Arama

Sezai Karakoç'a göre şair kimdir, şiir neye denir?

Sezai Karakoç, şiir anlayışı üzerine oldukça derin fikirler öne sürmüş bir edebiyatçımızdır. Poetikasının önemli kısmını şiir ve şairliğe ayırır. İkinci Yeni'nin diğer kalemlerinin aksine şaire büyük görevler yükler. Karakoç, şairin kim, şiirin ise ne olduğu soruları etrafında kendi şiirinin kalbine giden yolun da ipuçlarını verir. Sizler için Karakoç'un şiirlerinin anlamını, şairler arasındaki duruşunu ve hayata bakış açısını inceledik.

  • 29
  • 35

Bu bağlamda şiirin açık bir biçimde taraf olmasını isteyen Karakoç yine de vahiy ile şiirin farklı şeyler olduğunu belirtir. Karakoç'a göre "(v)ahiy mutlak hakikati belirler. Şiir ise ilke olarak mübalağayı benimser. Bu özelliği belirtme, onu küçültmek için değil, öz doğrultusunda sapmaması, büyük fonksiyonunu yerine getirmesi içindir." Şiirin abartıya dayanan, sanatlı bir söyleyişi olduğunu ifade ederken saf şiir anlayışına yaklaşan Karakoç, şiirin ve vahyin hedefinin aynı; fakat üslûplarının farklı olduğuna inanır.

  • 30
  • 35

Karakoç, şiirin ne olması gerektiğini tartışırken diğer edebiyat ve sanat dallarıyla farklılığı üzerine de kafa yorar. Şiirin bir damıtma, süzme işi olduğuna inanan Karakoç, şiirin her şeyden önce üzerinde yoğunlaşılması gereken zor bir alan olduğunu söyler. Çünkü şiirde, "(ç)ıplak duygu ve düşünceler, duyarlılığın ve biçimleyici zihin gücünün soyut cenderesinden geçerek, sanat dünyasına yeni bir kimlikle doğarlar."

  • 31
  • 35

Nesnenin soyutlama yoluyla sunumunu, sözcüklere yeni bir kimlik kazandırma uğraşını öncelemesi, Karakoç'un şiiri diğer sanat dallarından ve edebiyat türlerinden daha farklı bir yere koyduğunu gösterir. Tam bu noktada şiir ile romanı karşılaştıran Karakoç'a göre "(r)oman somut insanın peşindedir. Şiir soyutlaştırmıştır insanı. Şiirde insan anlaşılır olarak vardır. Roman tam anlamıyla 'özel isim sanatı' olmasına karşılık, şiir 'nitelikler sanatı'dır."

  • 32
  • 35

Karakoç, şiirin insana ve aşka dayanması, kendisine temel olarak insanı ve aşkı alması gerektiğine inanır. Sezai Karakoç'a göre şiirin gerisinde her çağda her şiirde yenilenen insan olmalıdır, yoksa insansız şiir tez ölür.

  • 33
  • 35

Karakoç, şiirin aşka dayanmasını ifade ederken de tasavvufa atıfta bulunur ve şöyle der: "Tasavvuf ve şiir iç içedir, geçmiş hayatımız ve edebiyatımızda… Mevlevilikte şiir, musiki ve tasavvuf birbirinden ayrılmaz, tek parça ruh akışının üç görünümüdür."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN