Asr-ı Saadet’te Şa’bân ayının son günlerinden biriydi
Yeni bir Ramazan-ı Şerif'in arefesindeyiz. Bu günler, bir mübarek ayın sona erip yenisinin daha muhteşem bir şekilde gelişine tekaddüm eden günler… Ülkemiz, İslam âlemi ve dünyamız muhtelif sorunlar, kargaşa, çekişme ve çatışmalara sahne olurken hayatımızdaki her bir gün, saniyelerini, dakikalarını ve saatlerini tamamlayıp yeni bir geceye ve yeni bir güne dönüp duruyor.
Dünya ve zaman bu minval üzere akıp giderken, gündemimizi Ramazan olarak belirleyip, hadislerde "muazzam ve muhteşem" olarak nitelenen bu mübarek aya girmeden önce onun değerini insanlığa tanıtan, bu ayda ifa edilen oruç ibadetinin faziletini ashabına anlatan Son Nebi Hz. Muhammed Mustafa'nın (sav) bir hitabesiyle bilgilenmek, ferahlanmak ve aynı zamanda şereflendirmek istiyoruz söyleyeceklerimizi…
Oruç ibadetinin, Peygamber Efendimizin Medine'ye hicretinin ikinci yılında farz kılındığını biliyoruz. Miladi olarak 624 yılının Şaban ayında farz kılınan bu ibadetle ilgili ayetleri hemen ashabıyla paylaşan Sevgili Peygamberimiz (sav), vefat tarihi olan 632 yılına kadar onlarla birlikte oruç tuttu ve her yıl Ramazan ayı gelmeden önce, idrak ettiği Receb ayından itibaren başladığı duasına Şaban ayında da devam ederek, "Allah'ım! Receb ve Şa'bân aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur" diye Rabbine niyazlarda bulundu.
Receb ve Şa'bân aylarında tuttuğu nafile oruçlarla Ramazan ayına manevi hazırlığını gerçekleştiren Resul-i Ekrem (sav) zaman zaman ashabına yakında idrak edecekleri bu mübarek ay hakkında bazı detay bilgiler de verirdi. İşte yine böyle bir Şa'bân ayının son gününde hutbeye çıkarak ashabına seslenmiş ve Ramazan ayının hemen arefesinde onlara dünya ve ahiretleri hakkında servetlerden değerli bilgiler vermişti. Geliniz bu hitabeye kulak verelim. Farz edelim şimdi biz, Medine-i Münevvere'de, Saadet asrında ve Şaban ayının son günündeyiz ve bu eşsiz güzellikteki hitabın muhatabıyız…
"Ey insanlar! Azametli, yüce bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu ay, mübarek bir aydır. Bu ay, öyle bir aydır ki, içinde 'bin aydan daha hayırlı' bir gece vardır. Allah, bu ayın gündüzlerinde oruç tutmayı farz; gecelerini de uyanık geçirip namaz kılmayı, (gece ibadetini) sizler için nafile (çok sevaplı, kârlı, güzel) bir ibadet kılmıştır. Kim hayırlı bir amelde bulunursa veya bir farzı edâ ederse, sanki o, başka zamanlarda yaptığının yetmiş katı bir mükâfata hak kazanır.
Yine bu ay, sabır ayıdır. Sabrın mükâfâtı ise cennettir. Bu ay aynı zamanda karşısındaki insanı kollayıp, onun ihtiyacını giderdiği bir aydır. Müminin rızkının da arttığı bu ayda, kim bir oruçluya iftar ettirirse, bu ameli onun için günahlarının affına ve cehennemden kurtuluşuna vesile olduğu gibi, oruçlunun sevabından bir şey eksilmeksizin o oruçlunun sevabını da kazanmış olur. Biliniz ki Allah, bu sevabı bazen bir hurma tanesiyle veya bir içimlik su ya da bir tadımlık süt ile iftar ettirmenizle de verir…
Bu ay, öyle bir aydır ki, evveli rahmettir. Ortası günahların affolunduğu (affolunmaya başladığı) zamandır. Sonu da cehennemden âzad olmaktır.
Kim bu ayda, hizmetinde bulunan kimselerin yükünü hafifletirse Allah da onu affedip bağışlar ve onu cehennemden âzad eder.
Bu ayda dört şeyi arttırın, çok yapın! Bunlardan iki tanesi Rabbinizi râzı edeceğiniz şeylerdir. Diğer ikisi ise sizi ilgilendiren ve onlara mutlaka muhtaç olduğunuz şeylerdir.
Rabbinizi kendinizden razı edeceğiniz iki şeyden biri, Allah'tan başka ilâh olmadığına şehadet etmektir. Diğeri ise Allah'tan mağfiret dilemektir (Bunları çokça yapınız).
Mutlaka muhtaç olduğunuz şeylere gelince, bunlardan biri, her dâim Allah'tan cenneti istemenizdir. Diğeri ise cehenneme düşmekten Allah'a sığınmanızdır (Bunları da çokça yapınız).
Biliniz ki, oruçlu birini Ramazan gününde doyurana Allah, benim Kevser Havuzumdan bir kâse su ikram edecek, o kişi artık ebediyyen hiç susuzluk duymayacatır."
Nasıl bir mübarek, muazzez, muazzam ve muhteşem bir aya ve fazileti eşsiz, mükafatı yüce bir ibadete kavuşacağımızı bildiren bu hitabe, hadis kitaplarımızda asırlardır ümmet-i Muhammed'e rehberlik ediyor… Yüce Mevlâmızdan, bu ayı ve bu ibadeti, kadir kıymet bilenler olarak karşılamayı bizlere nasib etmesini diliyoruz.
Ramazan-ı Şerif ayı süresince oruç ibadetini ve bu ayın farkında olmadığımız daha nice hikmetlerini ele almak, böylece dinî hayatımıza "ibadet lezzeti" katkısında bulunmasını hedeflemekteyiz. Gelecek yazıda buluşmak üzere sağlıcakla kalınız…
Mehmet Emin Ay
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.