Arama

Mustafa Özcan
Mart 31, 2023
Tarihin sonundan tarihin parantezine

Dünyada jeopolitik bir deprem yaşanıyor. Düne kadar ABD'ye hayır diyemeyen tali güçler şimdi ona kafa tutuyor. ABD ise Rusya ile Çin yakınlaşmasını veya bloğunu kastederek iki cephede bir savaşamayacaklarını duyuruyor. Hitler hesapsız bir biçimde SSCB'ye cephe açarak iki cephede birden savaşmak zorunda kalmış ve sonuçta savaşı kaybetmişti. Şimdi Çin ile Rusya ABD'nin en kadim müttefiklerini saflarına katıyor. Jeopolitik deprem o kadar şiddetli ki Richter esas alınacak olursa 9-10 şiddetinde sayılabilir. Çin iki düşman rakibi ayarttı ve barıştırdı. Suudi Arabistan ile İran'ı kastediyoruz. ABD'nin kırmızı çizgi olarak koyduğu Suriye rejimine açılmada çiğnendi sayılır. Suriye rejimini ayakta tutan güçlere (İran-Rusya) bir sözünüz yok ama diplomatları geri gönderecek ülkelere sınır koyuyorsunuz! Böylece ABD kendi iradesini aşındırıyor! Bu arada Beşşar Esat'ın davetli olarak umreye gideceği ve kimi yazarlara göre 'hacı' olacağı da varsayılıyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 100 yıllık bir deverandan ve altüst oluştan bahsetti. Rusya ile birlikte dünya nöbetini Batı'dan devralacaklarını ima etti. Daha ne desin? Bir lafın tamamı ahmağa söylenirmiş! Kısaca savaşlı veya savaşsız dünyanın dümenine geçeceklerini duyurmuş oldu. Ukrayna üzerinden Rusya, Tayvan üzerinden de Çin ABD veya Batı ile hesaplaşma dürtüsü içinde bulunuyor. Gerçekten de bu iki gücün birleşmesi halinde Batı'nın seçenekleri sınırlı. Japonya gibi güçleri ayartması gerekiyor. Yine de Japonya İkinci Dünya Savaşında aldığı yara ve hasarları hesap ederek muhtemel bir savaş karşısında oldukça ihtilatlı davranacaktır. Japonların savaşçı ruhu küllenmiş bulunuyor. Bu ruhun tekrar ayağa kaldırmak kolay olmayacaktır. Çaresiz kalırsa başka. Bu ruhun uyanması halinde ise bunun tahrip gücü yine yüksek olacaktır. Geride dağınık olan İslam alemi kalıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında savaşta aktör değil sadece sahne olmuştur. Alameyn gibi savaşlarda taraflar İslam topraklar üzerinden birbiriyle hesaplaşmıştır. İslam dünyası uyanmadan yine eski döngü tekerrür edecektir. İslam dünyası kaht-ı rical dönemi yaşıyor. Kaht-ı rical dönemini aşarsa o zaman dünya sahnesinde ve denkleminde bir siklet merkezi ve unsuru haline gelebilir.

ABD ve müttefikleri yeni bir cihan harbinde İslam dünyasından mahrum olabilir. Bunun nedeni elbette kendi yanlışları ve sömürgecilik politikaları olacaktır. Rusya ile Çin'in jeopolitik sermayesi Batı'nın ve bilhassa ABD'nin yanlışlardır.

Japon savaş ruhunun uyanması gibi İslam dünyasının da liderlik sorunlarının üstesinden gelmesi ve kaht-ı rical devresini aşması halinde kendi hesabına hareket edebilir. Bu durumda Putin'in bir yorumu gerçek olur. O da şudur: Rusya dünya sahnesinde birinci olamaz ama birinciliği belirler. Rusya'nın yerine İslam alemini de koyabilirsiniz. Birinci Dünya Savaşının sonuçları hakkında daima şöyle bir tez ileri süreriz: Müttefiklerimiz Almanlar yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık ve saf dışı kaldık.

Bu yeni denklemde Rusları ve Çinlileri kazandırarak biz ne kazanabiliriz? Kısaca ne Batılıların ne de Çin-Rus ekseninin kazanması bizim kazanmamız olur. Aksine her iki halde de yine kaybeden biz oluruz. Tek kazanma ihtimalimiz müstakil hareket etmekle mümkündür lakin o da bu yapımızla mümkün değil. Müttefiklerimiz olabilir lakin ittifakın etkin kefesinde değil de edilgen kefesinde yer alırsak yine üzerimizi çizerler. Varlık gösterebilmek için yapımızı değiştirmeliyiz. Arap Baharı bu yolda bir denemeydi lakin başarısız olmuştur. Başka bir hamle gelir mi, bilmiyoruz. Kısaca dünya sahnesinde bir değişim olması için Japon ruhunun yeniden ayağa kalkması ve İslam dünyasın kendisine gelmesi lazım. Bu takdirde sahne sil baştan yenilenecektir. Aksi takdirde, İkinci Dünya Savaşından farkı Hitler'in yerine Çin-Rusya ekseninin geçmesi olacaktır. Bu da İslam dünyasını kazandırmaz, kaybettirir. Filistin davası ve diğer İslami davalar yine yatar. Hep birlikte Filistin Müftüsü el Hac Emin el Hüseyni durumuna düşeriz.

Rus-Çin ittifakı, ABD ve Batı eksenini dünya sahnesinden indirmek istiyor. Böylece Batı merkezli dünyanın ağırlık/ siklet merkezi doğuya kaymış olacaktır. Bu da Huntington'ın tezinin rafa kaldırılması ve yok olması demektir. Huntington, Batı merkezli bir dünya düzeni tasarlıyor veya hayal ediyordu. Buna da tarihin sonu demiştir. Yeni denklem Çin-Rusya lehine şekillenirse tarihin sonu tasarısı tarihin parantezi haline gelecektir.

Çin lideri Şi Cinping'in Moskova ziyareti sırasında bir ifadesi kameralara yansıdı. Bunun tesadüf olması mümkün değil. Bu tarihe geçen cümle şudur: '100 yıldır beklenen değişim geliyor. Bu değişikliği birlikte yürütüyoruz.' Bunun üzerine Putin Çin Lideri Şi Cinping'i şu sözlerle uğurluyor:

'Lütfen kendine iyi bak değerli arkadaşım, iyi yolculuklar.'

Bu sözler bana tarihin derinliklerinden akıp gelen Babil ile Pers hesaplaşmasındaki bir sahneyi hatırlatıyor. Babil kralı Belşatsar (Baltazar diye bilinir), bir ziyafet esnasında salonun duvarına bir el veya parmak tarafından mene tekel upharsin yazıldığını görür. Terazide tartıldın, eksik bulundun ve elendin (ülken bölündü) yazısı belirir. Sahnenin akabinde Birinci Mabede son veren Babil Kralı Nebukednazzar'ın oğlu Belşatsar Pers Kralı Darius veya 2.Kiros tarafından öldürülür. Yahudileri esir eden Babil, 70 yıl sonra aynı akıbete uğruyor. Bölünüyor.

Önümüzdeki dönemde büyük ihtimalle Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sonuçlarına göre şekillenen küresel düzen yıkılacaktır. O düzeni anlatan en çarpıcı ifadelerden birisi İngiliz Başbakanı Lloyd George'dan sadır olmuştur: Haçlı Savaşları şimdi bitti. Şimdi 100 yıl sonra Haçlı kalıntıları ile Rus-Çin mihveri çekişmesi sahne almıştır. İslam dünyası ve Japonya uyanırsa sahne bambaşka sulara mecralara dökülecektir.

Çin Devlet Başkanı Şi'nin Putin üzerinden dünyaya verdiği mesaj gayet net ve şudur: Dünyanın siklet merkezi doğu'ya kayıyor. 21'inci yüzyıl, Batı değil doğu eksenli bir yüz yıl olacak. Necip Fazıl'ın doğusu mu yoksa Dugin'in doğusu mu? Hangi doğu sorusunun cevabını İslam dünyasının vaziyeti belirleyecektir. Japonya-İslam alemi doğusu mu yoksa Çin-Rus doğusu mu? Yecüc ve Mecüc mihveri mi?

İslam dünyasının toparlanması için yeni bir ruha ihtiyaç var. Bu ruhu yakalarsa ve kuşanırsa sadece bir numarayı belirlemez aynı zamanda bir numara da olur. Doğu ile Batı ise kanatları haline gelir. Veya kanatları altında dizilir.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN