Arama

"Burası Cennet Olmalı" film analizi

Filistinli yönetmen Elia Suleiman'ın yazıp yönettiği "Burası Cennet Olmalı" filmi, kendisine başka bir yurt aramak için yola koyulan adamın hikayesini anlatır. Filmde, Filistin mücadelesi ve işgal altındaki topraklarda yaşayan halkın karşılaştıkları durumlar güçlü metaforlar ile seyirciye aktarılır. Sizin için, Suleiman'ın absürt mizah türündeki özgün yapıtı "Burası Cennet Olmalı" filmini analiz ettik.

" BEN FİLİSTİNLİYİM"

🔸 Film boyu bir sahne dışında Suleiman konuşmaz. Sessizliğin dilini kullanan yönetmen, başrolü tek sahnede konuşturur. Bu diyalog arabada geçer.

🔸 Bindiği bir takside şoför, karakterimize hangi ülkeden geldiğini sorar ve Nasıra cevabını alır. Sonrasında aralarında şu diyalog gerçekleşir:
"- Nasıra bir ülke mi?
+ Ben Filistinliyim"

🔸 Yönetmenimiz film boyunca sadece Filistinli olduğunu söylemek için konuşur. O, nereye giderse gitsin kendini, doğduğu toprakları bulacak ve her daim Filistinli olarak adını haykıracaktır.

BURASI CENNET OLMALI FİLMİNDE METAFOR KULLANIMI

🔸 Yönetmen, filminde Filistin mücadelesini ve işgal altındaki topraklarda Filistinlilerin neler ile karşılaştıklarını güçlü metaforlar ile anlatır. Bunu yaparken de düşüncelerini, kendine özgü absürt bir mizah şeklinde aktarır.

🔸 Filmin her anında ses ve görüntüler ile çeşitli mesajlar verilir. Örneğin gittiği ülkede uçağın havada geçiş sesi, kendi vatanındaki savaş uçaklarını andırır. Gezdiği ülkede havalanan jetlerin bıraktığı izler, işgal altındaki Filistin hava sahasında sürekli görülen manzaraları anımsatır.

Filistin ile ilgili 5 belgesel

🔸 Meydanda dolaşan atlı polislerin olduğu, sokaklarda tankların gezdiği sahneler, Filistin'de sıkça görülen acı görüntülerin yansıması gibidir adeta. Bomba ve insan çığlıklarını andıran sesler ise aslında havai fişek gösterileri ve insanların mutluluk çığlıklarıdır.

🔸 Tüm bu görüp işittikleri, aslında bayram kutlaması töreninde yapılan etkinliklerdir. Ancak karakterimize ve izleyiciye Filistin'i, orada yaşananları anımsatırak hissettirir.

🔸 Ayrıca yönetmen bu sahneler ile Fransız kültüründeki militarizm, polis kontrolü ve savunma sanayisini de gösterir. Filistin'deki huzursuzluk ortamından çıkıldığında bu sefer huzurlu görünen Paris'in ardındaki sıkı denetimi gözler önüne serer.

Militarizm nedir?
Bir ülkede ordu gücünün aşırı derecede ağır basması.

SANDALYE METAFORU

🔸 Filmdeki diğer birçok sahnede de çeşitli metaforlar kullanılır. Buna örnek olarak süs havuzu etrafında oturan insanların bulunduğu sahne gösterilebilir.

🔸 Sandalye kapma yarışını andıran sahnede, bazı insanlar sandalyelerini kaplumbağa gibi sırtlarında taşırken kimisi de ne pahasına olursa olsun elinden bırakmaz. Burada sandalye; sahip olunması gereken değerli bir eşya, yurt, ev, toprak gibi metaforik bir anlam taşır.

İŞGALİYE ÖLÇÜMÜ METAFORU

🔸 Bir başka sahnede ise karakterimiz, kafenin önündeki kaldırımda bulunan masada oturup kahve içer. O esnada polisler gelir ve masaların kurallara uygun olarak kaldırıma koyulup koyulmadığını milimi milimine ölçer.

🔸 İşgaliye ölçümü olarak isimlendirilen bu durum, İsrail'in Filinstin topraklarında gerçekleştirdiği işgali, sınır kavramını hatırlatır. Aynı zamanda da düzenli görünen şehirdeki yaşamın ardında ciddi bir polis kontrolü ve disiplin olduğunu da vurgular.

Yönetmen için sinema ne anlama geliyor?

KOMŞU METAFORU

🔸 Filmin dikkat çeken ve belki de en temel vurgusu olan sahnelerinden biri ise karakterimizin komşusu ile bahçedeki limon ağacına dair meselesidir.

🔸 Komşusu, başrolümüzün ağacından izinsiz şekilde limon toplar, sonraki sahnede ise daha iri meyveler vereceği gerekçesiyle ağacı budar. Aradan bir süre geçtikten sonra ise bu sefer ağacı kendisininmiş gibi rahatça sularken yakalanır. Karakterimiz, en son yolculuğundan döndüğünde ise diğerinin yanına yeni bir limon fidanı dikildiğini görür. Komşusu bu sefer iki ağacı da sular.

🔸 Güzel bir ağaçken budanan, su verilen ve hemen yanı başında yeniden filizlenen ağaç, Filistin'in dirilişine yapılan bir gönderme olarak görülür. Aynı zamanda limon ağacının izinsiz kullanılması ve daha iyi meyve verecek bahanesiyle yine sahibinden izin alınmadan budanması, işgalci İsrail'in Filistinlilerin topraklarına zorla yerleşmelerine de yapılan bir göndermedir.

Yönetmenin "Filistin'e" sözleriyle sonlandırdığı yapıtı, Filistin meselesine farklı bir açıdan bakılması, yönetmenin derdini sanat ile nasıl anlatabileceğine örnek olması açısından etkileyici ve izlenmesi gereken filmler arasındadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN