Tunus'ta efsanelere konu olan, beylerin ikamet ettiği, edebiyat ve kültür meclislerinin kurulduğu tarihi konaklar Sabbatlar, seyyahları hayalle gerçeğin birbirine karıştığı bir tarihin içine çekiyor.
Tunus'ta efsanelere konu olan, beylerin ikamet ettiği, edebiyat ve kültür meclislerinin kurulduğu tarihi konaklar Sabbatlar, seyyahları hayalle gerçeğin birbirine karıştığı bir tarihin içine çekiyor.
Tunus'ta El Medine el-Kadime adıyla bilinen eski kentin sokaklarında yürüyenlerin gözlerine dar sokakların iki yanını birleştiren revaklar üzerinde küçük odacıkların görüntüsü ilişir.
Tunusluların Endülüs'ten ödünç aldıkları "Sabbat" sözcüğü, sokakları bazen yağmurdan bazen güneşten koruyarak kapalı yol haline getirerek üzerine bina edilmiş revak üstü odacıklar anlamına geliyor.
HAYALLE GERÇEK ARASINDA
Kadim kentte dolaşanların merakını celbeden bu Sabbatların altlarından geçenler, kendilerini bir anda hayalle gerçek arasında türlü hikâyelerin içinde buluveriyor.
Bazı odacıklar, halk arasında hala tazeliğini koruyan efsanelere ev sahipliği yaparken, ya ilginç bir öykü, ya tarihi bir gerçeğin anlatıldığı olayların geçtiği ve nesiller boyu anlatılagelen yerler haline dönüşüyor.
Ülkede kadim mimari kültürden gelen bu odacıkların her birine ayrı özel bir ad verilmemişse de bazılarına halkın verdiği adlar bu gün dahi insanların hafızasında tazeliğini koruyor.
Bey Sabbatı, Sabbat Seyyare, Mehasin Sabbatı, Yedi Uyurlar Sabbatı, Gelin Sabbatı, Karanlık Sabbat, Dört Yol Sabbatı sadece başkentin Zeytune Camii çevresindeki kadim Tunus'un dar sokaklarında serpiştirilmiş revak üstü odacıklarından bazılarına verilen adlar olarak biliniyor.
ÖRTÜLÜ YOLLAR VE YÜKSEK ODALAR
Sokaktaki karşılıklı iki binanın iki yakası birleştirilerek üstüne inşa edilen odalara sabbat, dendiğini ve bunun asıl hedefinin bir oda daha katarak evi genişletmek olduğunu söyleyen Amamu, sabbatların hangi eve ait olduğunu anlamak için odacığın, üzerine oturtulduğu mermer direklerin bulunduğu tarafın karşısındaki eve bakmak gerektiğini söylüyor.
SABBAT YAPIMI OSMANLI'NIN İZNİNE TABİYDİ
Tunus'ta bin kadar bulunan Sabbatların yapımının gelişi güzel olmadığına dikkati çeken Amamu, Osmanlı dönemine işaret ederek eski dönemde kullanılan ifadesiyle sabbat yapmak için "Devletli'den izin almak" gerektiğini söyledi.
Sabbat yapımı için alınacak ruhsata ek vergi ödendiğinden söz eden Amamu, her ailenin gelişigüzel yapacağı bir iş olmadığını çoğunluğu varlıklı ve kalabalık nüfusa sahip ailelerin bu ruhsatı alabildiğine işaret etti.
ÜSTÜ ÖRTÜLÜ YOL ANLAMINDA ENDÜLÜS KÖKENLİ SÖZCÜK "SABBAT"
Araştırmacı Amamu'ya göre sabbatların Tunus'taki tarihi 1228'lere dek uzanıyor. Ancak Tunus'taki Osmanlı İspanya savaşları sırasında sabbatların çok zarar gördüğünü belirten Amamu, Hüseyniler dönemi olarak bilinen (1705 -1957) arasındaki süreçte bu yapıların yenilendiğine dikkati çekti.
Ülkenin güney batısındaki Nafta kentindeki sabbatların sokağı boydan boya örttüğünü söyleyen araştırmacı yazar Amamu, özellikle bu kentteki sabbatlarda edebiyat ve kültür meclislerinin kurulduğunu vurguladı.
GERÇEKLE HAYAL ARASINDA SABBATLARIN HİKÂYELERİ
Amamu, bazı sabbatların dönemin siyaset ve siyasetçileriyle ilişkili olduğuna dikkati çekti. Buna en önemli örneğin Bey Sabbat'ı olduğunu belirterek, "Dönemin Tunus Beylerbeyi, Zeytune Camii'nde Kadir Gecesini ihya sırasında Kur'an-ı Kerim hatminin ardından Bey Sabbat'ında pencere kenarında oturur, yoldan geçen eşraf Tunus Beylerbeyi'ni selamlayarak bağlılıklarını tazelerlerdi.
Bey Sabbat'ında oturan Tunus Beylerbeyi'ne biatın tazelenmesi her yıl yerine getirilen ülkenin saray adetlerinden biri haline gelmişti. " ifadelerini kullandı.
Sabbat Seyyare denilen revak odacığına ise 1735'te Tunus Valisi, Hüseyin Bey'e isyan eden yeğeni Ali Paşa'nın kaçışı sırasında bu odacıktan askerlerin takibini yaptığı bilindiği için bu ad verilmiş.
Tunus'ta, Peygamber efendimizin Ehli Beyti'ne olan sevginin halk içindeki önemine işaret eden Amamu, Zeytune Camii'nden çıkanların Ehli Beyt'ten birine ait "Mahasin Sabbatı"nın altından teberrüken geçtiklerini anlattı.
Amamu, Yedi Uyurlar Sabbatı'nın ise Hazreti Osman'ın torunlarından olduğu rivayet edilen Al Bekri'ye ait olduğu, buraya Bekriye Zaviyesi'ndeki evliya kabirlerinin yanında olmasından dolayı Yedi Uyurlar Sabbatı dendiğinden bahsetti.
Sabbatlara ilişkin şehir efsanelerinin oldukça zengin olduğunu anlatan Amamu, Gelin Sabbatı'na ilişkin şunları söyledi:
"Bazılarında hayalle gerçeğin bir birine karıştığı hikâyeler var. Bu türe en güzel örnek "Gelin Sabbatı". Zamanın birinde gelin arabası buradan geçerken içindeki gelinin kaybolduğu söylenir. Bu söylentinin yayılmasıyla buranın esrarengiz bir yer halini aldığını ve bu gün dahi insanların buradan ürpertiyle geçtiklerini görmek mümkün. Gelin Sabbatı'nın cinli bir yer olduğuna inanılıyor."
Amamu, "Aslında zorla evlendirilmek istenen bir kızın o karanlık yerden geçerken gelin arabasından kaçmayı başardığı kesin. Ancak ailesi ele güne rezil olmamak için bunu uydurmuştur." diye de ekliyor.
Sabbat ez-Zalam (Karanlık Sabbatı) ise Tunus'un ilk Cumhurbaşkanı Habib Burgiba döneminde siyasi tasfiyelerin ve kanlı suikastların yaşandığı bir yer olarak biliniyor. Başına eskilerin yaşadığına benzer bir suikast gelmemesi için insanlar buradan özellikle gece geçmeyi tercih etmiyor.
Dörtyol Sabbatı da yine kadim kentteki ünlü revak üstü odacıklarından biri olarak biliniyor.
Tunus'un mimari kültürüne zenginlik katan sabbatlar, gelecek nesillere kalması için sık sık restorasyona tabi tutuluyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.