Arama

Mustafa Özcan
Temmuz 15, 2024
11 kurşun ve sonrası

ABD'de sisteme virüs bulaştı. Bu virüsün adı da Trump! Bir deli bir kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış derler. Bu söz sanki Trump için söylenmiş bir söz. Amerikan sistemi kendisine bulaşan Trump ismindeki virüsü temizleyemiyor. Trump sistemin altını oyuyor. Trump ile Biden arasındaki gerginlik esrarengiz bir suikast teşebbüsü ile patladı. Bu girişimden sonra tedbirlerin yetersizliği de görüldü. Suikastçı 11 kurşun sıkana kadar güvenlik güçleri ortada görünmedi ya da devreye girmedi. Suikastta ölenler var ama bunların arasında Trump yok! Bu da esrarengiz bir nokta! Hatta kimi görgü tanıklarına göre polis suikasta teşebbüs eden gence ön açmış da olabilir. Olayın çözülmesini zorlaştıran esrarengiz noktalar bulunuyor. Trump'a miting sırasında suikast girişiminde bulunan ve olay mahallinde öldürülen 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks'un kayıtlı Cumhuriyetçi olduğu, ancak Demokrat bir gruba daha önce bağış yaptığı tespit edildi. Bu da nihai olarak meseleyi çatallaştırıyor ve tafsil etmeyi zorlaştırıyor.

Ürdünlü Sebil gazetesi yazarlarından Ali Saade'nin de dediği gibi bu suikast ve arkasında yatan saikler ebedi olarak sır perdesi altında kalacaktır. Lakin suikastçının silahından çıkan mermiler adeta Trump'ın seçim zaferini muştuluyor! Ona hayat öpücüğü sunacaktır. Suikast girişimi seçimlerden sonra olsaydı durum farklı olurdu. Gerginliğe neden olurdu ama sonucu etkilemezdi. Şimdi ise seçimlerin istikametini ve yönünü belirledi. Olayın akabinde suikastçı Thomas Matthew Crooks'un yakalanmak yerine gizli polisin silahından çıkan kurşunlarla ölmesi olayın sır perdesi altında kalmasına hizmet edecektir. Cumhuriyetçi Parti'den kayıtlı seçmen olmasına rağmen bu olaya kalkışması hedef saptırma olarak görülebilir. Pensilvanya'daki seçim şenliği, etkinliği bu suretle Latin Amerika türü kanlı karnaval haline dönüştü. Trump esasında Latin Amerika'daki siyasetçi tipine benziyor. Arada pek fark kalmadı.

Daha önce de Reagan gibilerine yönelik olarak suikast girişimleri olmuştu. Kennedy öldürülmüştü ve ölümü hala esrarını muhafaza ediyor. Bu 11 kurşunun seçim sonuçlarına katkı sunacağı bir gerçek. Teşebbüsün ardından yumruklarını havaya kaldıran ve sıkan Trump belli ki zafer ve intikam neşesi arıyor. Bu ona bir ivme katabilir. Peki bazılarının tahayyül ettiği gibi seçimlerden sonra veya önce ABD'de kaos egemen olabilir mi? Bazıları bu beklentileri daha da ileri götürerek bir dünya savaşının patlak vermesi ihtimalinden bahsediyor.

Nitekim Birinci Dünya Savaşı da bir Sırp gencin Avusturya Arşidük'ünü Saraybosna'da öldürmesiyle birlikte patlak vermişti. Gergin olan hava adeta küresel anlamda patlamış ve kıtanın kaderini değiştirmiştir. Bu kader kurşunları da dengeleri sarsabilir. Bu ülkede kaos ve iç savaşı tetikleyebilir. Fırsatlar ülkesi çekişmeler ülkesi haline gelmiştir. Trump ülkeyi atanmışların ve hesap vermeyenlerin yönettiğini savunuyor! Suikastçı gencin Trump tarafından tutulma ihtimali de göz ardı edilemez.

Bu suikastın rumuzlarını çözmek için elimizde mukayese babından yaşanmış benzeri örnekler var. Bu örneklerden birisi 1954 yılında Mısır'da yaşandı. Senaryonun mimarları CIA mensuplarıydı. Nasır'a imajını cilalamak için bir başarısız suikast tertibini önermişlerdi. Nasır, Amerikalıların tavsiyesiyle General Necip'in gölgesinden kurtulmak için bu yola başvurmuştur. 1954 yılında İskenderiye yakınlarında Menşiye denilen bölgede konuşma yaparken kurşunlar vızıldayarak Nasır'ın etrafından sekmişti. Nasır yara bere almadan kurtulmuş ve ardından siyasi bir operasyon başlatılmıştı. İddialara göre önce Nasır bu yönde bir tertip-senaryo için Amerikalılar tarafından zar zor ikna edilmiştir. Ardından da suikastçılar ayarlanmıştır. Onlara bazı sözler verilmiştir. Lakin ardından suikast İhvan'a mal edilmiş ve bunun üzerine İhvan'ın öncü kadrosundan Muhammed Ferağli ve 5 arkadaşı suikast tertibine karışmaktan dolayı idam edildiler. Nasır bu fake suikast girişimiyle bir taşla birkaç kuş vurmuştur. Hem İhvan'ı dizginlemiş hem de General Necip'ten kurtulmuştur. Mesele biraz da 1952 yılında Türkiye'de Ahmet Emin Yalman'a yönelik suikast teşebbüsünü hatırlatmaktadır. Bu suikastın sonuçları siyasi düzene de yansıdı ve İhvan ile Nasır yollarını tamamen ayırdı. İhvan ile siyasi görüşleri itibarıyla daha uyumlu ve İhvan gibi askerin kışlaya dönmesinden yana olan General Necip de kızağa çekildi ve sonu Mürsi gibi oldu. Öldürülmese de sonraki yıllarda gölgede yaşadı kimse onun yaşadığını ya da yaşamadığını fark etmedi. Ölü gibi yaşadı. Hayatı sis perdesi altında kaldı.

Elbette Trump suikastının da siyasi sonuçları olacak. Bu nedenle Trump'ın kulağını sıyırıp geçen kurşunun esasında Biden'a sıkılmış olduğu bir gerçek! Bu doğru bir tahmin. Bundan sonra Biden çekil çağrılarına kulak vererek çekilse bile seçimin kaderi değişmeyecektir. Demokrat Parti zanlı olarak kalacaktır. Suikastın gölgesi Trump'ın lehine seçimlere bir şekilde yansıyacaktır. Suikastçı ilginç bir biçimde Trump taraftarı olduğu halde Demokratlara da bağış yapmıştır. Bu da suikastın tertip olduğunu gösteren ek işaretlerden birisidir. Trump'ın ikinci defa başkanlığı gelmesi ise sadece Amerikan sistemini değil dünya sistemini de altüst edecektir. Trump olay sonrasında da görüldüğü gibi kinle hareket etmektedir. ABD'de bir kaos ve belki de bir iç savaş çıkabilir. ABD ektiğini biçiyor. Trump sistemin ve Amerikalıların bir günahıdır. Nasıl ki Netanyahu İsrail toplumunun bir günahı ise Trump da Amerikan toplumunun bir günahıdır. Şimdi ayrışma vakti.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN