Uygur halk ozanı: Abdurehim Heyit
Abdurehim Heyit'in vatanı uğruna yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Tek dileği ve istediği Uygur Türklerinin özgür olmasıydı. Milletine, milli şuuru diri tutacak türküler söylemeyi de görev edinmişti. Bıkmadan, usanmadan, kaçmadan her yerde yüksek sesle söylüyordu. O bir "Duçar Kralı" ve bir kahramandı. Akıllarda ve yüreklerde; "Dedim adın nedir, dedi Heyit'tir. Dedim ya makamın, dedi şehittir. Dedim peki suçun, dedi Türklüktür. Dedim pişman mısın, dedi yok yok" dizleri kaldı...
Giriş Tarihi: 30.11.2024
09:30
Abdurehim Heyit Kaşgar Sanat Enstitüsü'nde eğitim gördü
🔹 Ailesinin desteğiyle de Uygurların en meşhur çalgısı olan dutarı çalmaya başlar. Abdurehim Heyit , Kaşgar Sanat Enstitüsü 'nde öğrenim gördüğü dönemde repertuvarını zenginleştirmiş ve onun sanatının gelişmesine yardımcı olmuştur.
🔹 Kaşgar Sanat Enstitüsü 'nü bitiren Heyit sonrasında Pekin'e gider ve orada Sanat Yüksekokulu 'nda öğrenimine devam eder. Pekin 'de akif olarak faaliyet gösteren "Halk Şarkı ve Dans Topluluğu" ile "Xingjiang Şarkı ve Dans Topluluğu" nda bulunur.
Abdurehim Heyit'in müzikleri
🔹 Heyit, Türkiye'den Doğu Türkistan 'a kadar çeşitli Türk müziklerini incelemiş ve bunlardan ilham alarak kendi sanat üslubu oluşturmuştur. Hem Uygur halk şarkılarını okumak hem de dutar çalmak da usta olan Heyit , kendine has bir üslup geliştirmiştir.
🔹 "Han Adaş", "Bugün Gece", Oynan Derdi Bar Balalar", "Dertten Yaman", "Astanem", "Gadir Mevlan", "Curam", "Hacı Atam", "Nege Barsan Aga", "Ecep Buldum", "Müzik Şadyâne" gibi Uygur Halk Türkülerini çalıp seslendirmiştir.
Dutar Kralı "Abdurehim Heyit"
🔹 Türk dünyasında ve ve dünyanın farklı yerlerinde konserler veren halk ozanı, Uygur halk çalgısı olan dutarı ustaca kullanmasından ötürü "Dutar'ın Kralı" olarak da bilinmektedir.
🔹 Heyit'in hayattaki tek gayesi, müziğini Uygur tarihiyle harmanlayıp geçmişlerini hafızalarda canlandırmak ve unutturmamaktır. Bir Uygur Türk'ü olarak bunu görevi bilmişti.
Dutar müzik aleti
Dutar, Farsçada "iki tel" manasına gelir. Türk diyarlarından Özbek, Türkmen ve Uygurların sıkça kullandığı bir çalgı aletidir. Tip olarak dombraya benzemektedir..
Uygur Türklerine uygulanan Barın Katliamı nasıl gerçekleşti?
"Hani Gökbörü"nün hikayesi
🔹 Abdurehim Heyi t'in bizlere armağan ettiği türkülerden biri "Hani Gökbörü" dür. Aslında bir ağıt olan bu türkünün bir hikayesi var elbette. "Neredesin Gökbörü" bilinen adıyla "Hani Gökbörü" nün söz yazarı aynı zamanda ozanı Abdurehim Heyit 'tir.
🔹 O, Türkistan'ın bir Aşık Veysel'i, bir Neşet Ertaş'ı. Heyit , kaleme aldığı dizelerle milletinin çektiği eziyetlere gür sesiyle tepki göstermiş ve örnek bir direniş sergilemiştir. Ozan, milletinin çektiği çileleri ve yıllardır bitmeyen Çin baskısını, ağıdıyla dünyaya durmuştur.
🔹 Heyit, "Hani Gökbörü" de Çin'in asimile çalışmaları ve insanlık dışı baskılarını şiirle dile getirirken milletinin artık tükendiğini dinleyicilere tüm gerçekliğiyle haykırmış. Türk'ün mitolojik sembolü olan Bozkurt'un nerede olduğunu sormuş bir nevi yardım istemiş tir. İşte bu ağıt Uygur Türklerinin feryadı olarak tarihe geçti...
"Hani Gökbörü"nün hikayesini dinlemek için tıklayınız
"Karşılaşınca"nın hikayesi
🔹 Ülkemizde birçok insan onu "Uçraşkanda" yani "Karşılaşınca" isimli halk türküsüyle tanımakta. Heyit , 2015 yılında Gazi Üniversitesi 'nde bir konser vermişti. "Karşılaşınca" bakıldığında bir aşk türküsü gibi gelse de aslında "Doğu Türkistan'daki Uygurlar çektiği acıları, vatanlarına duydukları derin bağı" anlatmaktadır.
🔹 Direniş ruhuna sahip Uygur Türkleri nin, var olmaya çalışan yurdu ile girdiği diyalog aslında. Bu türkü Abdurehim Heyit 'in yürekten ve etkileyici sesiyle daha kalbimize dokunur.
Doğu Türkistan'da neler oluyor?