vakfetmiştir.
Osmanlı'daki rolü
Dedesinden itibaren ailenin Osmanlılarla yakın ilişkiler kurması, babasının Orhan Gazi'nin imamı olması, dönemin olaylarına dair nakiller yapabilecek derecede olayların içinde yer alması, I. Murad devrinde Yahşi Fakih'in de benzer bir rol üstlenmiş olabileceğini akla getirir.
Bu durumda, I. Murad'ın Edirne fethinin ardından bölgenin İslamlaştırılmasında Yahşi Fakih'ten de faydalandığı sonucu çıkarılabilir.
Hanedan ile bağlantısı
Yahşi Fakih’in sonraki yıllarda, daha önceden yapılmayan bir işe girişerek Osmanlı tarihine dair bir eser kaleme alması kendisinin iktidar zümresiyle yakın ilişki içerisinde bulunmasıyla bağlantılıdır.
İlk Osmanlı tarihi
Yahşi Fakih’i önemli kılan husus, bugüne orijinal haliyle ulaşamayan Menâkıb-ı Âl-i Osmân adlı eseridir. Bu yapıt ilk Osmanlı tarihi olarak kabul edilir. Bu eserin varlığı Âşıkpaşazâde’nin Tevârîh-i ı Âl-i Osmân’daki ifadelerinden anlaşılır.
Yahşi Fakih’in eserinin orijinal nüshası günümüze ulaşamamıştır.
Eserin ortaya çıkması
Âşıkpaşazâde, Çorum'a bağlı Mecitözü yakınlarındaki Elvan Çelebi Zâviyesi'nde yaşamakta iken kardeşi Mûsâ Çelebi ile mücadelesine destek vermek üzere bölgeden geçmekte olan Mehmed Çelebi'nin birliklerine katılmış, ancak Geyve'ye vardığı sırada hastalanınca Yahşi Fakih'in evinde misafir kalmıştır.
Âşıkpaşazâde, misafirliği esnasında Yahşi Fakih’in kitabını görmüş, kendisinden izin alarak okuyup incelemiş, eserini yazarken bu kitabı esas almıştır.
Kaynaklık ettiği tarihçiler
Eserinin doğrudan kendi gözlemlerine ve babasından duyduklarına dayandığı açıktır. Osmanlı tarihinin ilk dönemlerini açıklığa kavuşturması bakımından önemlidir.
Yahşi Fakih'in eseri Âşıkpaşazâde'nin nakliyle Neşrî ve Oruç bin Âdil gibi tarihçilerin baş kaynağı olmuştur. Meselâ Oruç Bey kendi eserine Âşıkpaşazâde'nin, ona da Bahşı (Yahşi) Fakih'in kaynaklık ettiğini açıkça belirtmiştir.