Kur’an’ın veciz özeti: Fatiha suresi
Her şeyi bir ölçüye göre yaratan yüce Allah'ın Fatiha suresini Kur'an-ı Kerim'in en başına yerleştirmiş olması sebepsiz değildir. Fatiha suresi muhteva ettiği ayetlerde derin anlamlar barındırmaktadır. Burada biz kullara düşen ise söz konusu sure-i şerifenin muhteva ettiği hikmetler üzerinde tefekkür etmek; benliğimiz ve ruhumuz için birtakım dersler çıkarmaktır.
Giriş Tarihi: 31.03.2021
10:56
Güncelleme Tarihi: 31.03.2022
10:58
Sesli dinlemek için tıklayınız.
İslam tarihi boyunca Fatiha suresinin başında bulunan besmelenin açıklamasını yapmak için dahi ciltler dolusu tefsir kitapları yazılmıştır. Kur'an Yolu tefsirine göre ise Fatiha suresinin kısa tefsiri şu şekildedir:
Surelerin başında bulunan besmele cümlelerinin, Kur'an-ı Kerîm'in mushaflarda ilk defa toplanmasından itibaren yazılageldiği, aynı dönemde Kur'an'a dahil olmayan hiçbir şeyin mushafa yazılmadığı dikkate alınırsa –aksine görüşler bulunmakla birlikte– her sûrenin başındaki besmeleyi, sûrenin âyet sayılarına dahil olmayan ayrı bir âyet olarak kabul etmek gerekmektedir. Hanefî fıkıhçılarının görüşleri de böyledir. Besmele bu sûrenin ilk âyeti olarak tefsir edilmiştir.
Dilimizde övme ve teşekkür etme, Arapçada medih ve şükür kelimelerinin hamd kelimesine yakın mânaları bulunmakla birlikte bunlar arasında birtakım ince farklar da vardır. Methetme (övme) bir iyilik ve güzellik karşısında yapılır; bu iyilik ve güzelliğin sahibi, kendisinin bunda iradesi ve etkisi olsun olmasın methedilebilir.
Kişi kendi iradesinin eseri olmayan güzelliği sebebiyle övüldüğü gibi cömertlik ve cesaret gibi erdemlerinden dolayı da övülür. Hâlbuki hamd ancak irade ve istekle hâsıl olan iyilik ve güzellik karşısında yapılır.
"Ödül ve ceza (din) gününün hâkimi" diye çevirdiğimiz tamlamada geçen mâlik "malın, mülkün sahibi" demektir. Kıraat âlimlerince "hükümdar, iktidar sahibi" anlamında "melik" şeklinde de okunmuştur. İnsanlar için kullanıldığında mâlik ile melik arasında güç, yetki ve tasarruf hakkı bakımlarından önemli farklar vardır. Mal ve mülkün sahibi (mâlik) kişinin başkalarına hükmü geçmez, başkalarına hükmü geçen hükümdar (melik) ise her malın ve mülkün sahibi değildir. Allah Teâlâ hakkında mâlik ve melik sıfatları kullanıldığı zaman mâna çerçevesinde bir eksiklik olamaz; çünkü O hem âlemlerin sahibidir hem de herkese ve her şeye hükmü geçer; O'nun iktidarı üstünde bir iktidar tasavvur bile edilemez. Melik O'nun zâtına, mâlik ise fiiline ait sıfatlardır.
Besmeleden buraya kadar kendisi ve sıfatları, kulları ve kâinat ile kesintisiz ilişkisi, dünya hayatının sonu ve hesap günü hakkında önemli açıklamalar yapan Allah Teâlâ, bunları iman içinde dinleyip anlayan ve şuuruna yerleştiren kullarında hâsıl olacak duygu ve düşünceye, davranış biçimine tercüman olarak "Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz" buyuruyor. Şu halde yukarıda sıralanan eşsiz ve benzersiz sıfatlar Allah'a mahsus olduğuna göre ibadetin ve yardım dilemenin O'na özgü kılınması da –kul açısından– tabii hale gelmektedir.
"Doğru yol" (sırât-ı müstakîm) İslâm'dır. Allah'ın peygamberleri ile kullarına gönderdiği dinlerin genel adı da İslâm'dır. Yaratan ile yaratılan, Allah ile kul, akıl ile vahiy, hürriyet ile cebir, haksızlık ile adalet, iyi ile kötü... ancak İslâm'da yerli yerine konmuş, doğru ilişkiler ve dengeler kurulmuş, kurulma yolları gösterilmiştir.
İslâm yalnızca Allah kitabında böyle buyurduğu için doğru yol değildir, aynı zamanda tarih boyunca ilâhî irşadı reddedenlerin tecrübeleri de doğru yolun İslâm olduğunu göstermektedir. Bu sebeple doğru yolu arayanlar ve üzerinde bulundukları yolun sağlamasını yapmak isteyenler, dönüp tarihe bakmak, gerçek mutluluğu bulanlarla sapanlar ve Allah'ın gazabına uğrayanların yol ve yöntemlerini incelemek durumundadırlar. Tarihte hem örnekler hem de ibretler vardır. Örnekler, peygamberlerin izlerinden giden fert ve ümmetlerde, ibretler ise onlara cephe alan ve Cenâb-ı Hakk'a meydan okuyanlarda görülmektedir. Bazı rivayetlerde sapanların "hıristiyanlar", ilâhî gazaba uğrayanların da "yahudiler" olarak açıklanması yalnızca zaman ve mekân itibariyle yakın birer örnek olmalarından dolayıdır.
Fatiha suresinin okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdulillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în. İhdinessirâtal mustakîm. Sirâtallezine en'amte aleyhim. Ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.
Fatiha suresinin meali
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Hamd, âlemlerin Rabbi Rahman, Rahim hesap ve ceza gününün maliki Allah'a mahsustur.Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil.
(x) 📕 Fatiha suresinin tefsiri için tıklayın.
VIDEO