Arama

Siyonizmin kanlı hedefleri için Osmanlı’dan kopardılar!

Geçtiğimiz yıl ABD Başkanı Trump, Filistin'in varlığını bir kez daha hiçe sayarak, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıklarını belirtti. Dünyanın ve BM'nin verdiği büyük tepkilere rağmen, ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak cehennemin kapılarını açtı. Bunun üzerine Filistin'de "Üçüncü İntifada" çağrısı yapıldı ve çatışmalar başladı. Bu çatışmaları, abluka altındaki Gazze'de hâlen devam eden ve yüzlerce Filistinlinin şehit olduğu "Büyük Dönüş Yürüyüşü" izledi... Filistin toprakları, Osmanlı'dan koparıldı ve bölgede o günden bu yana kan hiç durmadı.

  • 3
  • 41
ABDÜLHAMİD'TEN TOPRAK İSTEDİLER
ABDÜLHAMİD’TEN TOPRAK İSTEDİLER

Theodor Herzl, 1901 yılında Sultan II. Abdülhamid ile yaptığı bir görüşmede, gizli kalmak şartıyla "Avrupa borsasını ellerinde tutan Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün borçlarını ödemesi karşılığında Filistin'de bir yurt verilmesini" teklif etti.

Siyonist güçler tarafından Sultan Abdülhamid'e götürülen bu teklifin cevabı, Yahudiler için büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Abdülhamid şu sözleri söyledi:

"Ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. Onlar, bu İmparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kıldılar. Onu, bizden koparılmadan önce üzerini kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz."

Theodor Herzl hatıratında, Abdülhamid'in "Dindaşlarımızın ölüm fermanını bu göçlerin önünü açarak imzalamam asla mümkün değildir" dediğini yazmıştı.

  • 4
  • 41
BİR ASIR ÖNCE OSMANLI'DAN KOPARILDI
BİR ASIR ÖNCE OSMANLI’DAN KOPARILDI

Meşrutiyet ile birlikte azınlıklara verilen haklar, Yahudilerin de işine yaramıştı. Özellikle 1914 yılından sonra Filistin'deki Araplardan geniş topraklar satın alıp yerleşmeye başladılar.

Önce Mekke Şerifi Hüseyin bin Ali'ye Arap Krallığı'nı vadedildi. Ardından, 1916'da İngiltere temsilcisi Sir Mark Sykes ile Fransa temsilcisi M. F. George Picot arasında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması, Osmanlı topraklarını İngiltere, Fransa ve Rusya arasında paylaştırıyordu. Filistin için ise, uluslararası bir statü öngörüyordu.

  • 5
  • 41
İŞGALİN YOLUNU AÇAN BALFOUR DEKLARASYONU
İŞGALİN YOLUNU AÇAN BALFOUR DEKLARASYONU

1917 yılında, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, siyonist kampanyanın önemli figürlerinden Lord Walter Rothschild'e yazdığı mektupla "Yahudilerin Filistin'de yurt kurmalarını desteklediğini" bildirdi. Bu durum, İsrail'in kurulmasına giden süreçte, en önemli kilometre taşı oldu.

Rothschild ve Balfour arasında karşılıklı yazışmalar sonunda hazırlanan deklarasyon, İngiltere'nin savaşa yeni dahil olan ABD'de güçlü olduğuna inandığı Yahudi diasporasını etkilemeyi amaçlıyordu.

  • 6
  • 41
BALFOUR DEKLARASYONU NELERE YOL AÇTI?
BALFOUR DEKLARASYONU NELERE YOL AÇTI?

"Saygıdeğer Lord Rotschild, Majestelerinin Hükümeti adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudi Siyonist isteklerini sempati ile karşılayan müteakip deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım." sözleriyle başlayan Balfour'un mektubu şöyle devam ediyordu:

"Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Museviler için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin'deki mevcut Musevi olmayan toplumların sivil ve dini hakları ile başka ülkelerde yaşayan Musevilerin sahip oldukları hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır."

Balfour'un, "Bu deklarasyonu Siyonist Federasyonu'nun bilgisine sunmanızdan memnuniyet duyacağım." sözleriyle son verdiği mektup, daha sonra İtalya, Fransa ve ABD'nin de desteğini almıştı.

"Halksız vatana, vatansız halkı yerleştirme" söylemiyle yapılan kampanyalar çerçevesinde yazılan mektubun ardından, tarihi Filistin topraklarına büyük bir Yahudi göçü başlatıldı.

  • 7
  • 41
OSMANLI FİLİSTİN'DEN ÇEKİLİYOR
OSMANLI FİLİSTİN’DEN ÇEKİLİYOR

Mektubun yazıldığı 2 Kasım 1917 tarihinden bir hafta sonra basınla paylaşılan Balfour Deklarasyonu'na, savaş sonunda Osmanlı Devleti'nin imzaladığı Sevr Anlaşması'nda yer verildi.

Milletler Cemiyeti'nde 1922 yılında kabul edilen Filistin topraklarındaki İngiliz manda yönetiminin temelini de bu deklarasyon oluşturdu.

Balfour Deklarasyonu sonrasında, 1918 yılında Osmanlı askerleri Filistin'den çekildi. 1880 ile 1918 arasında Filistin'deki Yahudilerin sayısı 24 binden 65 bine, nüfusun yüzde 10'una çıktı. Ardından Araplar ile Yahudiler arasında gerginlikler başladı.

İngiliz mandası altındaki Filistin'e 1920-1940 arası dönemde Yahudi göçü hız kazandı. Son olarak Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı sırasında, Yahudilere yönelik Nazilerin gerçekleştirdiği soykırım sebebiyle göç oranı giderek arttı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN