📌 Fatma Bayram kimdir?
1963 Üsküdar doğumlu. İlim ve Fazilet Vakfı Kur'an Kursu'nda okudu. Hafızlık yaptı, Kıraatı Aşere çalıştı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. 1990- 2020 yılları arasında DİB'da vaiz olarak çalıştı.Evli, üç çocuk annesi ve beş torun ninesi olan yazarın yayınlanmış 8 kitabı var. Eğitim çalışmalarına online platformlarda devam etmektedir.
Editör: Özge Özkul
📩 ozge.ozkul@fikriyat.com.tr
ESERE NERELERDEN ULAŞABİLİRSİNİZ?
D&R, İdefix ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
💠
İYİLER YALNIZ DEĞİLDİR ESERİ NE ANLATIYOR?
İyiler Yalnız Değildir, iyilik kavramının kapsamını ele alıyor; iyiliğin aklî ve kalbî boyutlarını bir arada sunuyor. Fatma Bayram bu eserde; ahlakın felsefi boyutundan çok karakterimizi inşa eden davranışsal boyutuna odaklanıyor. Neden ahlaka ihtiyaç duymalıyız sorusundan başlayarak, iyiliğin inançla ilişkisine, takvaya ve gençlik döneminde en çok ihtiyaç duyduğumuz ahlaki değerlerin kazanımına değiniyor. Hayatın çeşitli dalgalanmalarını yansıtan bir çeşitlilikle "iyiliği" ele almaya; düşünceye ve bilgiye, duyguya ve davranışlara yan yana yer vermeye çalışıyor. Kısaca İyiler Yalnız Değildir eseri, bize hayatın kendisini sunuyor.
Biliyoruz ki insanoğlu olarak hepimiz iyilik ve kötülüğe yatkınız. Önemli olan bu yatkınlığı hangisinde, nasıl kullandığımız. İşte burada devreye giren kavram "ahlak" oluyor. Peygamberimiz de (s.a.s.) hadisinde peygamber olarak görevlendirilmesindeki asıl amacın ahlâk olduğunu söylüyor. Şöyle hatırlayalım: "Ben, (başka değil, sadece) (iyi), güzel ahlâkı tamamlamak (uygulamak) için gönderildim." (İbn Hanbel, II, 381)
Fatma Bayram'ın yeni eseri İyiler Yalnız Değildir'den 30 alıntı
💠
Fatma Bayram burada bize ince bir çizginin olduğunun vurgusunu yapıyor. Diyor ki; "İnsan bazen dış görünüş itibarıyla "görgülü" fakat karakter itibarıyla "kötü ahlâklı" olabilir." Yani Allah'ı, peygamberi ve diriliş inancını dışarıda bırakarak, kibar, nazik, görgülü birine, iyi diyemeyeceğimizi ifade ediyor. Bu ifadeye ve kitaba ana fikri veren kaynağa da "Bakara Suresi, 177. Ayetini" gösteriyor. Bu ayet çerçevesinde kitap şekilleniyor. Aklınıza merhametin, nezaketin küçümsendiği bir anlam gelmesin. Burada altı çizilen konu, Yüce Rabbimizin kimleri "iyi"lerden saydığını anlayabilmek. Ayete göre iyiliğin üç boyutu var: İman, ibadet ve ahlâk. Gördüğünüz gibi ahlaka gidene kadar yolda iman ve ibadetlerle karşılaşıyoruz. İşte tüm bunların detayları Fatma Bayram, eserin içeriğinde titizlikle işliyor.
İslam ahlakçılarının tanımına göre bir davranışın ahlaki boyutunu ölçebilmemiz için süreklilik ve tabiilik ölçütünün olması gerekiyor. Ne demek bu? Doğal bir eylem olacak, herhangi bir zorlamanın ürünü olmayacak. Sürekli olarak da bu davranışı devam ettirecek yani mesela birine yardım ederken, etrafta önemli bir kişi varsa, o görsün diye yapmayacak. Her koşulda yapacak. İşte o zaman falanca şu kişiye yardım ediyormuş dediklerinde, evet o falanca kişi şu kişilere de yardım ediyor, denilebiliyorsa işte burada bir süreklilikten bahsedebiliriz.
💠
Fatma Bayram; istisnai bir anda görülen kötü bir davranış da kişinin kötü ahlaklı olduğunu göstermez, diyor. Yani ne kadar mantıklı ilerlememiz gerekiyor, değil mi? Duygularımıza yenilip zan içinde kalarak o kişinin hep kötüymüş gibi reklamını da yapabiliriz. Bu yüzden bu ince noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Burada hemen ne geliyor aklımıza? Gençlik dönemi… Bu dönemde yaptığımız çoğu davranışımızın ne kadar tutarsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Beşerî, insan yapan şeyin ahlak olduğunu burada da bir kez daha anlıyoruz.
Kitapta çok sevdiğim noktalardan biri de nezaketli bir kişinin ahlaklı, iyi bir insan olduğunu düşünmemizin yanlış olduğu farkındalığını bize söylemesi. Nezaket, merhamet gibi konular görgü kuralları ile alakalı. Bu kurallarla ahlakı karıştırmayın diyor, Fatma Bayram. Karıştırırsanız gerçek ahlakı gözden kaçırırsınız, diyor ve şöyle ekliyor: "Dinden ayrı bir ahlâk iddiası aslında ahlâkın yokluğu demektir."
💠
Ben ahlakın kendini ortaya çıkarış gücünü, dinden aldığını savunanlardanım. Her ne kadar vicdan ile de ilgisi olduğunu söyleyenler olsa da ahlakın din ile iyileştiği kanaatindeyim. Bizim yaşam biçimimizi belirliyor din; nasıl yaşamamız nasıl davranmamız nasıl yemek yemememiz nasıl konuşmamız gibi daha bir sürü yaşamsal faktör dinden geçiyor. Hal böyle olunca dinden bağımsız bir ahlak bilincinin ben ayakta kalacağını çok düşünmüyorum. Eylemlerimiz önünde sonunda Allah'ın hoşnut olduğu hoşnut olmadığı şeylere bağlanması gerekiyor. Çünkü insanoğlunun yaratılışında bir yönlendirme, rol model alma ihtiyacı var. Bu ihtiyacı da önce dinin çizdiği kurallarla belirlemesi ve daha sonra insani duygular dediğimiz vicdan gibi mefhumlarla ilerletmesi gerekiyor. Çünkü dine göre her insan, kendi gücüne uygun ahlâki bir seviyeye ulaşabilir.
Kitapta en sevdiğim hatta motto olarak benimsediğim ve hayat yolunda sık sık kullanacağım cümle şu oldu: "Etrafımızdakiler için yapabileceğimiz en harika yatırım, kendimizi iyileştirmektir."
Birinin iyi veya kötü olduğu kanısına varmadan önce ben kendim hangi noktadayım onu görmem gerekiyor. Sağlıklı şekilde bunu görebilirsem, çevremdeki iyi veya kötüyü de aynı ölçüde ayırt edebilirim. Birine iyilik yaparken bu davranışı herkese yapabiliyorsam, o zaman karşımdaki iyiliği de sırf bana iyi davranıldığı için "iyi" olarak nitelemem, başkalarına karşı olan davranışları da baz alırım. Çünkü bilirim ki iyiliğin bir kıstası olmak zorundadır. Bu gibi tüm akla takılan detaylara Fatma Bayram, Bakara Suresi 177. Ayet çerçevesinde cevap bulmuş ve o cevabı da bu kitap ile bize hediye etmiş. 177. ayette buyurur ki;
"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz (den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir."
Bu ayette "iyilik" olarak çevrilen "birr" kavramı üzerinden Fatma Bayram, "kapsamlı iyilik" tanımı yapıyor ve bir iyileşme hareketinin önemli noktalarını anlatıyor.
Bir önemli bilgi daha vereyim; Derkenar bölümlerinde çok güzel hikayeler yazmış Fatma Bayram, her birinden yaşama dair pek çok farkındalık öğreniyorsunuz. Bu eserde neredeyse her satırın altını çizeceğinizden eminim.
💠
İYİLER YALNIZ DEĞİLDİR ESERİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Fatma Bayram'ın yeni eseri İyiler Yalnız Değildir'in yayına hazırlanma sürecinde dahilimin olması hem ilmi anlamda bana çok katkı sağladı hem de çok sevdiğim bir yazarın kitabında yer edinmem, büyük bir sevinç kaynağı oldu benim için… Nitekim Fatma Bayram bir paragraf bile yazsa, o yazısından kendimize büyük bir pay çıkaracağımız aşikardır. Hal böyle olunca, böylesine kıymetli bir eserden neler öğreneceğimizi varın siz düşünün.
Fatma Bayram ile yolumuzun kesişmesi, pandemi döneminde oldu. Fikriyat'a ilk başladığım zaman bizde yayınlanmış 5 yazısı vardı. Yazılarını çok hevesle ve büyük merakla takip ederdim, beklerdim. İnanılmaz bir özen gösterirdik, tüm editörler olarak. Pandemi zamanında malum şartlardan ötürü uzak çalışma oluyordu. Ben de kısa bir süreliğine memleketime gitmiştim. Böyle yerlerde sanırım insanlar oksijendendir diye düşünüyorum; daha sağlam daha sağlıklı, mantıklı hareket ediyor.
Fatma Bayram da o sıralarda canlı yayınlar yapıyordu, tabi ben hiçbirini kaçırmıyordum. Ama ne kaçırmamak… Sabah namazının ardından açtığı tüm yayınları beklerdim ki bu satırları okuyan herkesin bu duygunun ve hareketin aynısını yaşadığına eminim. Sonra bir akşam dedim ki "yahu Özge senin çalıştığın yerde yazar kendisi… Sen neden tanışmıyorsun, yayın yapmıyorsun?" Tabi çekiniyorum da kendisinden. Hemen mail attım kendisine. Hiç vakit kaybetmeden geri dönüş yaptı ve kabul etti. Ve biz ilk yayınımızı "Huzurlu bir hayat için neler yapmalıyız?" başlığıyla Fikriyat Instagram hesabında açmıştık. O günden sonra ne yazdıklarını ne konuştuklarını hiç bırakmadım. O kadar bırakmadım ki, Fikriyat'ta yazdığı yazıların kalıcı bir şekilde esere dönüşmesi gerektiğini biliyordum. Böylece şu an satırlarını okuduğunuz bu yazı ve inşallah elinizde olacak olan eser, ortaya çıkmış oldu. Deselerdi ki Fatma Bayram'ın kitabında ismin geçecek, hayal derdim. Böyle bir fırsatı bana verdiği için önce Allah'a çok şükrediyorum ve tabi ki Fatma Bayram'a, Ekrem Demirli hocama ve beni her zaman destekleyen Erdem Öztop Bey'e minnetlerimi, teşekkürlerimi iletiyorum.
İstifade edeni çok olsun, tüm okurlara hayırlı olsun dileklerimle…
D&R ve İdefix ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
Editör: Özge Özkul
📩 ozge.ozkul@fikriyat.com.tr
*Görüş ve önerilerinizi yukarıdaki mail aracılığı ile ulaştırabilirsiniz.
💠