Yeterince şükrediyor muyuz?
Şükretmek; sadece dilde kalmayan, ruhumuzun derinliklerine nüfuz eden bir teşekkür hali. Şükür, sahip olduğunuz az şeyi bolluğa dönüştürür. Kendime "yeterince şükrediyor musun" dediğimde, hep olumsuz anlardan sonra, feraha kavuştuğumda, bir şeyi başardığımda, bir şeyden kurtulduğumda şükrettiğimi fark ettim. Oysa şükrün en büyük mertebesi, beklentinin olmadığı anlarda Allah'a teşekkür edebilmek…
Giriş Tarihi: 21.11.2024
08:32
Güncelleme Tarihi: 27.11.2024
10:26
Verilen nimetlere şükretmek, Müslümanların ahlaki özelliklerindendir.
➡ İslam, şükrün sosyal yönüne de büyük bir vurgu yapar. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmiş sayılmaz." (Ebu Davud, Edeb, 11). Yani, insanlara teşekkür ederek şükrün toplumsal boyutunu da yaşamak, Allah'a karşı olan minnettarlığımızın bir yansımasıdır.
➡ Bir Müslüman olarak, Allah'ın bize verdiği nimetleri her an hatırlamak ve bunlar için şükretmekle yükümlüyüz. Ancak şükür, sadece refah ve bolluk zamanlarına has bir ibadet değildir. Rabbimiz, bizi hem darlıkta hem de bollukta sabredip şükreden kullarından olmayı öğretmiştir.
➡ Hayatın zorlukları karşısında şükretmek, aslında bizi olgunlaştıran, ruhumuzu güçlendiren ve kalbimizi huzura erdiren bir süreçtir. Unutmayalım ki, her şey Allah'ın bir takdiridir. Yaşadığımız her deneyim, bize O'na yaklaşmamız için bir vesiledir.
İslam şükretmenin ne denli önemli olduğunu vurgular
➡ İslam, insanın dünyadaki yolculuğunda şükretmenin ne denli önemli olduğunu vurgular. Kur'an-ı Kerim'de şükür kavramı, 70'ten fazla ayette geçer ve Rabbimiz bizlere şükrün önemini tekrar tekrar hatırlatır. Allah, Nahl Suresi 18. Ayette şöyle buyurur:
"Allah'ın nimetini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız. Allah gerçekten bağışlayıcıdır, merhametlidir."
➡ Bu ayet, bizlere her an şükredecek sayısız nimetin verildiğini gösteriyor. Ancak ne yazık ki çoğu zaman nimetlerin farkında olamıyoruz. İslam'da şükür, yalnızca verilen nimetlere teşekkür etmek değil, aynı zamanda bu nimetleri bilinçli bir şekilde kullanmak anlamına gelir. Peygamber Efendimiz (sav) de bizlere hayatın her anında şükretmenin önemini öğretmiştir. Örneğin, bir hadis-i şerifte şöyle buyurur: "Müminin durumu ne hoştur! Onun her hali kendisi için bir hayırdır. Bu da ancak mümine mahsustur. Ona bir iyilik erişse şükreder, bu onun için hayır olur; bir musibet erişse sabreder, bu da onun için hayır olur." (Müslim, Zühd, 64)
➡ Bu hadis, şükrün yalnızca refah anlarında değil, zorluk anlarında da hayati bir öneme sahip olduğunu gösterir. Şükretmek, Rabbimizin bize sunduğu nimetlerin farkında olmaktır. Nimetlerin farkına vardıkça hem dünyada hem de ahirette huzur buluruz. Unutmayalım ki, şükretmek sadece dilde bir teşekkürden ibaret değildir. Şükür, ruhumuzun derinliklerinde hissettiğimiz bir minnettarlık halidir. Bu yüzden, hayatımızın her anında şükretmeyi ve bu güzel hali başkalarına da yaymayı bir sorumluluk olarak görmeliyiz.
📚 Şükür nedir, nasıl yapılır? İslam'da şükretmenin önemi...
Şükrün Bilimsel ve Psikolojik Temelleri
➡ Dr. Robert A. Emmons'un "Teşekkür Ederim" kitabında belirttiği gibi, şükretmek insanın psikolojik sağlığı üzerinde muazzam etkiler oluşturur. Emmons, şükrün insanları daha mutlu daha umutlu ve daha dirençli hale getirdiğini bilimsel araştırmalarla ortaya çıkarmıştır. Şükretmeyi hayatlarının merkezine alan bireylerin depresyon seviyeleri düşmekte, stresle başa çıkma becerileri artmakta ve yaşam sevinçleri yükselmektedir.
➡ Emmons'un yaptığı bir çalışmada, katılımcılara 10 hafta boyunca her gün minnettar oldukları üç şeyi yazmaları istenmiş. Sonuç olarak, bu katılımcıların ruh hallerinde belirgin bir iyileşme, uyku kalitesinde artış ve daha yüksek bir yaşam memnuniyeti gözlemlenmiş. Düşünün , sadece günlük birkaç dakika ayırarak yazılan basit bir "teşekkür listesi" dahi bu denli büyük etkiler oluşturabiliyor.
Bu bilgilerden hareketle, şükretmeyi yaşayış biçimi olarak idrak eden bireylerin hayatlarında neler olur, şöyle listeleyebiliriz:
Zihinleri daha dingin olduğundan, gece uykuları daha kaliteli ve dinlendirici olur. Şükretmek, kortizol gibi stres hormonlarının seviyesini azaltır. Stres, kaygı ve depresyon gibi olumsuz duygularla daha iyi başa çıkarlar . Teşekkür eden bireyler, çevreleri tarafından daha sevilir ve saygı görürler. Sosyal ilişkilerinde daha başarılı olurlar ve daha güçlü bağlar kurarlar. Daha mutlu ve daha iyimser bir yaşam sürerler. Fiziksel olarak daha sağlıklı olurlar ve daha az hastalanırlar. Bu çalışmalardan çıkarabileceğimiz ders şu: Şükretmek beden sağlığımız için de ilaç gibidir. Aynı zamanda beyin kimyası üzerinde de olumlu etkileri vardır.
Sadaka vermek veya bir iyilik yapmak, şükrün bir ifadesidir
➡ Şükretmeyi sık sık dile getiren bireyler kıskançlık, kızgınlık, hırs hatta acı gibi dürtülerden kendilerini koruyabilir hale gelirler. Allah'a daha yakın oldukları gözlemlenir, başkalarını daha çok düşünürler. Şükür, sadece bireysel bir ibadet değil, aynı zamanda toplumsal huzurun anahtarıdır. Şükreden insanlar, daha hoşgörülü, yardımsever ve empatik bireyler olurlar. Toplumda şükrü yaygınlaştırmak, insanlar arasındaki sevgi ve dayanışma bağlarını güçlendirir.
➡ Örneğin, sadaka vermek veya bir iyilik yapmak, şükrün bir ifadesidir. Rabbimiz, Bakara Suresi 261. Ayette şöyle buyurur:
"Mallarını Allah yolunda harcayanların örneği, her başağında yüz tanenin bulunduğu yedi adet başak çıkaran bir tohum tanesi gibidir. Allah dilediğine katlayarak verir, Allah (zât ve sıfatlarında) sınırsızdır, her şeyi bilmektedir."
Bu ayet, şükrün sadece dilde kalmaması gerektiğini, aynı zamanda eylemlerle de ifade edilmesi gerektiğini öğretir.
Sadece güzel günlerde hatırlanacak bir kavram değildir; Şükretmek
➡ Şükretmek , sadece olumlu olaylarda, güzel günlerde hatırlanacak bir kavram değildir. Gerçek şükür, zorluk ve sıkıntılar karşısında da Rabbimize teslim olmayı ve halimize rıza göstermeyi gerektirir. İslam, hayatın her yönünde dengeyi ve teslimiyeti öğretir. Kur'an'da şöyle buyrulur:
"Size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216)
➡ Bu ayet, bizlere şükrün anlamını derinlemesine düşündürüyor. Belki de şükrün en önemli sınavı, zorluklar karşısında Rabbimize olan bağlılığımızı sürdürmekte yatar. İnsanın hayatında her şey yolunda gittiğinde şükretmesi kolaydır. Ancak asıl erdem, darlık ve sıkıntılar içinde de Allah'a teslimiyet gösterebilmektir. İslam alimlerinden İmam Gazali, şükrün dört aşamadan oluştuğunu belirtir:
Nimeti tanımak : Hayatımızda ne tür nimetlerin olduğunu fark etmek. Minnet duymak : Bu nimetleri verenin Allah olduğunu bilmek ve O'na teşekkür etmek. Sözle ifade etmek : Dil ile Allah'a şükretmek, Elhamdülillah demek. Nimeti doğru kullanmak : Allah'ın verdiği nimetleri O'nun rızası doğrultusunda kullanmak. ➡ İmam Gazali'nin bu sınıflandırması, şükrün sadece sözde değil, aynı zamanda davranışlarımızda da hayat bulması gerektiğini öğretir.
📚 İslam âlimlerinin "şükür" kavramına bakışı