Libyalı kültür tarihi araştırmacısı Mustafa Hakkıye, ülkesinde bazı ramazan geleneklerinin Osmanlı döneminden kaldığını, bu aya özgü Karagöz gösterilerinin de 1970'lere kadar sürdüğünü söyledi.

Yayınlanma Tarihi: Nisan 27, 2022 12:42

Libyalı kültür tarihi araştırmacısı Mustafa Hakkıye, ülkesinde bazı ramazan geleneklerinin Osmanlı döneminden kaldığını, bu aya özgü Karagöz gösterilerinin de 1970'lere kadar sürdüğünü söyledi.

Libya’da Osmanlı’dan kalma ramazan geleneği Karagöz gösterileri 1970’lere kadar sürdü

Libya'nın başkenti Trablus, özellikle de "Eski Şehir" olarak isimlendirilen sur içi, ramazan geceleri farklı etkinliklere sahne oluyor.

Şehitler Meydanı sahur vaktine kadar insanlarla dolup taşarken, restorasyonu yeni tamamlanan kalenin batı kapısında da teravih namazından sonra çeşitli faaliyetler düzenleniyor.

Libya ramazan davulcusuyla Osmanlı döneminde tanıştı

AA muhabirine konuşan Libyalı kültür tarihi araştırmacısı Mustafa Hakkıye, ramazana özgü bazı adet ve geleneklerin Libyalılara Türklerden geçtiğini belirtti.

Hakkıye, Libya'da halkın yüzyıllardır tef ve davul çalarak sahura kaldırıldığını, tefin Libyalılara has olduğunu, ancak davulun Türklerden kaldığını anlattı.

Osmanlıların 16'ncı yüzyılda bölgeye gelmesinin ardından Libyalıların ramazan davulcusuyla tanıştığını söyleyen Hakkıye, "Ramazan davulcuları iki kişi olur, birisi tokmak ve çubuk ile davul çalar, diğeri ise mani söylerdi. Anlamını bilmiyor olabilirim. Ancak mani 'İsmail ile çıktım yola' diye başlardı. Libya lehçesinden de bazı kelimeler bu manilerde kullanılırdı." dedi.

Ramazanda Karagöz gösterileri

Hakkıye, Libya'da 1960'ların sonu, 1970'lerin başına kadar ramazan geceleri Karagöz oynatıldığını da aktardı.

"Karagöz oyununu rahmetli Muhammed el-Vusti, Türk çarşısı 'Suk Türk' olarak isimlendirilen bölgede oynatırdı." diyen Hakkıye, Vusti'nin bir marangoz dükkanı olduğunu, ramazan ayında burayı gölge oyunu gösterim yeri olarak kullandığını söyledi.

Vusti'nin kumaş ve mum vasıtasıyla gölge oluşturarak Karagöz oyununu hazırladığını anlatan Hakkıye, "Yatsı vaktinden sonra başlayan oyunun içinde Türkçe ve Arapça kelimeler olurdu. Belki 5 dakika falan sürerdi ancak biz büyük zevkle izlerdik. İzlemek için 5 kuruş verir, bazen aynı oyunu tekrar tekrar seyretmek için daha fazla para verirdik." dedi.

Karagöz oyununda işlenen konuların çok güzel olduğunu kaydeden Hakkıye, "Oyunun içinde kötülük, hile ve iyilik gibi farklı konular işlenirdi. Karagöz kötü adam, Hacivat ise hikmet sahibi bilge kişiydi. Her zaman bu iki şahsiyet arasında mücadele olur, ancak sonunda Karagöz hep kaybeden taraf olur ve kaybettiği için de hayıflanırdı." ifadelerini kullandı.

Sur içindeki İskender Sanat Evi

Trablus'un Eski Şehir bölgesinde bulunan kültür evlerinde de ramazan boyunca çeşitli faaliyetler düzenleniyor.

İskender Sanat Evi Müdürü Mustafa İskender, bu haftayı tiyatro etkinliklerine ayırdıklarını, bunun dışında resim, güzel sanatlar, müzik gibi farklı alanlarda faaliyetleri olduğunu söyledi.

Aynı zamanda küçük çaplı bir güzel sanatlar müzesi olarak bilindiklerini belirten İskender, ramazan ayında Tunus, Cezayir, Mısır ve Kuveyt gibi farklı ülkelerden sanatçılara ait 80 eserin burada sergilendiğini dile getirdi.

Libya'da ramazan daha canlı

Trablus'ta tarihi eserlerin restorasyon tasarım işlerinde çalışan Türk teknisyen Gonca Er, ramazanda Libya'da bulunmaktan memnun.

Libya'da ilk ramazanını geçirdiğini belirten Er, burada insanların aileleriyle ramazanı daha canlı ve heyecanlı yaşadıklarını ifade etti.

Er, "Bizim kaybettiğimiz bazı değerler toplumsal ve kültürel olarak burada bozulmadan korunmuş, onun etkisini görüyorsunuz. Burada ramazan daha coşkulu ve bir bayram havasında geçiyor." diye konuştu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>