Psikoterapist Gökhan Ergür Anlattı: Mutluluk Diktatörlüğü - İnsaniyet Namına
Modern dünya mutluluğa ve pozitif düşünmeye bir din gibi inanıyor artık. Başınızı nereye çevirseniz mutluluk ile ilgili bir içerikle karşılaşıyorsunuz. Çok satan kitaplar, reklamlar, motivasyon videoları, seyahat acentaları ve televizyon programları hep bir ağızdan mutlu olmamız gerektiği yönünde telkinlerde bulunuyorlar. Mutluluk hepimiz için bir ödev ve zorunluluk haline dönüşmüş vaziyette. Büyük bir iştahla ve şevkle mutlu olmak için çırpınıyoruz. Sürekli olarak duygularımızı kontrol ediyoruz, kendimizi kötü hissettiğimizi fark ettiğimizde de bunu değiştirmek için harekete geçiyoruz.
Mutluluk diktatörlüğü en net ve belirgin bir biçimde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi döneminde belli eder kendisini. Parti tarafından 1933 yılında Neşeden Güç Doğar isimli bir örgüt kuruluyor. Bu örgütün amacı Alman işçileri mutlu etmekti. örgüt, Alman işçileri seyahatlere çıkartıyor, sinema ve tiyatroya götürüyor, eğitimler verip vatandaşları mutlu etmeye çalışıyordu.
Fakat tüm bu etkinliklerde de büyük bir Nazi propagandası yapılıyor hem ülke içindeki yurttaşlara hem de diğer ülke vatandaşlarına Nazi sisteminin ne kadar insancıl ve gerekli bir yapı olduğu anlatılıyordu. Bu Sistem; sorgulamayan, eleştirmeyen ve kabul eden vatandaşlar görmek istiyor, mutsuz olanları ise muhalif olarak adlandırıyordu. Yani partinin tüm bu çabasına rağmen mutsuz olanlar, sistem düşmanları ve değer bilmez muhaliflerdi.
Bugün de mutsuzluk utanılacak bir şeymiş gibi lanse ediliyor ve mutsuzların bir şeyleri muhakkak yanlış yaptıklarını düşünüp onlardan vebalıymışçasına uzaklaşıyoruz. Mutsuzları yanımızda istemiyoruz çünkü onların modumuzu düşüreceğinden, bizi daha depresif hissettireceklerinden endişe ediyoruz. Bunu fark eden mutsuzlar da: "Herkesin mutlu göründüğü şu dünyada ben de mutlu olmalıyım" diyerek mutlu olmak için çabalıyor fakat bunu başaramayınca da yeniden umutsuzca mutsuzluğa kapılıyor ve bu mutsuzluk döngüsü sürüp gidiyor.
Gençlere: "Mutluluk ve başarı nedir?" diye sorduğumuzda aldığımız cevap büyük bir oranda "para" oluyor. Modern dünyada artık mutluluk parayla özdeşleşmiş durumda. Bu anlayışa göre ne kadar çok paranız varsa, ne kadar çok alışveriş yapıp kendinizi ötekilerden farklı ve güzel göstermeye çalışırsanız o kadar mutlu olursunuz. Yani tüketirseniz, mutlu olursunuz.
Michel Foucault bu algıyı oluşturan yapının küresel iktidar olduğunu söyler. Foucault'nun "biyoiktidar" dediği olguda, beden, güzellik algısı altında baskılanır ve özne bedene dönüşür. Burada amaç öznenin silikleşmesi, pasifleşmesi ve bir noktadan sonra da sistem içerisinde eriyip yok olmasıdır. Yok olan nesne, karar alma mekanizmalarında bulunamaz, fikir beyan edemez, karşı çıkamaz ve muhalefet edemez. Bu yok olma işlemini üstlenen yapı ise kapitalist tüketim kültürüdür. Var olmak için, mutlu olmak için, saygınlık kazanmak için insanlara tüketmeleri gerektiğini söyleyen kültürdür.
Kültür hepinizin malumu üzerine; kitapla, müzikle, sinemayla, örf ve adetlerle yayılır, güçlenir ve taşınır. Fakat günümüz dünyasında bu saydığımız alanların neredeyse tamamı sorunlu, sakat ve madde ağırlıklı bir form almıştır. Bu yeni kültür formunun amaçladığı şey manayı öldürmek, maddeyi yüceltmek ve insanları daha fazla tüketime yönlendirmektir. Çok basit bir örnek; şu anda Türkiye'de en çok kullanılan müzik platformlarından biri olan Spotify'ın geçen yıl açıkladığı verilere göre Türkiye'nin en çok dinlenen ilk 5 şarkıcısı da rap'çi.
Objektif bir gözle bu şarkıcıların popüler eserlerine baktığınızda göreceğiniz tek şey anlamsız söz dizilimleri, para, tüketim ve şiddet övgüsü, bunlara ek olarak da lüks marka isimleridir. Bu durum sadece Türkiye'de değil dünyada da böyle. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre geçtiğimiz yıl yayınlanan rap şarkılarında toplamda 1067 kez Gucci, 687 kez Nike, 432 kere ise Prada markası kullanılmış. Bu durum bile aslında küresel iktidarın ne yapmaya çalıştığını açık bir biçimde bizlere gösteriyor.
Editör: Bekir Salih Yaman
Kamera-Kurgu: Serkan Hervenik
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.