Arama
Selahaddin Minberi’ni küle çeviren o yangın ve bir rivayet
Bundan 8 asır önce, Bağdat'ta bir marangoz, oldukça ince işlemelerle bezeli bir minber yapmış; bu minberin namını duyup satın almak isteyenlere ise tek bir cevap vermişti: "Bu minber Mescid-i Aksa'da duracak." Kudüs'ün Haçlı işgali altında olduğu o yıllarda henüz küçük bir çocuk olan Selahaddin Eyyubi, bu sözü duymuş ve 40 yıl sonra Kudüs'ü fethettikten sonra minberi Mescid-i Aksa'ya yerleştirmişti. "Selahaddin Minberi" olarak bilinen bu minber, bundan 50 yıl önce bugün Hıristiyan-Siyonist Dennis Michael Rohan tarafından caminin ateşe verilmesi nedeniyle küle döndü.
Aynı hikâyeyi 7-8 yaşlarında bir çocuk da dinlemiş, ama o, eserin güzelliğinden çok müessirin vasiyetine kulak vermiş.
Aradan 40 yıl geçmiş ve o minberi durması gereken yere Mescidi-i Aksa' ya yerleştirmişti. Diller onu, "Selahaddin-i Eyyubi" diye anmıştı.
Bu sözlerle anlatılmıştı Mescid-i Aksa'nın minberinin öyküsü Molla Fênari ve Üftade'nin talebesi Endülüslü Muhyiddin İbn Arabi tarafından.
Aradan asırlar geçecek, bu dillere destan hayranlık uyandıran minber, bir Avustralyalı Hıristiyan-Siyonist tarafından ateşe verilecek ve külleri tarihe karışacaktı…
Tam 50 yıl önce bugün. Kudüs'te, Müslümanlığın en önemli değerlerinden biri olan Mescid-i Aksa'nın içindeki Kıble Mescidi, 21 Ağustos 1969'da Avusturalyalı Hristiyan-Siyonist Michael Dennis Rohan tarafından ateşe verildi.
Güçlükle söndürülen yangın, mescidin tarihî dokusunu büyük ölçüde yok etti.
Kudüs'teki pek çok Müslüman, İsrail'in Kudüs'ü işgal ettiği 1967 İsrail-Arap savaşından iki sene sonra gelen bu yangını, yaşadıkları acının sembolü olarak algılamıştı.
Camiyi yok etmenin Mesih'in gelişini hızlandıracağına inandığını söyleyen Rohan, Church of God isimli tarikat mensubuydu. Daha sonra deli raporu aldı ve İsrail'den sınır dışı edildi.
Siyonistler, yıllardır Mescidi Aksa'nın yerinde Süleyman Mabedi adını verdikleri bir Yahudi mabedinin olduğunu ve bu iddialarına binaen Mescidi Aksa'yı yıkarak yerine yeniden söz konusu mabedi inşa etme girişimlerinde bulunuyorlar.
Onların bu amaçları nedeniyle Doğu Kudüs'ün işgal edildiği 1967'den bu yana, Mescid-i Aksa sürekli şekilde Siyonist saldırganlıktan kaynaklanan tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.