Daha yenilerde medyada yer alan bir haber önemliydi ve nedense yeterince irdelenmedi: FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan eski MİT'çi Muhammet Şükrü Ersoy'un itirafları ortaya çıkmış. Bu ifadelerde dikkat çeken hususlardan biri de MİT'e alınırken yalan makinesine (poligrafi testi) tabi tutulması. Güya bu uygulama ile gizlediği, yalan söylediği bir durumu olup olmadığı anlaşılacakmış (Cumhuriyet, 22 Nisan 2018).
Ancak FETÖ'cü Ersoy, kendisine yalan makinesi uygulamasına girmeden önce Süleyman kod adlı FETÖ abisinin bu cihazın işleyişi ve nasıl yanıltılabileceği hakkında eğitim verdiğini söylüyor. Bu testin birkaç aşamadan meydana geldiğini ve bu aşamalarda nelere dikkat edeceği hakkında ona bilgilendirmede bulunmuş. FETÖ'cü Ersoy aldığı eğitimden sonra girdiği yalan makinesinden ulusalcı olduğuna karar verilerek başarılı çıkmış ve MİT'te göreve başlamış.
Peki, yalan makinesi yalanı tespit eder mi? Bunun için iki örnek verelim:
CIA AJANI ALDRİCH AMES YALAN TESTİNDEN NASIL GEÇTİ?
Ruslar yüksek düzeyde CIA ajanı olan Aldrich Ames'a 9 yıl boyunca 4,6 milyon ödeyerek onu kullandılar. CIA ondan şüphelendi ve iki defa yalan makinesi testine tabi tuttu. Ancak ikisinde de makine Ames'ta yalan tespit edemedi. Fakat daha sonra başka deliller ve Ames'ın itirafı ile Ruslar adına çalıştığı anlaşıldı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Şimdi cevaplanması gereken soru şuydu: "Ames hem sırları satıp hem de nasıl yalan testinden çıkabilirdi?"
Tersi bir duruma ise Floridalı bir adam örnek verilir. Polise verdiği ifadede, suçlu olmadığı halde yüzü kızaran ve utangaç tavırlar sergileyen bu kişinin poligrafi incelemesinde yalan söylediği bulgusuna ulaşıldı. Ardından işlemediği cinayetin birinci şüphelisi haline geldi. Adam ısrarla suçsuz olduğunu söylüyordu. Tekrar teste girmek istedi, bu denemede de yalan söylediği sonucu çıktı. Ancak daha sonra masum olduğu anlaşıldı. Heyecanlı, endişeli ve suçlu çıkma korkusu bu sonucu vermişti. Çünkü insanlar, suçlayıcı sorulara cevap verirlerken, doğru söyleseler dahi duygusal uyarılmayı yaşayabilmektedirler ve bu da sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
YALAN MAKİNESİ NEDİR?
Yalan makinesi duyguların dört bileşeni üzerine kurulmuştur. Bir duygunun ilk bileşeni bir uyarıcının yorumlanması veya değerlendirilmesidir. Bu örnekte, Ames'ın "Hiç Rusya'ya sır sattınız mı?" gibi soruları yorumlaması gerekir. Bir duygunun ikinci bileşeni öznel (sübjektif) bir histir, meselâ Ames'ın bu soruya 'evet' veya 'hayır' diye cevap verdiği bir sırada herhangi bir suçluluk veya korku hissetmesi gibi. Bir duygunun üçüncü bileşeni çeşitli fizyolojik (bedensel) değişikliklerin ortaya çıkmasıdır.
Dördüncü bileşen ise yüz ifadesi gibi açık bir davranıştır. Ancak Ames yüz ifadelerini kontrol ediyor veya duygusuz bir poker suratı takınıyor olabilir. Bu yüzden yüz ifadesinin varlığı veya yokluğu yalan tespit testinin ardındaki teori için önemli değildir.
Eğer Ames sırları sattığı için suçluluk veya bunun anlaşılması endişesi ile korku hissederse buna bağlı olarak kalp atışlarında hızlanma, tansiyonda oynama, nefes alış verişinde sıklaşma ve avucunda terleme gibi belirtiler meydana gelecektir. İşte yalan makinesi de bu değişiklikleri görerek ve göstererek yalanı tespit edecektir.
Yalan tespit (poligrafi) testleri, bir kişinin yalan söylediği zaman suçluluk veya korku duygusu hissedeceği teorisine dayanır. Suçluluk ve korku duygusu ile beraber bastırılması veya kontrol edilmesi güç olan ve poligrafi denilen makine ile ölçülen istemsiz fizyolojik tepkiler meydana gelir.
Poligrafi (yalan makinesi), bir dizüstü bilgisayar boyutlarındadır ve nefes alıp verme esnasında göğüs ve karın kaslarının hareketlerini, kalp atışlarını, nefes alıp vermeyi ve derinin iletkenliğini veya galvanik deri tepkisini ölçer.
Galvanik deri tepkisi, duygusal deneyimlerle beraber meydana çıkan ve normal ısıdaki terlemeden bağımsız olan parmak ucundaki (veya avuç içindeki) değişiklikleri gösterir.
Meselâ sınava girdiğimizde, topluluk karşısında konuştuğumuzda veya önemli bir toplantı esnasında benzer tepkileri veririz.
Testte göğsü sarmalayan iki şerit, parmak uçlarına bağlı metal cihazlar ve kolda bir tansiyon aleti ile kişi rahat sandalyeye oturtulur. Bunların bağlı olduğu kutu bir bilgisayara sürekli veri aktarır. Böylelikle vücutta terleme, nabız, kan basıncı ve ciltteki elektrik oranlarındaki değişim ölçülür.
Kısacası yalan makinesi, bir kişi kendisine sorulan soruları cevaplandırırken fizyolojik uyarılmalardaki dalgalanmaları kaydeden cihazdır.
KÖTÜYE KULLANIM OLABİLİR Mİ?
Aynı ülkemizde FETÖ'cülerin yaptığı gibi kötü amaçlarla kullanım söz konusu olabiliyor. Bir süre önce Oklahoma'da bir polis memuru, işledikleri suçları örtbas etmek isteyen FBI ajanlarına poligrafiye bağlıyken yalan söyleme konusunda eğitim verdiği için iki yıl hapis cezası almıştı.
Testte bir direkt araştırılan olaya ait sorular, bir de kontrol soruları vardır. İşte poligrafiyi yenmenin yolu kontrol sorularını fark edip onlara verilen tepkileri uzatmaktan geçtiğini bu konunun uzmanları söylüyorlar.
Ancak poligrafiyi yapan uzman deneyimli ise yalan makinesini aldatmak zorlaşıyor.
YALAN MAKİNESİ GÜVENLİ SONUÇLAR VERİYOR MU?
Yalan makinesinin dayandığı teoriler çok sağlam kanıta dayanmıyor. Zira vücudun verdiği herhangi bir bedensel tepki yalanla ilgili olmayabilmektedir. Yalan tespit testlerinin temel sorunu da budur: Yalan söylemeye özgü bir fizyolojik tepki sistemi henüz belirlenememiştir. Yani suçluluk, korku, sinirlilik veya endişe gibi çeşitli duygular; kişi doğruyu söylemesine rağmen yalan söylüyor gibi görünmesine yol açabilecek fizyolojik tepkileri verebilmektedir.
Zaten bir yalancıyı yakalamak sandığımızdan zordur. Hatta usta bir yalancıyı yakalamaksa neredeyse imkânsızdır. Deneyimli yalancılar verdikleri açıkları (veya açık olarak farz edilen şeyleri) tespit eder ve bunları yapmamayı öğrenirler. Yalan söylemenin, güvenilirliği tartışma götürmez bir belirtisi mevcut değildir.
Amerikan Poligrafi Derneği, poligrafi testinde yanlış sonuç oranının yüzde 15 olduğunu belirtiyor. Fakat bu iddiaları herhangi bir kanıtla desteklenmemiştir.
Ancak tarafsız araştırmacılar sözünü ettiğimiz ciddi sorunlardan ötürü yalan tespit testlerinin yüzde 25 ila 75 oranında yanıldığını tahmin etmektedir.
DÜNYADA KULLANILIYOR MU?
ABD ve çoğu Avrupa ülkesinde poligrafi verileri delil olarak kullanılamıyor. Fakat yetkililer başka amaçlarla kullanabiliyor. Sözgelimi ABD'de aynı bizdeki gibi CIA ve diğer hükümet görevleri için başvuru yapan adaylarda kullanılıyor.
Zaten ABD dışında yalan tespit testleri (poligrafi) sanayileşmiş ülkelerin hiç birinde neredeyse bilinmiyor ve kullanılmıyor.
FETÖ'CÜLERİN İLGİSİ
Sözünü ettiğimiz FETÖ'cünün itirafında yalan testi eğitimi aldığını söylemesi bu karanlık terör örgütünün tehlike ve derinliğinin şaşırtıcı ölçüde büyük olduğunu göstermektedir. MİT'e FETÖ'cü hainleri gizleyerek sokabilmek için her türlü tedbiri almaktadırlar. Bu durum ise, FETÖ'nün yabancı istihbaratların maşası oldukları anlamına gelmektedir.
Olağanüstü gayretlerle ülkemizi bu terör örgütünden kurtaran Sayın Cumhurbaşkanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır.