Sultan II. Abdülhamid'in bir günü nasıl geçerdi?
Osmanlı İmparatorluğu'nun 34'üncü padişahı ve 113'üncü İslam halifesi Sultan II. Abdülhamid, 33 yıllık hükümdarlığı boyunca Osmanlı topraklarına birçok hizmette bulunmuş, devlet ve hilafet mührünü abdestsiz basmayacak kadar dindar bir yaşam sürmüştü. Siyasi dehasıyla kendine hayran bırakan Ulu Hakan, aynı zamanda bir aile babası, tüccar ve marangozdu. Peki, koskoca bir imparatorluğun en zor dönemlerinin mirasını omuzlarına alan bir hükümdar bir gününü nasıl geçirirdi?
Giriş Tarihi: 16.01.2019
11:41
Güncelleme Tarihi: 16.01.2019
12:58
Çok dakik olan sultanın mesai saatleri de gayet düzgündü. Zamanının büyük bir kısmını devlet işlerine ayırıp günde yalnızca dört ya da beş saat kadar uyurdu.
ÇOCUKLARINA VAKİT AYIRIRDI
Resmi işleri hafiflediği zamanlarda, ailesiyle vakit geçirdi. Bazen de Yıldız Sarayı'nın bahçesindeki özel çiçeklerle meşgul olur veya avlanırdı. Padişaha mahsus bu bahçede, bir havuz ve bu havuzda da elektrikle çalışan küçük gemiler mevcuttu. Çocukları burada oynarken bazen kendisi de onlarla oynayarak havuzda gemi yarıştırırdı.
ABDESTSİZ YERE BASMAYAN SULTAN
Abdülhamid Han, yatağının başında daima temiz bir tuğla bulundururdu. Yataktan kalktığında çeşme mahalline gidene kadar abdestsiz yere basmamak için tuğlayla teyemmüm ederdi. Bu durum ona sorulduğunda ise "Bunca Müslümanların halifesi olarak, biz sünnet ölçülerine dikkat etmezsek, ümmet-i Muhammed bundan zarar görür!" karşılık verirdi.
Sultan Abdülhamid, sabahları güneş doğmadan önce kalkar, banyodan ve sabah namazından sonra bahçede küçük bir gezinti yapardı. Her sabah da iki fincan kahve içerdi. Sonra kahvaltısını yapar ve Selamlık Dairesi'ne geçerek günlük çalışmalarına başlardı. Burada saat on bire kadar resmî işlerle uğraşırdı.
10 BİNİ AŞKIN KÜTÜPHANESİNDEN KİTAP OKUYARAK DİNLENİRDİ
Yemek zamanı muntazamdı. Abdülhamid, acıkmadan yemek yemezdi. Sultanların, yemeklerini yalnız başına yemeleri bir saray âdetiydi. Bu yüzden de Abdülhamid Han, öğle yemeğini Harem'deki hususî dairesinde yerdi. Öğleden sonra bir müddet uyuyarak veya 10 bini aşkın kitaptan müteşekkil kütüphanesinde kitap okuyarak istirahat ederdi. Osmanlı tarihi ve dünya siyasetine hususî alaka gösterirdi.