İsrail Kürt devletini neden destekliyor ?
Kuzey Irak'ta 25 Eylül'de bağımsızlık referandumu yapılacak. İsrail dışında neredeyse bütün dünya, bu referanduma faklı gerekçelerle karşı çıkıyor. İsrail ise açıktan Kuzey Irak'ta kurulacak olan bir Kürt devletini destekleyeceğini ilan etti. Peki İsrail'in bu politikasının arka planında ne var?
Bu politikayı anlamak için İsrail ile Kuzey Irak arasındaki ilişkilerin tarihine bakmak gerekiyor. Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki İsrail'in bu bölgeye olan ilgisi, son dönemde ortaya çıkmış bir durum değil. İsrail'in Kürtlere olan ilgisinin temelinde, İsrail'in ilk başbakanı Ben Gurion tarafından düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışı üzerine inşa edilen periferi doktrini yer almaktadır. Bu doktrine göre, çevresi düşman Arap ülkeler tarafından çevrilmiş olan İsrail, bu kuşatmayı hafifletmek adına bir taraftan Arap dünyasının çevresinde bulunan ve Arap olmayan İran, Türkiye ve Etiyopya gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan da Arap dünyasının içinde bulunan Kürtler gibi etnik ve Maruniler gibi dini azınlıkları desteklemelidir. Böylece İsrail, kendisini kuşatmış olan Arap devletlerini, Arap olmayan devletlerle kurduğu ittifaklarla dengelemek ve Arap ülkelerinin içindeki etnik ve dini azınlıkları destekleyerek bu ülkeleri istikrarsızlaştırmayı hedeflemektedir.
Özelde Kuzey Irak Kürtleri genelde ise büyük Kürdistan hayaliyle yaşayan Ortadoğu'daki Kürt milliyetçileri açısından da benzer stratejik hesaplar söz konusudur. Ortadoğu'da dört ülkede dağınık halde bulunan Kürt milliyetçilğinin temel özelliği büyük Kürdistan hedefine varmak için Rusya, Fransa, İngiltere, Amerika ve Almanya gibi bölge dışındaki ülkelerin verdikleri desteğe bağımlı olmalarıdır.
İşte bu çerçevede İsrail, kurulduğu günden itibaren özellikle Kuzey Iraktaki Kürtler ile ilişkilerini geliştirmeye özen göstermiştir. Bu bağlamda, Irak'la Şattülarap bölgesi yüzünden sorunlar yaşayan Şah Rıza Pehlevi yönetimindeki İran ile anlaşarak, 1961-1970 ve 1974-1974 yılları arasında Irak'ta yaşanan Kürt ayaklanmalarına finansal, askeri ve lojistik açılardan destek vermiştir. 1975te İran ile Irak'ın anlaşması üzerine Kuzey Iraktan çekilmek zorunda kalan İsrail ajanları ve askerleri Körfez savaşı sonrasında bölgeye yeniden yerleştiler. O günden beridir de Kuzey Irak, İsrail'in açık ve gizli operasyonlarının merkezi olmuş durumda.
Bu ilişki uzunca bir dönemdir hem İsrail hem de Kuzey Irak yönetimi tarafından inkar edilmekteydi. Bunda Kuzey Irakta kurulacak olan bir devletin ikinci bir İsrail olacağı ile ilgili söylemlerin İslam dünyasında uyandırdığı korku etkili olmuştur. Fakat Irak'ın işgali sonrasında özerk Kürt yönetiminin ortaya çıkması ile birlikte özgüveni çok daha yüksek bir Kuzey Irak ortaya çıkmış durumdadır. Bu bağlamda Barzani'nin bağımsızlık referandumu yapacaklarını açıklaması üzerine Israil de ilk defa 2014 yılında Netanyahu'nun yaptığı bir açıklama ile Kuzey Irakta kurulacak olan bağımsız bir Kürt devletini desteklediğini açıklamıştır.
İsrail'in Ortadoğu ile ilgili hedefi açıktır: Kendisi için tehdit oluşturamayacak, etnik ve mezhebi açıdan birbiriyle kavgalı küçük devletlere bölünmüş bir İslam dünyası. Amerika'nın Irak ve Suriye'de izlediği politikalarla tamda bu amaca hizmet ettiğini ise izah etmeye gerek yok. Sonuçta Kuzey Irakta ortaya çıkacak olan bağımsız bir Kürt devleti ve bölgede bunun oluşturacağı istikrarsızlık ve düşmanlık, İsraillin ekmeğine yağ sürmektedir. Bundan dolayıdır ki Amerika bile erken ve zamansız olduğu için karşı çıkmasına rağmen, İsrail tarihi bir fırsat olarak gördüğü bağımsızlığı var gücüyle desteklemektedir.
Hamiş: Kürt İsrail ilişkilerinin tarihini merak edenler konu ile ilgili makaleme bakabilirler: https://ormer.sakarya.edu.tr/uploads/files/kuzey_irak_israil_iliskileri.pdf
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.