Ara Güler’in bilinmeyen belgeseli ‘Kahramanın Sonu’ 📸🎬
Dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biriydi Ara Güler. Deklanşörüyle görsel tarihe büyük katkılar sağlamış, önemli olaylara ve dönemlere tanıklık etmiş, objektifiyle her birini belgelemişti. Hem Türkiye'de hem de dünyada fotoğrafçılığa büyük katkılar sağlamış; kendinden sonra gelen birçok fotoğrafçı onun izinden gitmiş, onu örnek almıştı. Bizler usta duayeni daima "belgesel fotoğrafçı" olarak tanıdık; ancak onun tarihe katkısı çektiği karelerle sınırlı değil. Ara Güler, 1975 yılında bir belgesel filme imza atmış, tarihimize damga vuran Yavuz Zırhlısının sökümünü "Kahramanın Sonu" filmiyle anlatmıştı.
Giriş Tarihi: 17.10.2019
10:01
Güncelleme Tarihi: 17.10.2020
14:14
ARA GÜLER’İN GÖZÜYLE YAVUZ ZIRHLISI
1973'te sıcak bir yaz günü Gölcük'te askerler, siviller Yavuz Zırhlısının veda töreni için bir araya geldi.
Tarihi değeri olan, üzerine türküler yakılan, Türk donanma gemisi Yavuz, sökülüp jilet olacaktı...
Dünyaca ünlü Stern dergisi de bu geminin tarihini ve sökümünü anlatan bir röportaj istedi Ara Güler'den. Duayen fotoğrafçı, bu röportaj için o gün o törendeydi.
Hazırlayacağı röportaj için paşalardan, amirallerden geminin eski fotoğraflarını istedi, Yavuz'da askerlik yapanlarla konuştu ve sökümü fotoğrafladı.
YAVUZ’UN BELGESELE DOĞRU YOL ALAN HİKÂYESİ
Röportaj için uğraşırken bir de belgesel çekmeye karar verdi Ara Güler.
Daha sonra "Foto Muhabiri Ara Güler" kitabında, Yavuz'un belgesele doğru yol alan hikâyesini şöyle anlatmıştı:
"Bir düşünsenize, suları yara yara gelen Yavuz hakkında şiirler, şarkılar yazılmış, tablolar yapılmış. Yavuz'da askerlik yapanlar övünç duyarak anlatmış.
Sonra bu kahramanın parçalanışını görüyorsunuz. Kaynak makineleriyle kesiyor, parçalıyorlar. Üzüntülü bir durum, tam bir dram. Acısını hissetmemek mümkün değil.
Ben de gayet milliyetçi bir herifim. Röportajı yaparken elimde çok malzeme birikti. Belgeselini yapmaya karar verdim. Yavuz bu, kolay sökülmüyor.
Tam 10 yıl sürdü sökümü. Bir kahramanı öldürüyorlar. Bunun için adını Kahramanın Sonu koydum. 16 mm ile çekiyordum."
SİNEMA MACERASININ İLK VE SON SAYFASI
Efsanevi gemi Yavuz Zırhlısının sökümünü anlattığı Kahramanın Sonu belgeseli, daha sonra üstat Ara Güler'in meslek hayatının en acı tecrübelerinden biri oldu.
Onca yıl didinip çektiği belgesel film, önce sansürlendi, kopyasına el konuldu ve sonra ortadan kayboldu.
Ara Güler, daima "Yavuz beni çok uğraştırdı" diye sitem ede ede anlattı o filmin macerasını.
Kahramanın Sonu, fotoğrafçı olarak dünyaya nam salmış bir ustanın sinema macerasının ilk ve son sayfası gibidir.
YAVUZ’UN ACIKLI HİKÂYESİNE BİR AĞIT
Ara Güler, tarihe tanıklık eden bu filmi çekip bitirince, soluğu Fransa'da aldı, montajını yaptı.
Hatta tesadüfen sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Orson Welles'in kurgucusu ile tanışmış ve kurguya da o girmişti.
Sonra sıra sese geldi. Bu konuda Ara Güler'in aklında bir şey vardı: "İlhan Mimaroğlu'nun çok sevdiğim bir elektronik müziği var. Onunla seslendirdik."
Ara Güler, Yavuz gibi bir efsane geminin neden söküldüğünü, jilet yapıldığını incelikli bir şekilde eleştirdi filmde. Neticede bir kahramandı o ve pekâlâ müzede de tutulabilirdi. Bunun için film Yavuz'un acıklı hikâyesine bir ağıt gibiydi...
SANSÜR HEYETİ FİLME NEDEN EL KOYDU?
Ara Güler, filmi önce Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Salah Birsel'e izletti ancak beklediği tepkileri alamadı.
Sonra ABD'de Atlantic Records'un sahibi Ahmet Ertegün'e izletti. Ertegün'ün belgeseli beğenmesiyle morali düzelen Güler, filmi çantasına koyduğu gibi soluğu Türkiye'de aldı.
Tüm bu süreç yıllarını aldı usta duayenin. Yavuz'un sökümü, filmin çekimi, kurgusu...
Ara Güler'in film çektiğini bilen dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı oldukça heyecanlandılar ve filmi görmek istediler. Fakat filmin gösterilmesi için önce sansür heyetinden "olur" alması gerekiyordu.
Ankara'da kurul üyeleri filmi izledi. Kahramanın Sonu'nun kaderi de o gün o kuruldaki insanların meseleyi kavrayamamalarıyla şekillendi.
"Kurulda herkes filme iyi diyor. Ama biri var. Olmaz diye tutturuyor. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir görevli. Takılmış filmde konuşma olmamasına. Sadece elektronik müzik var filmde. Sonra bu Fransızca kopya diyerek itiraz ediyor. İyi de filmde söz yok! Kurul sonunda bu film Türkiye'ye giremez kararı verdi. Filme el koyuldu."